bugün

yazarların lise unutamadığı iyi ya da kötü anılardır.

bir arkadaşımız vardı lisede. ders boştu bende arka sırada oturan arkadaşlarla muhabbet etmeye gittim. bu kız da benim sırama geçip benim önümde oturan kızlarla muhabbet etmeye geldi. hoca çok ses çıkardığımız için herkesi yerlerine yerleştirdi. sırama geçtim hoca da sesim güzel diye beni şarkı söylemem için tahtaya çıkardı. tahtaya giderken sınıf gülmeye başladı. pantolonumun arkasında kan. meğer kız adet kanaması geçirmiş bende üstüne oturmuşum.
bu da başka bir anı benim başımdan geçmedi ama bizim sınıftalardı.

http://aksam.medyator.com...ci_tekme_tokat_dovdu.html
10. sınıfta saçlarımın uzunluğu nedeniyle kendime olan güvenim full iken, çıkma teklifi ettiğim kız kabul etmişti. aynı günün beden dersinde berberlik sertifikası olan beden hocasının saçımı tuttuğu gibi kökünden kesmesi ve çıkışta kızın beni beklerken görünce hızlı bi şekilde kaçması unutamadığım anılardandır.
Lise 2 kadın bir ingilizce öğretmenimiz vardı ders anlatmadı diye tüm sınıfça gruplaşıp sınıfı terk etmiştik 2.ders yine ingilizceydi kimseden çıt yokken bir andan mustafa'nın hocam sizin aldığınız maaş haram diye kafa tutmuştu kadına, mustafa'nın kitabı kafaya yemesi ile sınıfın erkekleri kadına yüklenmişti tüm sınıf disiplinlik oldu ama kadında doğuya sürülmüştü.
tuvalete gidip işemiştim.
lise 1, uyuz olduğum bir hoca vardı, o da bana uyuz olurdu hep laf sokardı derste, daha doğrusu soktuğunu sanırdı. birgün yeni arabasıyla geldi okula, herkes ooo hocam yeni araba yapmışız hayırlı olsun dedi, herkese saolun gençler falan filan dedikten sonra hocam hayırlı olsun, ne kadara aldınız dedim. çooook para çoook dedi, ne kadar işte hocam dedim, baban götünü satsa alamaz dedikten sonra piç piç gülmeye başladı. bende neden sizinki sattıda mı aldı dedim, o yüzünü hala hatırlıyorum. çok sinirlenmişti, güldü geçti, olgun bir adammış. ama ilk dönem o dersten kalmıştım, sınıf değiştirmek zorunda kaldım. gerçi yine sınıfta kaldım orası ayrı. şimdi hala görüşüyoruz keretayla, faceden eklemiş, inci capsi falan takip ediyor manyak.

