bugün

belki de şöyledir;

- |ânı udma| - |onu udma| - |unutma|...
kökü 'unut' olması gerek. işteş çatı eki ile birleşerek günümüze gelmiş. hatta ölü kök bile olabilir. bir dil bilimciye sormak faydalı olabilir.
onu unutttum demek aslında onu hatırlamaktır... unutmadık, unutturmayacağız...
Unuta biliyorsan okadarda değildir zaten. Un mu yutmak lazım ? Un ufak etmek mi lazım ? Un ütmek mi lazım bilmiyorum ama tek bildiğim birşey var oda nekadar çok derine gömülüyse . Çıkarmasıda okadar zordur.

Bilimsel açıklaması. "Long term memory" denilen mekanizmada gizli. Beyinde hafıza kaydı çengel lerle birbirlerine geçmiş örümcek ağı gibi kayıt edilir. Çengellerin uçlarındadır kayıtlar. Bir bilgiye ulaşmak için onunla alakalı başka ipleride çekebilirsin . Örneğin benim ne zaman o şarkıyı dinlesem aklıma tek bir kadın geldiği gibi. "Zülfü Livaneli - Gözlerin" .

Bazı kişilerde heryerde olabilir. Su bile içerken bir anınız varsa işte ozaman hapı yuttunuz. Yine benim gibi. 2 ay olduda ayrılalı.
Hatırlatan kimselere unakıtan denir. Hesap, vergi ve para işlerinin unutulmaması gerektiği için Kemal unakıtan maliye bakanı olmuştur.
behzat ç. nin finalindeki güzel sahnelerden biri.

http://www.youtube.com/watch?v=akgpaYSwqbU
türkçe'nin bu kadar kısır bir dil olduğuna inanmak istemiyorum a dostlar.

her şey neredeyse bir kelimeden türemiş. hep türeterek yeni kelime yaratmaya çalışıyoruz.

ya da böyle olunca mı zengin dil oluyordu? işte bilmediğim işlere burnumu sokunca hep karıştırıyorum.
efsane behzat ç repliği özledik çok.
Efsane behzat ç sahnesi. Yine izledim çok özlendi
unutmak kelimesi aslen unyutmak olarak kullanılırdı eskiden. tabatiyle unyutan bu durumu farketmeyetek şayet konuşmaya başlarsa öksürük tutar. mahvolur. iş bu yüzdendir ki, unyutmak farkına varılıp sonrasında da hissedilmesi ve asla akıldan çıkarılmaması gereken bir haldir.