bugün

dün fbi tarafından görevlendirilen 4 kişilik bir ekibin içinde yer alıyordum. ekibin diğer üyeleri ilber ortaylı, john kennedy ve bir dinozor.

görevimizde yozgatta bir köydeki van gölü canavarını yakalamaktı.

bir helikopter ile yozgattaki van gölünün kenarına indirildik. dinozor çalıları ve otları koklayarak arama yapıyordu. ilber ortaylı ile john kennedy kendi aralarında muhabbet ediyordu, ben tek başıma takılıyordum.

sonra van gölünden bir tane savaş gemisi gelip bizim bulunduğumuz sahili bombalamaya başladı, ortalık dümdüz ve boşluktu hiç saklanacak yer yoktu sadece bir tane meşe ağacı vardı, dördümüz de o ağacın arkasına saklandık ve rüya bitti.
Serkan altuniğne’yi gördüm. Enteresan çünkü demet diye birini arıyorduk beraber.
intiharların zirve yaptığı bir topluluk, her yerden intihar haberleri geliyor. Öyle bir hal alıyor ki bu durum, artık dışarı bile çıkamıyorum korkudan. Gel zaman git zaman intihar haberleri duyulmaz oluyor, ben de derin bir nefes alarak soluğu dışarıda buluyorum. Yürümeye başlıyorum, ortalık gayet sakin, tek tük insanlar çıkıyor karşıma. Biraz daha yürüdükten sonra uzaklarda bir grubun toplandığını fark ediyorum. Aha diyorum, kesin birinin başına bir şey geldi. Ayaklarım gerisingeri gitmemi salık veriyor. Ben bu ikilemin içinde yerimde sayarken önüme çırılçıplak bir beden düşüveriyor binanın tepesinden. Biri daha intihar ediyor ve ben uyanıyorum.

Sanırım gerçekten psikiyatriste gitmem şsrt oldu.
ne ben anlatabilirim ne de siz anlarsınız.
rüyamda idam kararı veriliyordu hakkımda sonra zor bela iptal ettirmiştik. acayip bir rüyaydı etkisinde bırakıyor insanı bir süre.
günlerdir panda gibi yuvarlana yuvarlana zar zor uyuyakalıyorum (bkz: uykunun başkalarıyla kırıştırıyor olma ihtimali). yalnız dün gece bir anda gaipten çöker gibi bi uyku hali başgösterdi bünyede. aa uykuu canım uykuu falan nidalarıyla bir güzel uykuya daldım. yarım saat bir saat sonra kendiliğimden gram uyku hali olmadan uyandım.

o aralıkta gördüğüm rüya oldukça tesir etti bana. Allah hayırlara vesile etsin, bir atölyedeyim. muhtemelen görsel sanatlarla ilgiliydi. bir kadın bir erkek bir de ben varım. lan böyle girince tövbest saçma sapan oldu. velhasıl nedense bi telâş hali hakim bende. bir şeyler saklayıp gizliyormuşum derken sıfatını gram anımsamadığım adam ikimizde de gereksiz bir heyecan haliyle konuşurken çatadanak alnımdan öptü beni. tam alın da sayılmaz aslında. saçla alnın birleştiği yeri sanırım. lan noluyo hobareey diye bastım kalayı. hatta oradaki kadın da meğer bunun sevgilisi miymiş eski sevgilisi miymiş neymiş. ismine kadar aklımda ama o kadarını yazmayayım. fakat abimizin suretini görmedim yahut gram anımsamıyorum. sonra bir anda istiklâl caddesi gibi bir yere çıktım. ama bina yapıları falan aşırı gotikti. hava oldukça puslu ve siyaha yakın griydi. tek bildiğim bana böyle hissettiren rüyaların ucu genelde bir şeylere dokunuyor da bakalım hayırlısı inşAllah amin.

ha bir de; neden bilmiyorum ama bu ağaç gibi herifle bir şeyler saklıyormuşuz birbirimizden. aynı telâş onda da mevcuttu. ve rüyamda sanırım ben de bir şeyler hissediyordum adama karşı. o rüyamda oluşan enteresan heyecan hâlâ aklımda. gerçek olsa bu kadar olurdu herhalde.

Allah hayırlara vesile eylesin.
Altyazılı film izlemekten altyazılı rüya görüyorum bazen.
Anneannemle tekele gidip viski alıyorduk. Sonra viski slime'a dönüşüyordu. işin tuhaf yanı anneannem dininde biri xd.
Ulan 18 yaşındayım ruyamda iki tane cocugum oluyor Kaynanam dur cocugum sen dusurursun diye vermiyor cocugu.Cocugun babasi ben degil miyim sanane lan.
Hayatımın ilk 10 senesini geçtiği mahallenin sokaklarındayım. Yanımda cihan var. Ailemin uygun gördüğü sokakların biraz daha dışındayız. Yasak addedilen tehlikeli sokaklar bunlar. O zamanlar için tabii.

Karşımıza köpekler çıkıyor. Çoğu genç, biri anne. En ufak yavrusunu korumacı bir pozisyona geçiyor. "Dönelim diyorum burdan geçmeyelim tehdidi seziyorum. Cihan yerden bir taş alıp köpeklere atıyor. Anne köpek yaydan fırlayan ok misali peşimize düşüyor.

Normalde insanlar rüyalarında koşamaz. Tuhaftır flash kadar hızlıyım ne hikmetse. Döndüğüm aralık konak kordon boyuna çıkıyor. Samet benim prşimde, köpekte onun peşinde.

Bir ara bırakıyor kovalamayı ama tesadüfen yanımızdan geçen kedi köpeğin ilgisini üzerimize çekiyor ve kaçınılmaz son. Kalçamdan ısırılıyorum. Saç diplerime kadar korku ve öfke.
Bağırıyorum. Gerçekten bağırdım mı bilmiyorum. Ama bağırıyorum. Köpeğin yüzüne yumruklar atıyorum dişleri elimi parçalıyor. Daha çok sinirlenip boğazından yakalıyorum var gücümle sıkıp boğuyorum. Tamda benim vereceğim bir tepki. Dizlerimin üstüne çöküp ellerimin arasındaki köpeğin gözlerine bakıyorum. Artık ölüler. Sakince uyanıyorum.

Şimdi cihanı arayıp küfretme zamanı. Yazarken rüyanın gerisini de hatırladım. Yurtta geçen yıllarım, izmirde kaldığım son ev ve buna benzer bir çok sahne vardı.
ohhhooh. bence oralara hiç girmeyelim.
Uzun koridorlar ve yüzlerce karşılıklı odalardan oluşan bir ev.her odada ilginç ve kasvetli yüzler.konuşmayan ve sadece düşünen insanlar.bunlar zaman zaman 6-7 sürebilen ve episode niteliği taşıyan amansız ve anlatılamayacak denli kabuslar bile olabiliyor.
emojiler tarafından tecavüze uğramıştım, bildiğin whatsapp emojileri.
Ülkede bir karmaşıklık vardı, etrafta kötü adamlar falan. Onlarla savaşırken rüya gördüğümün farkına vardım. rüyamdaki kişilere korkmayın ölmeyeceksiniz rüyadayız diye umut veriyordum.

sanırsın savaşçı meleğim, pehh.
Çok da enteresan değilmiş.

Bir supernatural.