bugün

Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin.En çok yüzümüzün unutulmasından endişe ettiğimiz halde...
hayatta kimse unutulmaz, elbet hatıralarında olacaktır. unutmak diye bir şey yoktur.yoksa hafıza sildirmeden unutmak mümkün olmazdı, matematik formülü değil ki bu iş.

sadece o kişiyi aklına getirdiğinde sana verdiği acı yok olur. onu hatırlatan müziklerde aklına gelse bile ; eskidendi geçti bitti deyip geçersin, o şarkıları dinlerken ağlamaya başladığın zamanlara göre.

onu hatırlatan eşyalarda artık göremezsin onu, aklına gelse bile artık içini acıtmadığında, sadece bir anıydı dediğinde o kişinin sana verdiği üzüntüyü veya belki de mutluluğu fark edemezsin artık.biraz o şeye veya kişiye karşı "hissizleşmektir" aslında.

bu konuda sayfalarca yazarım ama bu kadar genel bilgi yeter.

not :ha evet, yüksek lisansımı unutmak üzerine yapmayı düşünebilirim ek olarak.

evet,unutmak böyle bir şey.
Unutmak:Göz temizliği...
Unutmak icin icilir,ictikce hatirlanir.
Yıllar geçtikten sonra ne demeni istiyorum biliyor musun ?
‘’Siyah saçlarımın terk ettiği yıllarımdan geriye, bir sen kaldın ve ben bir tek sana kaldım.’’
bir anda olan.
http://www.youtube.com/watch?v=rTdbQSbccY0&feature=related
insan doğasına en çok yakışan eylem.

hele ki bir de işine gelmiyor, beli doğrultur gibiyse; hatırlatmamak elzemdir.

(bkz: belini doğrultmak)
beyin sonradan öğrendiği ve tekrar etmediği bilgiyi kendisini yormamak adına kenara bir yere koyar. günü gelir tekrar ederse hatırlar.
olmasaydı ne yapardık.
bunun hastalığı da vardır ayrıca düşünsenize her şeyi hatırlıyorsunuz çok zor.
unutmak diye birşey yoktur, sadece alışmak vardır, yokluğuna alışırsın.
zaman herşeyin ilacıdır hepsi bu...
olmadık anlarda içinde inceden bir sızı belirir, aklına gelir yokluğu ama alışırsın...
bir parçanı kaybetmektir.unuttukça eksiliriz.
yalan olan şey, alışmak var. alıştığına kanıp kendini avutmak var ama unutmak yalan.
diye bir eylem yoktur aslında. Sadece bir yanılsamadır o. Sanma halidir bir bakıma. Beyninizdeki en asil saklambaç oyuncusudur hatta. O saklanır. Siz ise görmezsiniz. Sonra bir anda sobelenirsiniz. Unutmak yıllar önce kaybolan bir çocuk gibidir bir nevi. Yoktur ama hep vardır.
sabit tecrübelerimle test ettim. böyle bir şey yok sadece saklamak var.
gün boyunca öğrendiklerimizin %80 ini unuturuz.
ruh sağlığı için aklın ürettiği yararlı bir bakteridir.
alışılagelmişliklerin yerini ikame edememeksizin yerini alması ile bilinir.
yaşamanın yegane kuralıdır.
hakkını vererek bu eylemi gerçekleştirmek göt ister.
hiçbir şeyi unuttuğum falan yok.. sadece hatırlamaktan çok yoruldum, ve hafızamın ellerine sarıldım...
Mümkün olmayan olaydır. Daha doğrusu dışından unuttuğunu gösterip, içinden unutamadığına yanarsın.
hiç, bir insanı unutmak,

bir insandan vazgeçmek,

bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda
kaldın mı hiç?

hani ölmüş gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,
her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip
ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.

ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek,
ama ölmüş gibi ulaşılmaz olması artık o insanın sana,
ne kadar katlanılmaz bir gerçek değil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?

özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemiğini yakarcasına özlemek,
çok kötü değil mi?
bu kadar özleyip onu görememek,
ona dokunamamak,
onu işitememek,

artik sonunun pi hali değil mi? biliyorsun değil mi?
ne kadar umutsuz bir arayıştır o,
kalabalık caddede geçen binlerce yüze bakmak
belki bir kez daha görebilmek için o yüzü,
belki biraz önce geçti bu kaldırımdan diye düşünmek,
belki şu an arkamda yürüyen insanların içinde bir yerde demek,
belki şu an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yaşamak,

ne zordur değil mi?
ne kadar eritir insanı farketmeden.
sen de biliyorsun değil mi bunları?
bir sinema koltuğunda sen de iki kişi gibi oturdun mu hiç?
hiç iki kişi gibi zevk aldın mı bir konserden yalnız başına?
güzel bir kafe keşfettiğinde,
güzel bir film seyrettiğinde,
güzel bir şarkı dinlediğinde,
güzellikleri oranında eksik kaldıklarını hissettin mi
paylaşamadığın için onunla.

bir barın kalabalığında hiç yarım vücudunla sallandın mı ortada?
hiç iki kişilik beyninle yarım insan olabildin mi?
baktığında aynana sadece yüzünün bir yarısını gördüğün
oldu mu hiç?
sana hayatındaki en büyük yoksunluğu yaşatandan
nefret edemediğin zamanlar oldu mu hiç?
gözünün içine baka baka kolunu, bacağını kesen bir insanın yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildiğin zamanlar
oldu mu hiç?

hayatta inandığın bütün değerlerini altüst eden birisine
aşk şiirleri yazabildin mi?
onu içinde korumanın seni yok etmek olduğu zamanlara
feda oldun mu hiç?
içinde ağlayan çocuğa umut şarkıları söyleyemediğin,
özlemini,
susuzluğunu,
açlığını gideremediğin zamanlar oldu mu hiç?
kanayan yarasını gördüğün,
ama merhem olamadığın zamanlar.

gücünün,
hani o tanrısal gücünün,
bir çocuğun ağlamasını susturamayacak kadar olduğunu
gördüğün zamanlar
oldu mu hiç?
hiç.
hiç
hiç
bir hiç..

can dündar.
Unutmak için ''düşünce hapsedilir kalpte.
eş anlamlısı 'zaman' olan kelime. en azından bir alt kümesidir zamanın. ''benim ZAMANA iHTiYACIM YOK'' mu diyorsun? sen hatırlamamışsın o zaman.
unutulmak kadar insana koymayandır.
havalar serinlediğinde gölge veren ağaçların unutulması gibi örneğin.
mümkün müüdür?