bugün

bir kez olsun ah gülmedim sahice
ölümü tattım bugün de dahice.
yazılmış ya hani neler yaşayacağımız..
ne zaman gürleyip ne zaman taşacağımız.
yıpranmış ahşap pencerede yalnız kalacağımız.
ayrılığın vedasını üzülerek alışacağız.

yazılmış ya hani neler yaşayacığımız.
oturduğumuz eşikten göz yaşlarımıza bakacağımız.
nereden geldiğini bilmediğin bir sesle konuşacağımız.
sensizlikle bir gün mutlaka barışacağız.
Papua yeni gineye gideceksin orda denizi göreceksin...
Hayat kısa...
Ve bir o kadar da uzun
Sanki gemisi gibi Nuh'un
Her telden var nereden baksan
Her telden, bir avuç insan
Anlamsız bir bütünün parçası hepsi
Olacak, çıkana kadar beşerin son nefesi
Çıkacak, çıkacak ya nasıl bir bilsen!
Ancak geçtikten sonra binbir meşakkatten!
ayrılığın acısı buysa güzelim,
ben ölümü ayrılığa yeğlerim.
yağmura hasret toprak gibiyim,
aşkımdan değil, nefretimden dağları deler geçerim.
gitmiyor aklımdan yüzün, kulaklarımda sesin, burnumda kokun.
kalmadı dermanım bu uzaklık da artık son olsun.
sıcak bir yaz gününde balkonda otururken gördü yazar bu başlığı,
istemedi ki yazmak şiir, ama koyun zihniyle o da yazıyor şiir,
yazmak isterdi şiir, ama o beceriksizin önde gideniydi.
uzun başlı pala bıyıklı yabani.
akıl denen varlık sendende arazi.
tüfek silah ve martini.
sana savasi kim ögretti fiktiğimin artini.
sepet sepet yumurta
sakın beni unutma
yağmurlu günlerde
asla çamaşır kurutma.
annen evde mi
annen evde mi
annen evdeyse
bize gidelim.
haydarpaşa garında
anası var yanında
istedimde vermedin
çıban çıksın amında.
eserken odamda yalnızlık yeli
oturur düşünürüm o güzel memeleri
seni anınca çüküm oldu drogba
gel kodumun karısı beni çıldırtma.
kısa bir dörtlük.

Sebepsizken sebebin olur da
Derman olmaz yarana.
Yarınlar güzel olacak diyor da
Belli mi çıkacağımız yarına ? ..
yüreğimizde çırpınan kuşları,
mantığımızın kafesinden kurtardığımız gün özgür kalacağız.

sonsuza dek.
Ben kum saati
Sen içindeki kum.
Ne tarafa dönersem
Akıyorsun...
şuan yatakta yatıyorum.
kulaklığımı takıyorum.
uykumda bir kızın.
amısına koyuyorum.
kac yama gerekir yarali bir kalp için ruha ,
insan bu kadar mi uzak olur umuda?
severim seni elizabeth
sayende oldum cenabet
kalmadı çavuşta metanet
fazla osbiri miktiret.
Sevdim dedi,
bekledim.
bekledim bekledim...
üşürken insanlığın onuru iliklerine kadar bir bahar esintisi duyuldu tanrı dağının eteklerinde.
uzaklardan gelen nal sesleri yeni bir akının habercisiydi.
Bu engeller neden?
Gel artık gullerin icinden.
Unutalim yeminleri
Bırak beni boğalayim, kaybolayım
Kestane gozlerinin içinde,
Bir MFÖ konserinde
bırakırım, gidersin
sildiğim gün bitersin
bitirdiğim zaman
bok yoluna düşersin
(bkz: doğaçlama)
Seni sevmek,
Bir dava uğruna kurşun yemek gibiydi.
Öylesine acıtan ama tatlı bir tebessüm bırakan.

Seni sevmek,
olmayacak bir şeyi beklemekti.
olmayacağını bile bile umutlanmak gibi.

Seni sevmek,
Gece yalnızlıktan yakılan sigara gibiydi.
Savrulan dumanda hayalini izerlercesine.

Seni sevmek,
Her şeyden öte, tatlı bir gülümsemeydi.
Parlayan güzel gözlerde.

Seni sevmek,
Uçsuz bucaksız bir sonsuzlukta kaybolmak gibiydi.
Tutanacak hiçbir şey yokken hatıralara, gülüşlere, göz yaşlarına ve umutlara tutunurcasına.

Sahi, gelsende bir çayımı içsen ya.

Uzun oldu ama, iyi oldu.
ölemedim kara gözlüm ömür boyunca
öldüremedim kendimi gene denedim onca.
Aslında
unutulmamak için unuturlarmış
unutulanları unutanlar...