bugün

yeni bir altıncı nesil yazar. koştursun efenim sözlükte. *
sözlüğümüzün gomanist, kürt olan ama kürt olmayan, hümanist uzay danası hüman kahve çekirdeklerinin nickaltını istila etmeye çalıştığı güzel yazan yeni nesil yazar... Açtığı konular tespitleri, yerinde. Ayar bakımından da gerekli olgunluğa eriştikten sonra ilgili hüman danalarımız taşlamak için geleceklerdir tabi ki...
(#6571356) ayarlarını takip ediyoruz.
entrylerinden anladığımız kadarıyla sakarya mağdurlarından.
- 'güneş rüzgarı' anlamındaki latince kelime grubu.

ozon yüküyle bel bükmüş bir sabah, tertemiz ruhunuzun verdiği direktifle zihninizin dış dünyaya açılan kapısını güneşe çevirirseniz, o güne kadar farketmediğiniz pek çok gerçek buz gibi dökülür ensenizden. gözlerinizi yaşartan; bu saate kadar hep kaçtığınız gerçeklerin ışığı olmanın yanında, yine hiç hatırlamak istemediğiniz suçlarınızın cezasıdır. vefada kusur etmeyen bedenler, sahipleri kadar alçak olmamakla beraber, sahipleri için göz yaşı döker.

bu nasıl girift bilmecedir? hayatın kaynağı dediğiniz alev topu hem ısıtır, hem cezalandırır. hem de beklemeden, on saniye bekleyemeden. ömrünüz boyu arayıp durduğunuz adalet bir nefes uzaklıktaymış, ne tuhaf!

güven salan, yanaklarınızdan ılık şelaleler akıtan bu dost, yakıp kavurmayı da bilir lakin. kıstas neyi ne kadar aldığınızdır, artık ders almanız gereken gerçeklerden kaçıp kaçmadığınızdır. halbuki denge işte tam burda, hayatın başlangıcında kendini gösterir.
küstah iştahınız hakettiğinizden fazlasını almak isterse -ki alamaz- sadece küpüne işkence eder.

'benim için ölümün önemi yok' diyen çoktan ölmüştür. onlar için hayat, sadece ve sadece tayinini başkasının ellerine bıraktıkları önemsiz ayrıntıdır.

peki ya geriye kalanlar? köleler, esirler, cahil populasyon, dükler, lordlar, şahlar..
tarihin hangi sayfası sizi olduğunuzdan daha insancıl gösterme nezaketinde bulundu? kiminiz ağlama, kiminiz övün övün övünme hakkını nerden buldunuz? hayır hayır, zaman sizin için varolmuş değil. bu satırların yazarı günahkar mahluğun bildiğini elbette hepiniz bilir de, en şiddetli hamasetlerle devinmiş nefsiniz kulak tıkarken bilmezlikten gelirdiniz. ağlamaya hakkınız yok!

ve tabii ki vodviller!
hayatımıza bizi korumak için giren, ama rencide etmekten başka hiç bir şey yapmayan 'vodvil gönüllüleri'..
size hiç bir şey söylemeye gerek yok. zira kendi vicdanınız, zamanı geldiğinde sizi yargılamadan infaz edecek. işte o gün, yardım etmek için omuzlarına zembille indiğiniz basit halktan siz yardım dileneceksiniz! ancak asıl suç tabii ki sizde değil, önce kurtuluşu, şimdi de suçu doğa üstü ruhsuzlarda arayan bizde.

zamanı gelince hep beraber konuşacağız. lakin şimdi susma zamanıdır.
susup, bağrımızı güneş rüzgarına açma zamanı.

+ abi iyi misin? niye kaktın bu saatte??

- bilmiyom oolum, ateşim var sanki biraz..
uzun entryler giren üff çok pis uzun kesin bu artıyı haketti sorusunu akıllara getirmeye çalışan birisi midir sorusunu akıllara getiren insan. sabah sabah iyi muhabbet ettik özel mesaj ışığı yanınca sözlük bozuldu sanmıştım.
altıncı nesil yazarların sağlam yazarlarından, zira final sabahı iki kalkıp 'aman beaa açıp iki sözlüğe bakıyım'' derken adam akıllı iki şey okutmuştur sağolsun. okuyoruz bakalım devam etsin kendisi.

edit: şu iki olayına neden bu kadar takıldım ben de anlamadım.
#6896905 geçen haftanın en beğenilen 3. değil 1. entry i olmalıydı. *
gördüğüm an yuha amma yazmış deyip, şimdi oturup uzun uzun bunu mu okucam yani dedikten sonra, başlamak bir işi bitirmenin yarısıdır diyerekten başladığım ve bir solukta bitirdiğim entarinin sahibi.
(bkz: parçalar yavaş yavaş yerine oturuyordu)
(#7163536)
edit: işaret eksikliği/ yanlışlığı vs.
(bkz: en acilinden)
(bkz: #6566636)
entrysiyle kopmama sebep olan yazar. helal.
(#10372636) numaralı entrysiyle sanatının doruğuna çıkan yazar.
hem güldüm, hem alkışladım...
ağlamak istemeyen yazar. 6. nesilsin (abi mi demeliyim sana)
sözlükte ruh dünyasını en çok merak ettiğim yazarlardan biri... hem uzun uzun anlattığı hikayelerin içyüzünü anlamayı, hem de bir zirvede bir yerde kıstırırsam bir iki laflamayı düşünüyorum...

zira, uyku hapları, yalan dolan gülümsemeler falan diyor. çok ilgimi çeker böyle şeyler.
başka gezegen? yo sanmıyorum o zaman mustafa topaloğlu falan ilgisi çıkabilir. ama farklı bir evrende olduğu kesin. bi paralel evren gibi. bu evren gibi değil... ama tam paralel de değil. az biraz kare gibi ama asla yamuk değil.
onun evreninin annares * olma olasılığı beni şüphelendiriyor. daha çözemedim.
anlaşılma olasılığı azaldıkça kendini ifade ettiği kelime sayısı da arttıkça hava sıcaklıkları düşüyor. sonra şu modern folk üçlüsünü youtube da bulmak gibi ilginç şeyler yaşama hissi uyanıyor kişide. ama asla kızartma yemeye benzemiyor yani... . of bi değişik şeyler. ondan mıdır nedir az yazıyor. zaten youtubeda modern folk üçlüsü zor bulunuyor.

meraklıyız biz altıncı nesilcim. az entry giren nesle aşina değiliz. sekizinci nesilden itibaren diye değil. ben dostoyevski okumuş başka hayatları merak eden kadınım . o anda kaç kişi parmaklarını birleştirip cam hissi yaratıyor kendine merak ederim misal... önceden böyle facebook olayları yoktu yani. biz dostoyevski' nin kahramanları ile arkadaş olur onu odamızdaki kitap minderinin yanına eklerdik. hem öyle dürtmeler falan da olmazdı he. seviyeli bi paylaşım vardı. he sen ceza ile ilgili ne dersiin? bence çok acımasız. her suç cezasız kalıyor solaris. hedonist olmak lazım bazı anlarda.

nerde benim elif şafak kitabım. çok sansasyonel oldu bu entry.
harf istiyoruz yazarcım. harflerin birleşmesini, kelimelerin birleşmesini... araları bul bence.
okumak istiyoruz, okumak istiyoruz.
"hadde be bu da olmuş mu ki?" demek istiyoruz.
olaylar olaylar....

annares e selamlar.