bugün
- ayça tilki9
- cumaya gidenlerin çok azalması21
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- anın görüntüsü18
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim14
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan11
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı24
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
entry'ler (326)
yarsız çekilmiyor dünyanın kahrı demiştir güler ablamız. katılmak elde.
yeni bir yazar hoş gelmiş.
efil efil rüzgarlı yazar.
efil efil rüzgarlı yazar.
(bkz: hoyrat kahraman)
gülünce güzel ile gülünceye kadar güzel olan kadınlar da var.
tartışmasız çorum. kazasız belasız, olaysız, yürekli ve emekçi insanlar diyarı.
dürüstlük, mertlik, adamlık, insanlık, doğruluk, cesaret, yürek... saymakla bitmez. bir çorumlu 48 adanalıya bedeldir, mala vurduğu emekçi kollarıyla beraber.
şaşkınlık yaratmayacak olan.
kitlenmiş, heklenmiş, kapatılmış, olması muhtemel site.
soru: karışık dilli eserler hakkında araştırıcıların düşüncelerini anlatınız.
cevap:Türkoloji literatüründe Tarihî Doğu Türkçesi ile Tarihî Batı Türkçesi özelliklerine karışık olarak yer veren eserler hakkında umumiyetle karışık dilli isimlendirmesi kullanılmaktadır. Ancak bunların Türkiye Türkçesinin gelişim devreleriyle ilgili olup Orta Türkçeden Türkiye Türkçesine geçişin gerçekleştiği bir dönemin karışıklığını yansıttığını söyleyenler olduğu gibi, herhangi bir şekilde Türkiye Türkçesinin gelişimiyle ilgileri olmayıp sadece Doğu Türkçesi grubuna mensup göçmen bilim adamları ve ediplerin dillerindeki karışmanın neticesi olduğunu söyleyenler de vardır. inceleme konumuz olan küçük risale hacmi itibariyle böyle bir konuda derinlemesine bir fikir beyanına çok da imkân vermese de, biz eserlerin karışık dilli olmasının tespitinde ortalama olarak standart kabul edilen Eski Türkiye Türkçesinin özellikleriyle mukayesesinin değil de kendi içindeki verilerle mukayesesinin esas tutulması gerektiği kanaatinde olduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu görüşü biraz daha açacak olursak diyebiliriz ki, meselâ bir eserde bulunma hali için ETTdeki +A yerine +GA veya i- fiiliyerine er- şekli kullanılıyorsa bu eser karışık dilli sayılmamalıdır. Eğer eserin içinde bazen +GA bazen +A, bazen erse, bazen ise kullanılıyorsa ve bu karışıklığın mahalli bir ağızla standart yazı dili özelliklerinin karışması olmadığından emin isek, bu eserin karışık dil özellikleri taşıdığından söz edebiliriz.
Her dönemde ve her diyalekt grubunda bir kısım şekillerin ikili olabileceği ve standart yazı dilinin oluşumu sürecinde bir çok ağızların karıştığı gerçeği de göz önünde tutulursa, Türkolojide kullanılan karışık dilli tanımlamasının ne ifade ettiğinin, neyi neden ayırmayı amaçladığının çok da açık olmadığını söyleyebiliriz. Karışık dilli tanımlaması, genellikle, Doğu Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin veya bazen de Kıpçak Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin özelliklerinin karışık olarak bulunmasını ifade etmektedir. Böyle bir tanımlama kimi metinler için uygundur, ancak her metin için uygun olduğu da söylenemez. Kimi ses düzeni, şekil bilgisi, hatta söz dizimi özellikleri düzenli olarak ETT için standart var sayılan şekillerden farklı olan eserlerin her zaman için Tarihî Türkiye Türkçesinin dil sınırları içinde yer alan bir diyalekte ait olabileceği ihtimalini yok saymamak gerekir. Bizim elimizdeki küçük risaleye yaklaşımımız bu şekildedir. Eski Türkiye Türkçesi metinlerinden farklı bazı özellikler taşıyan bu risalenin bu dil grubunun tabiî sınırlarına dahil bir diyalekti temsil etmesi ihtimali üzerinde duruyoruz.
cevap:Türkoloji literatüründe Tarihî Doğu Türkçesi ile Tarihî Batı Türkçesi özelliklerine karışık olarak yer veren eserler hakkında umumiyetle karışık dilli isimlendirmesi kullanılmaktadır. Ancak bunların Türkiye Türkçesinin gelişim devreleriyle ilgili olup Orta Türkçeden Türkiye Türkçesine geçişin gerçekleştiği bir dönemin karışıklığını yansıttığını söyleyenler olduğu gibi, herhangi bir şekilde Türkiye Türkçesinin gelişimiyle ilgileri olmayıp sadece Doğu Türkçesi grubuna mensup göçmen bilim adamları ve ediplerin dillerindeki karışmanın neticesi olduğunu söyleyenler de vardır. inceleme konumuz olan küçük risale hacmi itibariyle böyle bir konuda derinlemesine bir fikir beyanına çok da imkân vermese de, biz eserlerin karışık dilli olmasının tespitinde ortalama olarak standart kabul edilen Eski Türkiye Türkçesinin özellikleriyle mukayesesinin değil de kendi içindeki verilerle mukayesesinin esas tutulması gerektiği kanaatinde olduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu görüşü biraz daha açacak olursak diyebiliriz ki, meselâ bir eserde bulunma hali için ETTdeki +A yerine +GA veya i- fiiliyerine er- şekli kullanılıyorsa bu eser karışık dilli sayılmamalıdır. Eğer eserin içinde bazen +GA bazen +A, bazen erse, bazen ise kullanılıyorsa ve bu karışıklığın mahalli bir ağızla standart yazı dili özelliklerinin karışması olmadığından emin isek, bu eserin karışık dil özellikleri taşıdığından söz edebiliriz.
