bugün
- sözlüğe kız getirmek10
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar23
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları16
- bir kızı kucakta zıplatmak11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek15
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması14
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- ismet gurbuz 202410
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- türkiye den soğuma sebepleri19
- tamirciye veren kadın13
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri8
- şu an hissedilen duygu18
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- anın görüntüsü16
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- beni özlediniz mi doğru söyleyin13
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız16
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması21
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne19
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler13
- cami tuvaletinin paralı olması14
- karşı cinse giyim önerileri15
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü10
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- psikolog fiyatları16
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
Buzul Çağının Virüsü: Türk edebiyatının başyapıtlarındandır ama malesef medya yazarlarının yarattığı kirlilik yüzünden bilinmez.
Mario Levi'nin odasındayım, hikayemi okumuş. O ana değin aldığım tek geri bildirim: "Okudum, çok da beğendim". Oturmamı söyledi, konuşmaya başladı. Duymak istediklerimi söylüyordu. Eleştirilerini sert veya yumuşak arka arkaya sıralıyordu. Kırk dakika kadar oturduğumu hatırlıyorum. Artık kalkmak üzereyken birkaç tavsiye kitap ismi istedim. Hangi öykücüleri seversin diye sordu. Hemen atıldım "Vüs'at Orhan Bener en sevdiğim" dedim. Gülümsedi, "Zaten bana Sait Faik, Orhan Kemal diyeceğini bilseydim sana bu kadar zamanımı harcamazdım" dedi.
Sözlükte bu yazdığımla birlikte, sadece iki entry'si olacak üstadın. Daha yazacaktım ama iki sınavım var yarına. Şimdilik böyle bir anı sadece...
Sözlükte bu yazdığımla birlikte, sadece iki entry'si olacak üstadın. Daha yazacaktım ama iki sınavım var yarına. Şimdilik böyle bir anı sadece...
1950 kuşağı sanatçısıdır ve daha çok '' öz yaşam öyküsel '' nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir. onun eserlerinde ölüm önemli bir yer tutar. ayrıca şiirleri kısa dizelerden oluşup esprili, ironik ve şaşırtıcıdr.
roman :
- buzul çağınıın virüsü
öyküleri :
- mızıkalı yürüyüş
- kara tren
- kapan
oyunları :
- ıhlamur ağacı
- ipin ucu
roman :
- buzul çağınıın virüsü
öyküleri :
- mızıkalı yürüyüş
- kara tren
- kapan
oyunları :
- ıhlamur ağacı
- ipin ucu
''vüs'at o. bener 1922'de samsun'da doğdu.yükseköğrenimini ankara hukuk fakültesi'nde tamamladı. dost ve yaşamasız adlı öykü kitaplarından başka ıhlamur ağacı (1962) ve ipin ucu adlı iki oyunu vardır. bunlardan birincisi 1963 türk dil kurumu oyun ödülü'nü, ikincisi ise abdi ipekçi ödülü'nü kazandı (1980). öyküleri fransızca, ingilizce, almanca'ya çevrildi.''
buzul çağın virüsü'nden
--spoiler--
sen hep yanılgı ve yenilgilerden oluştuğun için yaşayabilensin.
--spoiler--
buzul çağın virüsü'nden
--spoiler--
sen hep yanılgı ve yenilgilerden oluştuğun için yaşayabilensin.
--spoiler--
torunu ile alakalı: sema'ya masal anlatmak sandığım kadar kolay değilmiş, bunca şaklabanlık, lafebeliği boşa gitti, diyebilmiş insandır.
ankara'yı yazan yazar.
"yanlışlığın nerede olduğunu tam kestiremeden öleceğim gene de." vüsat orhan bener
uykuyu yırtıp atan gözkapaklarımın zihnimi karşı karşıya bıraktığı cümle. evet, bir yanlış, eksik, olmamışlık, bilinmeyen ya da her neyse. günlerdir zihnimde dönüyor vüsat benerin bu cümlesi. çaresizlik. bilmem gereken bir şeyi bilmiyormuşum gibi, herkesin bildiği, bilmemenin affedilmeyeceği ve ayıplanacağı bir şeyi bilmiyorum. evden çıkıp durağa yürürken hissettiğim; evde bir şeyler unutmuşum hissi gibi her uyandığımda bilmem gereken bir şeyi uykuda unutmuşum hissini tüm ağırlığıyla üzerimde hissediyorum. ve bu duygularla ölecek olmamın tarifsiz acısını, bucaksız çaresizliğini duyuyorum.
