bugün

"fotokopi makinesi aracılığıyla" sürekli yazmaktan kurtulduğumdur.

ne olsa sürekli aynı şeyler.
Bölüm1.
Bu bir hikaye blogu değil. Size enteresan şeyler de anlatmayacağım. Size bir şey anlatmayacağım daha doğrusu. Kendime anlatacağım. Kendimi kendimle tanıştıracağım. Bazı şeyleri kendime ne kadar söylersem söyleyeyim akla uygun gelmiyor. Uygulayasım gelmiyor. Belki buraya girip ara sıra okuyunca, başkası söylemiş gibi hissederim de uygularım. Uzun zamandır da unutkanlığımı önlemek için günlük tutmak istiyordum zaten, bu gün üşengeçliği kenara bırakıp blog açtım bunun için. Teknoloji bunu gerektirir sonuçta. Kağıt kalemle istediğim şeyleri yazana kadar, bir sonraki cümlemi unutuyorum.

Sıradan bir yaşantım var. Okuyorum ve memur olmaya çalışıyorum. Lisede bölümümü aşk eseri seçtim. Sonra bölümümü seçmeme neden olan kız ilk yıl okuldan gidince, dımdızlak kaldım. Şimdi Üniversitede Mütercim Tercümanlık okuyorum.

Sahil kasabında doğdum büyüdüm. Üniversite okuduğum yer ise denize çok uzak. Gerçekten şairler denizi sevmekte haklılar, memlekete özlem duymakta haklılar. Her şeyiyle farklı bir yere geldim ve yine o hissi yaşıyorum. Okuldasınızdır, hani babanız size o gün bisiklet alacaktır ya da anneniz sevdiğiniz bir yemeği yapacaktır ve siz bunu biliyorsunuzdur. Okul bitsin de ve gideyim istersiniz. Bir sabırsızlık olur içinizde. Eve gidip istediğiniz şeye kavuşmak istersiniz. Ya da ertesi gün okul gezisine gideceksinizdir, geceden uyuyamazsınız heyecandan veya iştesinizdir ve o gün cumadır. Eve gidip televizyon karşısında en sevdiğiniz filmi açıp kanepede bir kaç bira içmek için sabırsızlanıyorsunuzdur. Eminim o his şuan içinizde canlanmıştır. O hissi yaşıyorum. Sorun ise o hissin içimden hiç gitmemesi. Sürekli bir şey için sabırsızım ama ne olduğunu bilmiyorum. Okuldayken eve gitmek evdeyken okula dönmek istiyorum. Memleketteyken üniversite şehrime gitmek, oradayken de eve dönmek istiyorum. Sanırım ne istediğimi bilmiyorum ama daha kötüsü buna neyin sebep olduğunu da bilmiyorum. Böyle bilmediğim şeyler içinde olmak da sağlıklı kararlar vermemi engelliyor. Sabit birisi olamıyorum, alabildiğine esnek. Bundan nasıl kurtulacağım ben?

Artık oturup düşünemiyorum. Boşluğa baksam bile odaklanamıyorum. Düşünecek bir şeyim olmadığından değil duygularımı kontrol edemediğimden oluyor bu sanırım çünkü çok müzik dinliyorum ve çok karışık bir çalma listem var. Sürekli başka tarzlar işin içine girince duygudan duyguya atlıyorum. Duyguları müzik ile hissetmeye o kadar alışmışım ki müzik olmadan düşünmek istediğim duyguyu toparlayamıyorum. Şunu yazarken bile kendimi toparlayamadım bir sürü konudan konuya atladım kendimi tanıtacağım diye. Aslında bunu kendimi anlatmak için açmadım. Birisi var onu anlatmak için açtım. Her günümü günlük gibi, onun ekseninde yaptıklarımı anlatarak geçirmeyi düşünüyorum. Bunun için bu kadar yeterli sanırım, görüşürüz.

http://kalbimyumrugumkadarmis.blogspot.com.tr/