bugün

Yıllar önce Kur'an okumalarına başlamıştım...Okuyup dini kaynağından öğrenecek, uydurulmuş dinden indirilmiş dine geçecektim...

Nereden bilebilirdim ki, aslında bir batağın içine doğru sürükleneceğimi..

Güya Kur'an bana inmişti, apaçıktı, okudukça imanım artacaktı, öyle ya bu Allahın vaadi idi...

Ama hiç de öyle olmadı..Okudukça anladım ki, Kur'an peygambere inmiş, onun indiği iklimi bilmeden Kur'anın çözümlenmesi mümkün değilmiş ve o koca koca tefsirler de boşa yazılmamış...

Uzatmayayım Kur'anı çözmek adına ne okunması gerekiyorsa okudum, siyeriydi, dinler tarihiydi, tevratıydı, inciliydi ve adını sayamayacağım onlarca kitap, yüzlerce sayfa makale...

Her şey gösteriyordu ki, Kur'anın tüm mesajı yereldi ve peygamberin birebir yaşadıkları şeylerle ilgili idi..Ama Kur'an bunun aksini söylüyor, onda olanın tüm peygamberlerce de duyurulduğunu iddia ediyordu, hem de hiç bir kavim atlanmadan.O halde Kur'andaki en evrensel çağrıyı bulup bunun tüm dünyadaki izlerinin de sürülebiliyor olması gerekti..

Bu tevhid miydi ? Buradan islamın izi sürülebilir miydi ? Tek tanrılı bir inanç bulsam dahi bunun islamın Tanrısı olduğunu nasıl anlabilicektim ki ? O halde önce islamın Tanrısının en somut özelliğini bulmam gerekiyordu...
Allah, doğmamış ve doğurmamış, varlığının başı ve sonu olmayan, arşı göğün üstünde olan, ondan habersiz yaprak dahi kıpırdamayan........

bunlar gibi ne sıralasam hepsi somut tarifler olacaktı ve pekala bunlar başka tanrıların sıfatları olarakta karşıma çıkabilirdi....
Ama bir şey vardı ki "Allahı" diğer tüm Tanrılardan ayırıyordu...

"Hani biz ibrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; EViMi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik.
insanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler."(hac /26-27)

Evet, Allah dünyada var olan bir mekan için "EViM" diyordu, ve buranın ziyaretini emrediyordu, hatta bu öyle bir emirdi ki Kur'an başka hiç bir şey için :

"ALAH'IN iNSANLAR ÜZERiNDE BiR HAKKIDIR."(ali-imran 176)

Dememişti...

En azından Hz ibrahimden, yani tarihi malumata göre günümüzden 4000 yıl öncesinden itibaren tüm peygamberler kavimlerine bu mesajı iletmiş olmaları gerekiyordu...

Dünyanın herhangi bir yerinde, her hangi bir kabileden kalan kitabede kabenin isminin geçmesi veya onun şeklinin bir yerlere kabartma olarak yapılması, hatta hiç bir somut kalıntı olmsada sözel kültürde bile bunun aklarılması bunu ispatlardı.Ama bununla ilgili hiç bir işaret yoktu...

Peki dünyayı geçtim, Ehli-Kitabın kaynaklarında !
En ufak bir ima bile yoktu...
Aksine Kur'anın da onayladığı şekilde, Hz Süleymanın Habeşe kadar eli uzanıyor, ama "Allahın Evini" israiloğullarının mülküne dahil etmek aklına dahi gelmiyordu...
Üstüne üstlük, onları Allahın evini haccetmeye yöneltmeyip, onlara bir de yeni mabed yapıyordu...Bunun bir izahı olabirmiydi ?
Hayır, bunun izahı yoktu...

Ne Yahudilerin, ne hristiyanların Tanrısı "Allah" değildi...
Hz ibrahim ve ismailin Kabeyi yapıp, haccı emretmeleri hikayesi, tamamen Kureyşin en büyük ilahını, Yahudilerin Tanrısı "Yahve" ile birleştirme çabasıydı...Haccın tüm menasikleri, putlarla ilgili idi...islam sadece putları bu hikayeden kaldırıp, üzerine yeni bir hikaye yazmıştı...

Sefa ve Mervedeki putların yerine, Hacerin su için koşması hikayesi, üç puta yapılan taş atma hikayesinin yerine, şeytan taşlama hikayesine, yine bir puta yada güneşe saygı için yapılan vakfede duruşu da Adem ile Havvanın arafatta buluşmasına atfedilmişti...

Peki ben bunları bildiğim halde, nasıl bu kitabın Allahtan olduğuna inanabilirdim, nasıl o kıbleye bir daha dönebilirdim ki !