bilmek. i̇şime yaramayan, günleri daha hafif geçirmemi sağlamayan, kendimi geçtim kimseye en ufak bir faydası olmayan o kadar çok şey biliyorum ki. bu utanç verici.
hiç dostoyevski okumamış bir insanın benden kolay yaşamasına dayanamıyorum. kafkadan bir haber genç adamın ve celinenin adını bile duymamış kadının mutlu mesut öpüşmelerini öyle kıskanıyorum ki. yanlış var bu işte. benim çocukluğumda bıraktığım iyimserliğin amcamın, dayımın ya da iki çocuk babası, banka memuru üst komşumun yüzünde ne işi var? madem o iyimserlik bir ömür taşınabiliyordu, neden bıraktım o uzak geçmişin karanlık köşelerine. hangi hayranı olduğum yazar kandırdı beni de elimdeki tek umudum olan iyimserliğimi aldı.
kestiremiyorum yanlışı sayın bener, kestiremiyorum ben de. kestiren var mı, yanlış burada diyen var mı ondan da çok emin değilim.
tüm küstahlığımla ve doymazlığımla diyorum ki, erosun kollarındaki huzurun allah belasını versin. tüm tersliklerin önünü kapayan, gerçeği perdeleyen, arkaya iten, kestirelemeyen yanlışı saklayan şehvet değil de nedir. güzel bir kadın tüm yanlışları siler mi? beter olun!
kabul. tevekkül. i̇stemeden doğup yine istemeden ölmek diye bir şeyler denmiş olması lazım. aynen böyle.
şimdi yağmur yağıyor şehre. baharın sonu. sonbahar. pencereden izliyorum ağaçlara çarpıp yaprakları yerle bir eden damlaların hıncını. rüzgar dövüyor şehri. i̇nanmak istiyorum bu uğultuya. i̇nanmak! her şey olması gerektiği gibiymiş gibi ama huzurlu değilim. eksik sanki, eksik olmalı. her şey tamsa ve olması gerektiği gibiyse benim burada ne işim var. şimşek, gök gürültüsü ve daha fazla yağmur. perdeyi şehrin yüzüne kapayıp kitaplığıma dönüyorum. alyoşa gülümsüyor ve; gel boş ver diyor. boş ver. nasıl olsa daha fazla bilmeden öleceksin.
uykuyu yırtıp atan gözkapaklarımın zihnimi karşı karşıya bıraktığı cümle. evet, bir yanlış, eksik, olmamışlık, bilinmeyen ya da her neyse. günlerdir zihnimde dönüyor vüsat benerin bu cümlesi. çaresizlik. bilmem gereken bir şeyi bilmiyormuşum gibi, herkesin bildiği, bilmemenin affedilmeyeceği ve ayıplanacağı bir şeyi bilmiyorum. evden çıkıp durağa yürürken hissettiğim; evde bir şeyler unutmuşum hissi gibi her uyandığımda bilmem gereken bir şeyi uykuda unutmuşum hissini tüm ağırlığıyla üzerimde hissediyorum. ve bu duygularla ölecek olmamın tarifsiz acısını, bucaksız çaresizliğini duyuyorum.
bilmek. i̇şime yaramayan, günleri daha hafif geçirmemi sağlamayan, kendimi geçtim kimseye en ufak bir faydası olmayan o kadar çok şey biliyorum ki. bu utanç verici.
hiç dostoyevski okumamış bir insanın benden kolay yaşamasına dayanamıyorum. kafkadan bir haber genç adamın ve celinenin adını bile duymamış kadının mutlu mesut öpüşmelerini öyle kıskanıyorum ki. yanlış var bu işte. benim çocukluğumda bıraktığım iyimserliğin amcamın, dayımın ya da iki çocuk babası, banka memuru üst komşumun yüzünde ne işi var? madem o iyimserlik bir ömür taşınabiliyordu, neden bıraktım o uzak geçmişin karanlık köşelerine. hangi hayranı olduğum yazar kandırdı beni de elimdeki tek umudum olan iyimserliğimi aldı.
kestiremiyorum yanlışı sayın bener, kestiremiyorum ben de. kestiren var mı, yanlış burada diyen var mı ondan da çok emin değilim.
tüm küstahlığımla ve doymazlığımla diyorum ki, erosun kollarındaki huzurun allah belasını versin. tüm tersliklerin önünü kapayan, gerçeği perdeleyen, arkaya iten, kestirelemeyen yanlışı saklayan şehvet değil de nedir. güzel bir kadın tüm yanlışları siler mi? beter olun!
kabul. tevekkül. i̇stemeden doğup yine istemeden ölmek diye bir şeyler denmiş olması lazım. aynen böyle.