Her dönemde ve her diyalekt grubunda bir kısım şekillerin ikili olabileceği ve standart yazı dilinin oluşumu sürecinde bir çok ağızların karıştığı gerçeği de göz önünde tutulursa, Türkolojide kullanılan karışık dilli tanımlamasının ne ifade ettiğinin, neyi neden ayırmayı amaçladığının çok da açık olmadığını söyleyebiliriz. Karışık dilli tanımlaması, genellikle, Doğu Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin veya bazen de Kıpçak Türkçesi ile Anadolu Türkçesinin özelliklerinin karışık olarak bulunmasını ifade etmektedir. Böyle bir tanımlama kimi metinler için uygundur, ancak her metin için uygun olduğu da söylenemez. Kimi ses düzeni, şekil bilgisi, hatta söz dizimi özellikleri düzenli olarak ETT için standart var sayılan şekillerden farklı olan eserlerin her zaman için Tarihî Türkiye Türkçesinin dil sınırları içinde yer alan bir diyalekte ait olabileceği ihtimalini yok saymamak gerekir. Bizim elimizdeki küçük risaleye yaklaşımımız bu şekildedir. Eski Türkiye Türkçesi metinlerinden farklı bazı özellikler taşıyan bu risalenin bu dil grubunun tabiî sınırlarına dahil bir diyalekti temsil etmesi ihtimali üzerinde duruyoruz.
(#19820468) entrysi ile gözleri dolduran yazar.
dünyanın en güzel, en iyi niyetli, en sağlıklı kuralı olacaktır.
(bkz: içmeyin abi)
edit:"ironiden anlamayan nesle aşina değiliz."
(bkz: içmeyin abi)
edit:"ironiden anlamayan nesle aşina değiliz."
mantıklı bir kural.
herkes dışarda içip de gireyim diye bekleşiyor, sonra girmeden gidiyor. ne güzel ortalık kirlenmiyor, kalabalık olmuyor temiz.
herkes dışarda içip de gireyim diye bekleşiyor, sonra girmeden gidiyor. ne güzel ortalık kirlenmiyor, kalabalık olmuyor temiz.
divanelik. aşk üzerine yazılan ne varsa inkar ediyorum. itiraz ediyorum.
ahmet kaya'nın bir şarkısında da geçen sözcük.
"dikran yine aşık kendinden geçiyor, insanlar da bu akşam ne biçim içiyor hadi sen de iç sen de iç piç." şeklinde
(bkz: tıka basa pastırma)
"dikran yine aşık kendinden geçiyor, insanlar da bu akşam ne biçim içiyor hadi sen de iç sen de iç piç." şeklinde
(bkz: tıka basa pastırma)
dost ile ye, iç pes oynama.
memlekette edebiyatla ilgilenen, -yalandan da olsa - yolu edebiyattan geçen onlarca kişi olmasına rağmen hakkında çok az entry girilen başlıktır.
edebiyat fakültesi, adını ve okulunu okuduğunda hiçbir amaca hizmet etmediğini anladığın; ama aslında kendinden bir şeyler koyduğunda ve kendini geliştirdiğinde ortalığın alnına koyacağın kıymetli bir fakültedir.
kısaca "ed. fak." olarak adlandırılır, yüzdesel olarak çoğunlukla serbest çağrışımdaki vaziyet doğrudur. bazen öğreticileri ve bazen de öğrenicileri "ed. fak." için hep aynı düşünceyi zihinlerinde barındırırlar.
edebiyat fakültesi öğrenicilerinin edebi birikimi kendisi çabalamadıkça artmaz ve edebi hevesi edebiyat fakültesine girdikten sonra sıfıra yaklaşır. çünkü edebiyatın sadece şiir, roman, öykü vs. olmadığını algılamaya, sorgulamaya başlar, buna inanır.
uzuncası varken kısacasına kaçmaya çalışmak hep edebiyat fakültesi öğrencilerinin işidir. daha gidip "kutadgu biligi" şerh edeceğim.
edebiyat fakültesi, adını ve okulunu okuduğunda hiçbir amaca hizmet etmediğini anladığın; ama aslında kendinden bir şeyler koyduğunda ve kendini geliştirdiğinde ortalığın alnına koyacağın kıymetli bir fakültedir.
kısaca "ed. fak." olarak adlandırılır, yüzdesel olarak çoğunlukla serbest çağrışımdaki vaziyet doğrudur. bazen öğreticileri ve bazen de öğrenicileri "ed. fak." için hep aynı düşünceyi zihinlerinde barındırırlar.
edebiyat fakültesi öğrenicilerinin edebi birikimi kendisi çabalamadıkça artmaz ve edebi hevesi edebiyat fakültesine girdikten sonra sıfıra yaklaşır. çünkü edebiyatın sadece şiir, roman, öykü vs. olmadığını algılamaya, sorgulamaya başlar, buna inanır.
uzuncası varken kısacasına kaçmaya çalışmak hep edebiyat fakültesi öğrencilerinin işidir. daha gidip "kutadgu biligi" şerh edeceğim.
çeteleci bir yazar.
gecekondularda hava bulanık puslu
altındağ gökleri kümülüslü
ekmeğe, aşka ve ömre
küfeleriyle hükmeden
ciğerleri küçük, elleri büyük
nefesleri yetmez avuçlarına
-ilkokul çağında hepsi-
kenar çocukları
kar altındadır. *
altındağ gökleri kümülüslü
ekmeğe, aşka ve ömre
küfeleriyle hükmeden
ciğerleri küçük, elleri büyük
nefesleri yetmez avuçlarına
-ilkokul çağında hepsi-
kenar çocukları
kar altındadır. *