Evet dönemedim, her namazda bunlar aklımın içinde döndü durdu...Namazı bıraktığım gün, islam ile yollarımız da fiilen ayrıldı...
Şimdi Tanrı var mı yok mu, inanın bunu bilmiyorum hatta bilebileceğimizi de zannetmiyorum.Bir ilk sebep olarak var olması gerek diyebiliyorum, sadece o kadar..

Ama kesin olarak ikna olduğum bir şey var ki, bu evreni yaratmaya muktedir olan kudret, tek tek kulları ile de konuşmaya muktedirdir..Kendi mesajını asla insani sınırlılıklara mahkum edemez...

Bu yüzdendir ki, kim onun adına konuştum demişse, en hafif tabirle "zannına" iman etmiştir..Diğerleri de ona...
dindeki çoğu şeyin saçma gelmeye başlaması.
(bkz: allah yok din yalan)
Yanlış yerden girmişsin brotha.

Allahın dininin en büyük izi namazdır ve Afrika zulu kabilelerinde bile bulabilirsin.

En önemlisi Secde.

Bunun yanında huzurda durma, farklı biçimlerde rüku ve oturuş.

Coğrafyamızdan tamamen ayrı bir yerde dünyanın en eski dinlerinden olan budizmi hiç mi incelemedin. Namaste denen. Bire bir secde, rüku, kıyam, son oturuş ve dua olan ritüeli.

Televizyonda buda heykelinin önünde, antik kuntik hint heykellerinin önünde secde eden insanları hiç mi görmedin.

Yahudiler bildiğin namaz kılıyor abdest alıyor. Sadece bizim gibi tek yöbe ve 2 rekat halinde değil farklı yönlere dönerek farklı bölümler halinde.

Bugünün incilinde hz isa son akşam yemeğini yedikten sonra havarilerden ayrılıyor yere kapaklanıyor ve dua ediyor. Korkuyor.

Süryani hristiyanlar aynen namaz kılıyor,

Bunun yanında

Hinduizmde vedalarda, puranalarda Mohamad adında, çölde yaşayan ve et yiyenler arasından gelecek bir kutsal kişiden bahsediliyor.

ilk çağda Türkler bile Müslümanlığa geçerken gök tanrı inancı ile Müslümanlığın birbirine ne kadar benzediğinden etkilenmişken üstelik.

Arayıp bunları nasıl bulamadın hayret...
Ben 27 yaşımın sonlarına doğru, muhammed'in 52 yaşındayken 9 yaşındaki kız çoğuyla evlendiğini öğrendim. Dedim; dinsizler iftira atıyordur öyle şey olur mu? Sonra bi baktım bu gerçekten var.

Tabii araştırmaya devam ettim. Muhammed'in kaç eşi var diye. Bi baktım sayı cidden çok fazla. Bu kadar eşe rağmen çok sayıda cariye ve hatta 50 den fazla kölesi olması beni şaşırtmıştı. Çünkü bize okulda bunları hiç öğretmediler. Araştırmaya devam ettikçe, muhammed'in bize anlatılan ile hiç alakası olmadığını farkettim.

28 yaşımda ise kur'an ı türkçe okudum. Gördüm ki bizi fena kekliyorlar.

Çok sancılı bi süreçten geçtim. Dinden çıkmak öyle kolay değil. Sonuçta bizleri sonsuza kadar cehennemde yanma korkusuyla büyüttüler ve 28 yıl varlığına inandığın şeylerin yalan olduğu gerçeğini kabullennek cidden çok zor.
Adam araştırıyormuş ve taa 27 yaşında rivayet denen ve saf ateistlerin balıklama atladığı 9 yaş zırvası ile karşılaşmış ama durmamış araştırmaya devam etmiş.

Yalnı Bu araştırma süreci çok yavaş işliyormuş galiba.

Ha bir de o saçmalık olduğu her türlü kanıtlanan rivayeti duyar duymaz da gerçek kabul etmiş. Hımm. Çok iyi

Senin kaplumabağa hızında Araştırmanı sevsinler. Araştıran adam orta okul lise hadi bilemedin 17-18 yaşında tüm soru işaretlerine ulaşmış olur.

27 yaşına kadar neyi araştırdın birader. Sen sakın lafta Müslümanım deyip zaten müslümanlıktan, kurandan zerre haberi olmayanlardan olmayasın. işte böyle tipler yıllar sonra sağdan soldan iki saçmalık duyup araştırdım yokmuş diyor.

Bu arkadaş araştırmaya devam etmeli...
Çok kısa,

Tabiat kanunlarını tanımak
Ve Mucizeleri, vahyi reddetmek...

