bugün

deprem olunca binanın altında kalmak.
öcüler.. küçükken kafama yorganı çekip uyurdum.. onlar beni görmesin diye değil ama ..ben onları görmeyeyim diye öyle cinstim.. sonra beni boğabileceklerini düşündüm ve bu huyumdan vazgeçtim..
Tek başına Tuvalete gidememek, karanlık.
kuku teyzedir.
Abimin karanlıktan fırlayarak korkutması sonucu, karanlıktan hep korkmuşumdur. Ah abi ahh.
Gece mutfağa girdiğimde kapının arkasında elinde koca bir hançerle beni beklediğini düşündüğüm korkunç varlık.
Şimdi bile tüylerimi diken diken ediyor düşüncesi.
-annemi kaybetmek.
rüyalarıma dahi girerdi.
Büyük beyaz tavşan rüya fobimdi. Her sabah aynı saatte beyaz büyük tavşan rüyasını görürdüm hep beni yakalamaya çalışırdı.
evde hiç püskevit kalmaması. horror story
Yükselik idi.

Sonra ne mi oldu? Çatı işinde çalışmaya başladım. 50 metreden aşağı bakınca insanda korku filan kalmıyor.
Kakamdan korkardım.klozette görünce kıçıma yapışan tuvalet kağıdıyla kaçardım.ama şimdi korkumla yüzleştim evet.aldım bohumu karşıma oturttum.aslında o kadar korkunç değil sadece kötü kokuyor.
kesinlikle uludağ sözlük. Çaylakken 40 karakterden daha kısa entry giremezsiniz. (25)
karanlık ve yükseklik.
karanlığı bir gece boyunca karanlık odada kalarak, yüksekliği yamaçparaşütü ile yendim.
köpek.

hala yol değiştiririm.
köpek .hala korkarım .
büyük obje korkusu. hala var olması sinir bozucu.
arıdır korkum evet . bazen rüya ile karışık uyurken de bir şeyler oluyor , saldırıyorlar falan .
Yolda yururken yolun kenarinda uc dort cocuk toplanmis bekliyorsa icimden "kesin bana satasacaklar" diye gecerdi.

Ayrica kardesim televizyonda kuran okuyan hocalardan korkardi.

Yegenim de siyah olan nesnelerden korkardi.
evde hiç püskevit kalmaması.
Kasırga, şimşek ve gök gürültüsü.
O zamanlar çocuktum ve iki katli ahşap evimiz vardı. Şiddetli rüzgarda evin camları, kapıları kendiliğinden açılır. Evin çatısı uçacak sanırdım. Gök gürültüsünde ev çatır çatır sallanır, yıkılacak gibi olurdu.
Kasırga ve gök gürültüsünü duymamak, her çaktığında şimşekleri görmemek için yorganın altına saklanırdım.
palyaçoydu.*
anaokulundayken gitme vakti geldiğinde aileler gelirdi çocukları almaya. her zaman erken gelen veliler, her zaman geç gelen veliler bir de ne idüğü belirsiz veliler vardı. benimki hep ne idüğü belirsiz veliydi. en yakın arkadaşım hep en erken giderdi. o gidince korkmaya başlardım, dünyada bir ben kalmışım gibi. annemin hiç gelmeyeceğini düşünmeye bile başlardım.
annemi kaybetme korkum vardı. ilkokul yıllarında başlamıştı..

Gitgide büyüyerek karakterime işledi.

Annesini kaybetmiş dostlarımın affına sığınıyorum bu korkumu yazarken bencil gibi görünmek istemem, kusuruma bakmayın.
Bir program vardi atv de.sicaği sicağina diye.işte onun giriş müziği vardi.ulan 20 yil olmus neredeyse.hala korkarim.
annemin ölmesiydi.

annem hastaydı, epilepsi hastası, halen kurtulmuş değil.
her bayıldığında öldü sanırdım, çocukluk işte.
hatırladıkça gözlerim dolar.

insan zamanla alışıyor.. çok şükür artık bayılmıyor ilaçlar sayesinde,
ama bu hastalığıyla pek çok şeyde soğuk kanlı olmayı, soğuk kalmayı öğrendim.
ve annenin kıymetini.