bugün

Önceki pazarların yanından bile geçemeyen dersane saatine gore şekil verilmiş haftanın son gününün ilk vakitleridir.
her zamanki gibi iş. oturdum film ekliyorum siteye.
yavaş tüketilen kahvaltı
gazeteler
duş
havaya göre reaksiyon.
Evde duramam kahvaltı yapıp kendimi dışarı atmalıyım.
cumartesi ve pazartesi sabahından farklı olmayan sabahlardır.

(bkz: sözlük bana iş bul lan allahsız)
Annenin kahvaltı hazırlamasıdır. insanın annesi çalışınca hep kendi kendine kahvaltı hazırlamak zorunda kalıyor. Pazar günü nimet gibi birşey benim için.
bu sabah çok enerjiktim pazar olduğunu unutmuşum kahvaltı hazırlıyordum bir yandan da modelden pazar kahvaltısı şarkısını söylüyordum falan ...
iyi ya güzel bi kahvaltı yaptım falan işte...
sonra güzel bir haber aldım umarım sonu da güzel olur...
ama ama bişey var ki üzüyor işte ,kalbim kırık neyse geçer...
Temsili olarak: görsel
üst kattan gelen elektrikli süpürgenin sesi eşliğinde çayımı yudumlamak.
Her sabah olduğu gibi sabahın 7'sinde annemin sesiyle uyanmak, fırına ekmek almaya gönderilmek...
artık eskisi gibi değeri olmayandır.Şöyle ki:

Pazar günlerinin benim çocukluğumda bambaşka bir yeri vardır. Herşeyden evvel sabahleyin herkes uyurken, sessiz bir şekilde televizyonu açıp çizgi film kuşağını sıradan izlerdim.Ayı yogi,redkit, taş devri,looney tunes karması, bugs bunny,coyote road runner v.s

sonrasında bizimkiler kalkar ve soba yakma çalışmaları başlardı.Evin soğukluğu biraz kırıldıktan sonra soba başına açılan katlanır masa üzerine kahvaltılıklar gelmeye başlardı.Tabi bu işler sürekli anneme kalırdı bir kız kardeşim olmadığı için. Yine de babamın zoruyla anneme yardım ederdik kardeşimle.
Sobanın üstüne konan çaydanlıktan çıkan ıslık sesine benzer kaynama ve ısınma belirtileri başlayınca kızartılacak ekmekler sobanın üzerine dizilmeye başlardı.

Tabi bu aşamalar sırasında trt'deki kovboy filmi açılmış ve heyecanlı bir şekilde kızarmış ekmeklere yağ sürülürken tv izlenirdi.
ama asıl heyecan onun arkasından başlayacak olan sevgili barış abimizin adam olacak çocuk programıydı.
hey gidi barış abi, ekrandaki çocuğa sorular sorardı biz evde cevaplardık.
hikayenin akşama doğru olan kısmında ufaktan bir hüzün başlardı. çünkü günlerden pazar olduğu için banyo günü, erken yatış ve yarın okula gitme kısmı yaklaşıyordu.
hava inceden kararmaya başladığı zaman olips motor sporlarını izlerdim. o bittiği gibi de hayatımın en güzel dizisi olarak kalan bizimkiler başlayacaktı. büyük bir keyifle onu izlerken bir yanda da hiç bitmesin isterdim.Çünkü bizimkilerdeki ali rolünde olan çoçuğun bitiş sahnesinin üzerine günün yaşanan olaylarını anlatan şekilde konuşma yapması, benim için büyük dramdı. Çünkü yatma saatimin geldiğini onun konuşmasından anlıyordum.

Bugün 22 yaşındayım, ama o günlerdeki mutluluğum ne yazık ki yok.Nedenini bilmiyorum ama o günleri hala çok ama çok özlüyorum.
Her pazar günü aklıma gelir o günler, yine o günlere gittim resmen, içim burkuldu.
Velhasılkelam içinde bulunduğumuz zamanın değerini bilmek lazım..
Standart.
Müthiş bir uykudan ibarettir.
Kıymalı pideye devam. pide eşliğinde sabah haberleri bilanço açıklamaları vs.
Bu sabah için bakarsak dışarıda kepenk kapatma eylemi var ve sürekli silah, patlama sesleri geliyor. Duymamak için sürekli uyuyorum.
Bu ne biçim sabah aq.
güzel pazar sabahım yok. okula gidiyorum.