Herkes ama herkes bu dünyanın yasalarına bağlıdır.
Kimse bunun dışına çıkamaz.
Peygamberlerin ilhamlarının tanrıdan bir mesaj olamayacağını
Bu fikrin sakat olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek.

Maalesef ki Doğa üstü güçlerle bir alış verişimiz yoktur.
Bizler, yani yaşayan her canlı dünyamızın yasalarına bağlıdır.
Bunun kırıldığına, dışına çıkıldığına inanmak hayalperestliktir.

Pozitivizm budur diyorum.
din hakkında sürekli sorular sorar dini hocalardan, kitaplardan öğrenirdim. kaderin mantığını, ilahi adaletin var olup olmadığını, kıyamet alametlerini, din hakkında pek çok konuyu uzun uzun düşündüm tartıştım. ama bunlar dinden çıkartmıyor insanı. inanç çerçevesi içerisinde düşündüğün zaman her soruya mantıksız da olsa bir cevap buluyorsun. ve inanmaya devam ettiğin sürece bu cevapları bir şekilde kabul edebiliyorsun. ama yanlış bir şeyler olduğu da belli. içten içe gerçeğin bu olmadığını biliyorsun. beynin sorgulama kabiliyetine sahipse eğer, yanlış inanışları tekrar tekrar sorgulatıyor sana. ama yeterli değil çünkü cehennem var, korku var. hatta bir zamanlar, "bu Nietzsche nasıl olur da tanrının öldüğünü söyleyebilir? ne mal insanlar var bu dünyada nasıl olur da tanrıya inanmazlar." diye düşünüyordum.

sonra bilimi araştırmaya başladım. direkt evrimden girdim konuya. evrime nasıl inandıklarını da aklım almıyordu. meğer ne cahilmişim. meğer hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmeden, ot gibi yaşıyormuşum. bilimin her dalında pek çok konuda araştırmalar yaptım, makaleler okudum. evrenin oluşumundan canlıların oluşumuna, atomlara, hücrelere kadar bütün sorularımın cevaplarını hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde bulmuştum. gördüm ki evrenin hiçbir yerinde tanrı yok. hiçbir şey için tanrıya ihtiyaç yok. her şey kendiliğinden tesadüfler eseri gerçekleşebiliyor. evrendeki her şey bu tesadüfler sonucunda var olmuş. bunu anlamak herkes için kolay değil biliyorum. eğer aksini düşünüyorsanız yukarıda söylediğim gibi cehaletinize verin. ateist olmaya 23 yaşında karar verdim. ve bu kararı almak epey zamanımı aldı. ama aptal olduğum için değil. cevapları yanlış yerde aradığım için. özetle din, dinin içerisinde sorgulanamaz. din dışındaki kaynaklar dini doğruluyor mu ona bakmak lazım.

nietzschenin ne söylemek istediğini artık biliyorum. tanrı öldü çünkü onu en başında biz yarattık ve sonra yine kendi ellerimizle onu biz öldürdük. bilim sağolsun.
akabeliler.
görsel

lenin okumaya başladığımdan beri.
ateizm dini müridleri her yerde çalışıyor bu dinlerini yaymaya çalışıyorlar maşallah kitaplar yazıyorlar,dernekler kuruyorlar ,sosyal medyada etkinler insan inanabilir ya da inanmaya bilir bundan başkasına ne ben müslümanım ben yahudiyim ben budistim deyip bunu duyurmanın anlamı nedir.
Reklam yapmaya çalışmak nedir bunu anlamaya çalışmak zor.
allah'ın boş bilgi vermesi.

peygamberin kuzenleriyle evlenebilmesi, savaşta öldürülen düşmanların karılarının cariye olarak alınabilmesi, kadın tarlanızdır istediğin gibi varın ve henüz adet görmemiş kadınlar için boşanma nasıl yapılır gibi günümüzde ahlaki ve etik açıdan yeri olmayan şeyler.

tüm bunların yanında, kendisine tapınılmasını istemesi ve bu yüzden egoist olması, kendisine tapınmayanları tehdit etmesi, inanmayanlara hakaretler etmesi, insanları savaşa yani cihada teşvik etmesi, şeytanla iddiaya girmesi vs.

bunları diyeceğine şöyle yazsaydı:

+ ve - lere dikkat edin

( sadece iyi insan olun yeterli + insan hakları evrensel bildirgesi ilk maddesi+ geçmişte dinozorlar vardı yok oldular, bir sürü gezegen var ama siz henüz bilmiyorsunuz ben bu kitap evrensel olduğu için sizden yüzyıllar sonra yaşayacak insanlar için haber veriyorum inanmaları için siz bunu anlamazsınız - tehdit ayetleri - cinsel ayetler- kadınları yok sayan ayetler - kendisini öven ayetler ) gibi bir kitap emin olun çok daha anlamlı olurdu.