şimdi yağmur yağıyor şehre. baharın sonu. sonbahar. pencereden izliyorum ağaçlara çarpıp yaprakları yerle bir eden damlaların hıncını. rüzgar dövüyor şehri. i̇nanmak istiyorum bu uğultuya. i̇nanmak! her şey olması gerektiği gibiymiş gibi ama huzurlu değilim. eksik sanki, eksik olmalı. her şey tamsa ve olması gerektiği gibiyse benim burada ne işim var. şimşek, gök gürültüsü ve daha fazla yağmur. perdeyi şehrin yüzüne kapayıp kitaplığıma dönüyorum. alyoşa gülümsüyor ve; gel boş ver diyor. boş ver. nasıl olsa daha fazla bilmeden öleceksin.
türkçe edebiyatın yüz akı yazarlarından. kendine has bir üslubu vardır, biçeme önem verir, okuması zordur. uzun bir hayat sürmüştür ama az eser vermiştir tıpkı yusuf atılgan gibi. olsun, o kadar eser bize yeter. demek böyle olması gerekiyormuş. bir de oğuz atay'la yakın arkadaştır "tutunamayanlar" romanındaki süleyman kargı karakterinin vüs'at o. bener olduğu söylenir.
buzul çağının virüsü isimli kitabı oğuz atay'a atfetmiştir.
türkçe'nin kadri kıymeti bilinmeyen yazarlarındandır.
rumeli işkembecisi'nde fotoğrafı vardı bir zamanlar, sahi ne oldu ona. *
türkçe'nin kadri kıymeti bilinmeyen yazarlarındandır.
rumeli işkembecisi'nde fotoğrafı vardı bir zamanlar, sahi ne oldu ona. *
reyhan tutumlu yaşamasız yazabilmek kitabında vüs'at bener yazınını eni konu incelemiştir.
Türk edebiyatının en önemli ve özgün isimlerinden biridir. Yarattığı tüm karakterleri severim. Heralde hepsi içlerinde bir parça kötülük taşıdıklarının farkında oldukları için. Metin Eloğlu'na çok benzetirim bu yüzden. Ayrıca her ne kadar kitapları YKY tarafından basılıyor zaman zaman adına incelemeler yazılıyor olsa da henüz hak ettiği değeri gördüğüne inanmıyorum. Bir yandan da yakın dostu Oğuz Atay'a yapıldığı gibi bir anda fark edilip, herkesin elinde kitapları olmasını istemiyorum.
kurmacasız bir yaşam adlı kitap ile kardeşi erhan bener'in bize bir kez daha sevdirdiği yazar ama insan... Özellikle içindeki bir anısı hayli ilginç ve keyiflidir. Kısaca anlatmak icap ederse;
Vüs'at O. Bener, 1953 yılında askeriyeden istifa edince cebeci imam hatip okulunda türkçe öğretmenliği yapmış. orada da barınamayınca ayrılmak zorunda kalmış ve öğrencileri boykot yapmışlar hocamızı isteriz diye. "imam hatipler ilk boykotu benim için yaptılar," diyor
Vüs'at O. Bener, 1953 yılında askeriyeden istifa edince cebeci imam hatip okulunda türkçe öğretmenliği yapmış. orada da barınamayınca ayrılmak zorunda kalmış ve öğrencileri boykot yapmışlar hocamızı isteriz diye. "imam hatipler ilk boykotu benim için yaptılar," diyor
Kaş’ta mavi bar’da tuvalete giderken karşılacağınız kolona roll dergisinin 100 sayısına özel çıkarılan posteri görrsünüz. Eğer tuvalette sıra da varsa bu poster üzerindeki hoş nükteden alıntıları okuma fırsatını bukursunuz. Vüsat orhan bener’le ilk karşılaşmam bu posterde onun yazdığı bi şiir ile olmuştu. Devamında, çorap söküğü gibi geldi.. kitaplığımda tüm kitapları mevcut. Keşke daha da yazsaymış.. cihat burak’la beraber türk edebiyatında kendime en yakın bulduğum iki öykücüden biri..
Genellikle küçük kentlerin küçük insanlarının basit yaşamını verir. Taşranın günlük yaşayışını küçük esnaf ve memurların içki alemlerini, gençlik aşklarını anlatır. Bilindik eseri ıhlamur ağacı'dır.
güncel Önemli Başlıklar