bu da böyle bir anımdır.
Ilk ders beden egitimiydi, kramponlarimi posetle siranin altina koymus baska bir arkadasin yanina oturmus geyik yapiyordum. Benim yerimede aylin diye bir kiz oturmus sinifaa bagiriyor;
- bu ayakkabilar kimiin? Les gibi kokuyoor!
Benim diyememistim emektarlarima, orada birakmistim utancima alamamistim. Hademenin ayaginda gormustum en son.
analitik dersinde yazılılarım 05 ve 10 olmak üzere toplam 3 yazılının ortalaması 45 olmalıdır ki o dersi geçelim gel gelelim analitik hocamız salağın teki ve kendi yazdığı soruyu 5 dk sonra çözemeyen bir embesil işin özeti son not en az 100 olacak ve sözlülerde iyi olacak ki o dersten geçelim efenim iş başa düştü fotokopi kantinde çekilir okulun tek fotokopi makinasının başında duran suat abiden 5 karton parlemet karşılığında yazılı soruları hocamız fotokopi çekmeye geldiğinde de çalınır efenim.
Alınan sorular dershanede hem öğretmen hemde müdür yardımcısı olan geometri dehası bülent beye çözdürülüp yaklaşık 8 sayfalık bir fasikül çıkarılır ve yazılda da bu fasikül olduğu gibi zımbalanarak hocaya teslim edilir işin ilginci geometri alanında ödüller almış bir öğretmenin soru çözümlerini kendisine geometri öğretmeni diyen başka bir malloş sadece 55 verir itiraz edililir sorular ve cevaplar başka hocalara da gösterilerek hocanın kendi çözümünün 4 sorusu yanlış olduğu anlşılarak kağıdım 100 yapılır.
suat abinin borcu ise yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen hala ödenmedi ehhe
11.sınıftaydım.kimya dersiydi.cogumuza göre hababam sınıfı bulundugu sınıfın elemanlarının olusturdugu kumeye denır bilirim, bilirsiniz. bana görede hababam sınıfı bizdik. 3 sene boyunca yapmadıgımız sey kalmadı desem abartmam. hoca tahtada kimyasal tepkimelerde hız konusunu anlatıyor. biz en arkadada 4 kisi muhabbet gırgır. arkadasım cıkardı cakmagı basladı bacak kıllarını yakmaya. biz gülmekten konusamıyoruz tabii. sınıfı berbat bir koku sardı. durumu farkeden kız ogrencıler durumu hocaya ılettı. hoca ne oluyor deyince. biz hocam sıranın altından internet kabloları gecıyor koku onlardan geliyor deyip sınıfı galeyana getirdik ve herkes sınıftan kosarak uzaklastı. tabi bizim dısımızda herkes olayın boyle oldugunu sandı mezun olana dek. sonra ne mi oldu. ertesi gün elektrikci cagırmıs okul müdürü adamlar geldi sayemizde kablolar yenilenmis oldu *
popülerlik. okul takımındayken voleybol takımı kaptanını ayarlamıştım. hey gidi 2 yaş büyüktü ama adını 3-5 kişi konuştu mu tav oluyorlar işte ne yaparsın...
ibne fizikçinin kolumu kaldırıp diziyle sağ kaburgamın tam altına tekme atması.***
arka bahcede arkadaşlarla şarap içmektir. çok gereksiz ama o an yapilabilecek en riskli davranıştı. yaz sıcağı ve soğuk biricik şarap üç arkadaş okulun arka bahçesinde döndür yapmıştık. o zamanlar kötü çocukluk evet ama üç kişiden yalnızca birisi okumak istemedi zaten maddi durumları yerindeydi ben ve diğer arkadaş universitedeyiz demek ki önemli olan bir yerden sonra toparlanmakmış.
son sınıftan birine aşık olup aylarca teoman'dan 17'yi dinlemek.
kara kalem ödevi geldi mi kızlar başıma doluşurlardır. "enes bana da yapar mısııııııın, bana daaaaa, bana da yap bana da bana da.... ya benimki olmadı sen çizseneeeeee, noluuuurrr. hadi amaa yaaaa" şeklinde nazlar falan.. ulan az yalvartmadım hee. kalem de tutamasak kimse yüzümüze bakmayacak.
lise birinci sınıfta muhabbet koyulaşmışken bir erkek arkadaşın suratına kükrermiş gibi geğirmem. tamamen istem dışıydı çok ama çok ama çok utanmıştım
sınıfın basketbol takımının yıldızıydım ve takımımızda final maçındaydı , ödülde milli takım formasıydı . çekişmeli maçın sonlarına doğru topu dışardan oyuna sokucam, baktım sınıfın güzel kızları bizi izliyo . artislik bir hareketle topu oyuna sokmaya karar verdim , artık nasıl uygulamaya geçirdiysem top sırtıma çarpıp dışarı çıktı . maçı kaybettik. kızlar güldü.
boş derste okul dışındaki kapının orada ki sote yerde sigara içiyorduk, gözcülük yapan arkadaş hoca geliyor diye bağırıp arkasına bir hışım ile döndü ve hızlıca büyük bir adım attı ve o da nesi koca ptt direğine çıtatok... şapşal çocuk ya hiç unutmam.
salak denildiği için internetten iq testi yapıp çıktısını alıp, sonraki gün "bakın zekiyim" diye gösteren sınıf arkadaşı.
okulun bodrum katının merdiven altında sevgiliyle doyasıya yiyişmek idi. akla ne zaman gelinse hüzünleniyor insan be sözlük.
beden dersinden kalmamak için tüm spor salonunu temizlemek ve yinede kalmak çok koymuştu.
lise 3'ün ilk dönemiydi. ilk kez bu kadar teşekküre yaklaşmıştım. hesaplamalarıma göre çok az bir puan almam gerekiyordu. fizikçi ve kimyacıdan ekstra not istemiştim teşekkür için ama meğerse hesaplama sistemi başkaymış. hocalar kanaat kullanıp 3'ü 4 yaptılar ama ben teşekkürü alamamıştım. bir daha not istemeye yüzüm olmamıştı.
Millet bahçeye bedene indiğinde o zaman ki adını dahi hatırlamadığım hatun kişiyle sınıf da öpüşmemiz sırasında öğretmenin içeri girip bizi 10 saniye civarı süzerek daha sonra sınıf dan hiç bir şey demeden çıkması... Kızın adını hatırlamıyorum ama olayı saniye saniye hatırlıyorum...
Sığınakta sigara içen elemanları kilitlemiştik bir de tuvalette üstünü değiştiren arkadaşı hortumla ıslatmıştık.
sınıftaki masaları zımparalayıp, vernik ve parlatıcı sürme işini, sınıf öğretmenimizden aldık. yani ilk girdiğim devlet ihalesini kazandık. sonra sınıftaki herkesten bir miktar para topladık. öğretmen o parayı bize (3 kişiyiz) gerekli malzemeleri almamız için verdi. ben de hemen Nalbur olan amcama gittim. biraz duygu sömürüsü ile gerekli her şeyi para vermeden aldım. karşı sınıftan 2 çocuk ile uygun ücret karşılığında anlaşıp, masaları onlara zımparalattım (sanırım kapitalizmi buldum). Ağır iş bittiği için vernik ve parlatıcı işini biz yaptık. sonra sınıf öğretmenine gidip "hocam vernik kokusundan bi acaip olduk, zehirlendik galiba" diyerek, ayran yoğurt vb iyi gelen şeyler için para koparıp, onunla da parliament aldık fosur fosur içtik.

affet beni hocam.
istiklal marşı törenlerinde sıranın en arkasında kaldıysam boyum kısa olduğu için konuşan müdür veya yardımcısını görememek. Sevgilimin seni omuzlarıma alayim mi demesi...