bugün

"I'm here to chew bubblegum and kick ass! And I'm all outta bubblegum" aşmış bir they live repliği. duke nukem ve falloutta da geçer.
-all the king's men-

what you don't know, won't hurt you.

meali: bilmediğin şey acıtmaz. gerçi filmde görmediğin şey acıtmıyor diye çevrilmişti.
"scotty beam me up"
"ısınla beni sıkati"

star trek
arabesk

+ abiler istanbul ne tarafta
- gösterelim ablaaa...
MORPHEUS: O sana duymaya ihtiyacın olan şeyi söyledi.
NEO: Er ya da geç sende benim gibi farkına varacaksın. bilmek ve o yolda ilerlemek farklı şeylerdir.

THE MATRIX-1
insanlar büyüdükçe hayalleri küçülür mü?
(bkz: babam ve oğlum)
hayat tango yapmaya benzer, hata yaptığında durursun, sonra baştan başlarsın... (scent of a woman - frank slade)

aradıklarım andy: stevens'ı ben uydurdum aslında öyle biri yok!
red: andy öyle kafana göre birini uyduramazsın.
andy: ah uydurabilirim, posta ile neler yapılabildiğini duysan şaşarsın, randal stevens'ın nüfusu, sigorta kağıtları var
red: hah! iyi olduğunu söylemiş miydim?
andy: işin garibi ne biliyor musun? hapse düşmeden önce namuslu bir insandım kanuna da bağlıydım, dolandırıcı olmam için hapse düşmem gerekliymiş... (shawshank redemption)

sorunları ortadan kaldırmam lazım. ama batıl inançlarım vardır. bu yüzden küçük oğlumun başına talihsiz bir kaza gelir ya da bir polis memuru tarafındanbaşından vurulursa ya da bir hapisane hücresinde kendini asarsa ya da tesadüfen yıldırım çarparsa bunun için bu odadaki bazı insanları suçlarım ve bunu asla affetmem...
(vito carleone - godfather)

korku, karanlık tarafa giden yoldur. korku öfkeye; öfke nefrete; nefret ise acıya yol açar...
(yoda - star wars)

dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın...
(vito corleone - godfather)

bana hayatta en sevdiğim şeyi sorduklarında onlara seni söyleyeceğim.
(the city of angels - maggie rice)

biri bana nasıl bir dünyada yaşadığımızı söyleyebilir mi? yarasa gibi giyinen bir adam geliyor ve benim basınımı elimden alıyor! (joker - batman)
-senin tabancanda kocaman bir imitasyon yazıyor, (sahnede 1 daktilo boş beyaz kağıda iMiTATiON yazar)
oysa benimkinde çöl kartalı. (sahnede 1 daktilo boş beyaz kağıda DESERT EAGLE yazar. )
get the butter - paris'te son tango
http://tr.wikiquote.org/wiki/Filmler_dizini sayfasından türlçe
http://en.wikiquote.org/wiki/List_of_films sayfasından ingilizce örneklerine göz atabileceğiniz replikler.
şahset unutamadığım film repliklerinden biri de alien kardeşlerin amansız düşmanları olan predator filminde geçer. ormanda bir çatışmada arnold abi ve tayfası predatoru yaralar. kan izlerini bulurlar. ve arnold abi vurucu cümleyi kurar;

if it bleeds we can kill it
(bkz: binicem ustune vurucam kirbaci)
matrix reloaded *
trinity:
onu şimdi durdurmazsan, korkarım bir daha asla olmayacak
"unutulmayacak olan hangisi? film mi, replik mi?" sorusu kafaya takılıyor.
bir yeşilçam filminde dolmuşçu rolünde olan cüneyt arkın ile diğer dolmuşçu arkadaşları arasında geçen diyalog:
korna kemal: ulen ben var ya , bana yan bakacak adamı çıtır çıtır yerim!!
cüneyt arkın: neüü iyiiyoorssun korrna kemal, kuurabiye mi !!!
-emrah koş, ananı s... yolar
+*anamm... garip anamm... çilekeş anam...
donnie:why are you wearing that stupid rabbit suit?
frank:why are you wearing that stupid man suit?