sonuç olarak böyle bir tanrı zaten gerçek olamaz, gerçek olsa bile kendisine inanmak ve tapmak ahlak ve etik anlayışıma oldukça ters.

din sadece coğrafya ve zamana bağlı bir değişken futbol takımı tutmaktan farklı yok.

sevgilerle.

sorgulayalım....

edit: bu sorgulamaları yapmak kolay değil, 4 yılımı aldı ama sonrasında tamemen özgür bir yaşam ve her şeyden bağımsız düşünebilme yeteneği kazandım.

uyanmamış olmayı asla tercih etmezdim.
Bakıyorum ki herkes çok zorlamış.

Kasmayın bu kadar. Dinin özü, her şeyden daha gerçek.
--spoiler--
işte gerçek din bu!" derken, deizm'in ve ateizm'in ahlak konusunda ne sunduğunu,

zinayı, eş cinselliği, çocuklara hallenmek ve türlü sapkınları hangi ahlaki doktrinle yasakladığını anlatsın, dinleyelim.
(#44651490)
--spoiler--

ateizm ahlak konusunda bir şey öne sürmez. ateizm bir din değildir. ahlak bireyseldir. herkesin kendi doğruları ve yanlışları vardır. ahlakını bir yerlerden edinmiş kimselerin ahlakının varlığından söz edilemez. bireysel ahlaka sahip insanlar kendi doğrularına karar verip öyle yaşarlar. ve gerçek ahlak budur. ahlak yalnızca üzerinde düşünülmüşse gerçek bir ahlaktır.

ahlak nedir biliyor musun? bütün özgürlüklere sahipken seni durduracak tek şeydir. kapalı kapılar ardında kimse seni görmüyorken ya da hiç kimse seni suçlamayacakken yaptığın davranışlardır. eğer kendi koyduğun kurallara uyuyorsan ahlaklısındır.

ateistlerin kendi ahlakının temellerini açıklama zorunluluğu yoktur. kimseye yasaklar koyma görevi de yoktur. herkesin doğrusu kendinedir. zina diye bir suç yoktur. eş cinsellik normal bir durumdur. kimin kimi siktiğine kimse karışamaz. ama bütün dünyada suç olarak kabul edilen bir takım davranışlar vardır. bu davranışları sergilersen ve yakalanırsan cezanı keserler. bu suç kabul edilen şeylerin suç olduğunu kabul eden insanlar dini ahlak çerçevesinde mi buna karar vermişler? alakası yok. bir şeylerin suç olması için dinlerin ya da ateistlerin ahlaki görüşlerine lüzum yoktur. şimdi hangi gerekçe ile benim ahlakımı sorguluyorsun?
--spoiler--
öldürmeyeceksin,
çalmayacaksın,
eşini aldatıp zina yapmayacaksın,
komşunun eşine, malına, kölesine, emeğine hiçbir şeyine göz koymayacaksın,
(#44651515)
--spoiler--

ben ahlaklı bir insanım. benim ahlakım bireyseldir, yalnızca beni bağlar. ben öldürmemeyi, çalmamayı, eşimi aldatmamayı, komşumun herhangi bir şeyine göz koymamayı, yalan söylememeyi, tanrı dahil hiçbir şeye tapmamayı ve daha pek çok şeyi kendi ahlakıma ekledim ve buna göre yaşıyorum. evliyim ve eşimi en extrem durumlarda bile aldatmayacağımın garantisini veriyorum. çünkü benim ahlakım benim düşüncem benim kararım. devşirme ahlakına güvenen inançlı bir tanıdığın varsa bunun garantisini versin bakalım. en büyük suç emek hırsızlığıdır. bir insanın yıllarca çalışıp kazandığı paranın hile ile bir başkasına geçmesinden daha alçakça bir şey olamaz. bireysel ahlakıma bunu da eklemem için Musevi mi olmam gerekiyor?

nihilizm tek gerçektir. hiçbir şeyin hiçbir önemi ve anlamı yoktur. bizler hiçliğin ortasındaki bir gezegende yaşayan birer hiçiz. ve bu düşünce beni insan olmaya itiyor. iyi insanlar vardır. kötü insanlar vardır. bu bir tercih meselesidir inanmak ile alakalı değildir. bu beni özgür kılıyor. bir hiç olmak bana bir anlam katıyor.

gerçek riyakarlar, eğer din ve tanrı olmasaydı aklıma gelen bütün kötülükleri yapardım diyen devşirme ahlaklı ahlaksızlardır. kendilerini bağlayan bütün ipleri koptuğu zaman, deli danalar gibi her şeye zarar verecek o sahte insanlardır.