(bkz: donnie darko)
''ama arkadaşlar iyidir''

tabutta rövaşata - mahsun süpertitiz
''mahsun beni taksim'e götür, mahsuuuun gitmem lâzım''

tabutta rövaşata
Coupling

Sally: I hate having sex at home. I've got a listening flatmate.
Jane: Oh no, I hate those. Do you have to be really quiet for her?
Sally: No, I have to be really loud. We're very competitive.

Jeff: She thinks I'm a mute with a balance problem.

Jeff: I love the word naked, it's brilliant isn't it, 'naked'. When I was a kid I used to write the word naked on a bit of paper hundreds of times and rub my face in it.

Susan: Some men were born lucky. Some men were born very lucky.
Sally: What was Patrick born?
Susan: A tripod.

Patrick: I never make more than one sex tape of a woman. I am not a pervert.

Patrick: If I don't like a woman, if there's no chemistry, if I'm not attracted to her, then I don't lead her on. I just get out of there.
Sally: Really?
Patrick: Everytime, before she *even* wakes up.
Sally: So you do have sex with them, then?
Patrick: Well, there's no need to be cruel, is there?

Sally: What do you call people you go out with but don't try to sleep with?
Patrick: Men.
"if you wanna see the miracle son, be the miracle" --Bruce Almighty;
Jake La Motta: Did you fuck my wife?
Joey LaMotta: What?
Jake La Motta: Did you fuck my wife?
Joey LaMotta: [pauses] How do you ask me that? I'm your brother and you ask me that? Where do you get you're balls big enough to ask me that?
Jake La Motta: I'm gonna ask you again, did you or didn't you? Just answer the question.
Joey LaMotta: I'm not gonna answer that. It's stupid. It's a sick question and you're a sick fuck and I'm not that sick that I'm gonna answer it. I'm leaving, If Nora calls tell her I went home. You know what you should do? Do a little more fucking and a little less eating, so you don't have to blame it all on me and everybody else, you understand me? You're cracking up! Ya' fucking screw ball ya'!

(bkz: raging bull)
-ulan insanin kankasi tekerlek olur mu ya?

(bkz: agir roman)
-baba buraya niye geldim biliyormusun ?

-deniz'e bir oda ver, onu yanına al. burada büyüsün. bir evi olsun. gidecek başka hiçbir yeri yok.

+ya gördünmü evlat ne demek ? zor geldi değil mi? bakamıyorsun değil mi çocuğa ? gördün mü evlat ne demek.

- gördüm baba. görmem mi hiç. peki sen bir çocuğun büyüyeceğini görememek ne demek onu bildin mi ? hiç bilir misin bu duyguyu ? hayat devam edecek, birileri yeni kitaplar yazacak okuyamayacaksın, yeni filmler çekilecek izleyemeyeceksin, sevdiğin bir şarkıyı bir daha dinlemek isterken dinleyemeyeceksin. bunlar kolay. alışır insan. ama onu büyürken izleyememek, yanında olamamak, ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak...

-baba yüreğim yangın yeri gibi biliyor musun ? gözü arkada kalmak böyle birşey galiba. kaç gündür onu itmek istiyorum bana sarılınca. beni sevmesin diye kaç gündür uğraşıyorum ama yapamıyorum. onun hayatında yutkunamadığı bir yumru olacağım için de kendimden nefret ediyorum.

-ona bir oda ver baba. bir evi olsun. ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bir evi. ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. sen söyle ona baba. ona deki: ...

+sadık.

(bkz: babam ve oglum)
"Only don't tell me you're innocent. Because it insults my intelligence and makes me very angry."

(bkz: michael corleone)
(bkz: godfather)