bugün

yuksek egitim alan veya bir sekilde universitelerde bulunan erkek ve bayanlarin ortunmesidir. evet erkeklerinde ortunmesi gerekir, burada oncelikle anlasilmasi gerekilen sey "tesettur"un kelime anlamidir. tesettur cinsiyete vurgu yapmaksizin ortunmek demektir.
universitede tesettur adli basligi acarak demek istediklerim var tabi, ama bir ayrimcilik bir sorun istemiyorum. sadece karsi tarafin dusuncelerini de anlamak ve empati yapmak. su ana kadar universitelerde calisan hademeler olsun, ogrenci ve profesor olmayan hangi bayan olursa olsun tesetturlu olanlar yani basi da dahil olmak uzere ortunenlere kimse ses cikarmiyordu, ama basortulu bir sekilde universiteye girmek isteyenler hademe degilde ogrenciler olunca problem basladi. isin asli 10 yila kadar yasak olmasina ragmen universiteler basortulu ogrenciler giriyordu ve kimse birsey demiyordu, demesine gerek yoktu cunku. ama ne hikmetse bir anda cumhuriyet bekciligine savunan insanlar turedi. herkes bir anda kendini rejim bekcisi, cumhuriyetin savunucusu ve vatansever ilan etti. basortusu giyinen universite ogrencilerini dusman olarak gormeye basladi ve bu dusmanlik pazarlarda kapali gezinen, alisveris merkezlerinde alisveris yapan vs. bayanlarada yansidi. herkes bu insanlari gerici, irtica'ci, orumcek kafali, bolucu vs. gormeye basladi. daha fazla ilerlemeden sormak istedigim birtek sey var, neden? neden bir anda bu nefret ve kargasa, neden bu ayrimcilik ve tartismalar. cevabi bence cok basit, insanlari provoke eden haberleri memleketin yararini hic dusunmeden * yayan medya, kaldi ki bu haberlerin bircogu saptirilmis veya kulliyen yalan. * halkimiz ise hakli olarak kendi bildigi, annesinden babasindan gordugu seyleri savunmak istedi, bu tarz provoke olaylari her ulkede ise yaramaz, turkiyede bircok kisi bos gezdigi icin bu tarz olaylara vakit harcarlar. yoksa isi basindan askin insanlarin yasadigi ulkerde, insanlar daha baskan yardimcilarinin isimlerini bile bilmiyor, kabinedeki bakanlari hic bilmiyorlar. bunun tek sebebiyse bu insanlarin bu islerle ugrasacak vakitleri olmamasidir, veya kendilerini rahatsiz edicek olaylarin olmamasidir. bugunlerde gordugumuz bir amerika ornegi var, artan enflasyon ve issizlik insanlarin politik tercihlerini iyice dusunmelerine sebebiyet veriyor, bunun kaniti olarak ise su ana kadar katilimin en yuksek oldugu oylama beklentisidir. bu durum turkiyede cokdan beridir yasandigi icin ve bunun ustune halkimizin gercektende bos gezmesi faktorunu eklersek, halkimiz ister istemez politikayla yakindan ilgilenir, ve bu ilgilenme eger ki ugur mumcu'nun dedigi gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlarda olusursa demokrasi o zaman suistimal edilir. bunu herkes biliyor ki demokrasi suistimale tamamen acik bir sistemdir,*
gelmek istedigim nokta eger ki herkes kendi isini yaparsa ne rejim tehlikeye girer, ne de tesettur ile okumak isteyenlerin hakki alinir. bu ulkede rejim tehlikede diyenler bilmeden konusuyorlar. diyelim ki akp rejim dusmani ve seriat istiyor ve her kurumu ele gecirdiler. ee, ne var yani? halk rejim degisikligi istemiyorsa bunu kim zorlayabilir ki? kaldi ki koskocaman ordu var. o yuzden basortusuyle okumak isteyen bayanlarin onunu acmak lazim, yurtdisinda nasil basarilara imza attiklarini hepimiz biliyoruz, genetik alaninda olsun tip alaninda olsun cok cok basarili turk bayanlar var. ama bu baskicilik ve despotizm onlari turkiye disina cikarttiriyor. kimse sanmasin ki bu insanlar ulkelerini sevmiyorlar, * hepsinin icinde vatan aski var. ama bazilari memleketi sevmek icin basortusu takmamayi kriter olarak koydugu icin ayrimciliklar ve problemler aziyor. buna karsi savunma yapanlarin dedikleri seyler ise sunlardan ibaret: "bizimde koyde nenemiz, anamiz basortusu takiyordu ama bunu siyasete malzeme etmiyordu". bu cumle bile tek basina aslinda cok medeni gecinen insanlarin ne kadar orumcek kafali oldugunu gosteriyor, neden? cunku tum basortulu kadinlari koydeki neneleri gibi inek sagmasini, ciftlik isletmesini istiyorlar, istemeseler bile demek istedikleri budur. neden basortulu bayanlar okuyup, master yapip ufkunu gelistirmesin.
basortusune karsi cikanlarin bircoguda musluman, ondan bahsedeyim biraz. diyelim ki rejim tehlikede, allahin kaderine karsi gelecek gucumuz mu var bizim? allah isterse olur, istemez ise olmaz. bu kader konusunu fazla uzatmicam cunku yanlis anlasilmaya cok musait bir konu.
son demek istediklerim ise basortusune karsi cikanlar, bir dusunun bakalim hicbir sebep yok iken sizi universiteye almak istemeseler kendinizi nasil hissederdiniz? kendinizi gercekden bu duruma koyun ve dusunun. * yazim tamamiyla tarafsiz ve objektifdir, hicbir kimseyi savunmuyorum, sadece adaletten bahsediyorum.
gecen gun bitiremedigim entrymi simdi bitirmek icin tekrar klavyenin basina geciyorum. en basta dedigim gibi su ana kadar universitelerde hademe olarak calisan bayanlarin basortulu olanlarina hic kimse ses cikarmiyor ve halen de ses yok. demek ki kamusal alan denilen universitelere basortusuyle girmek isterseniz hademe olmaniz gerekiyor. ogrenci olursaniz hemen kamusal alan kanunu isin icine giriyor ve kabul edilmiyorsunuz. burada aslinda bir cifte standart var, biliyorlar ki o basortulu bayan hademeler orada calismasa basi acik sosyetik insanlar orada calismaz, veya laik, modern gecinen bay ve bayanlar hademe olarak calismaz. cunku onlar egitimlidir ve tuvaletleri temizliyecek baska birileri bulunmali. biliyorlar ki kamusal alan ayagiyla o hademeler universitelere alinmasa, yine basortulu yasli teyzelerden baska kimse gelip orada temizlik islerini yapmaz. yani ne demek? kamusal alan islerine geldikleri zaman yururlukde oluyor, islerine gelmedikleri zaman olmuyor. bir baska bakis acisi ise soyledir, basortulu bayanlarin universiteler de en fazla yapabilecekleri isler hademelik veya bilimum temizlik isleridir. eger ki ogrenci falan olmak isterseniz kamusal alana girer ki bu, kamusal alanda basortusu yasakdir. *
kadının abdest bozan bir seks objesi olduğunu hatırlatan öğe. *
haber başlığı gibi bir itham!

"şok şok şok! üniversitede tesettür!"

tecavüz mü? hayır. adam öldürme mi? hayır. öğrencisiyle cinsel ilişki yaşayan profesör mü? yine hayır.
peki ne?

ne olduğunu, neyi ifade ettiğini artık biliyoruz bu iki kelimenin. çünkü güzelim medyamız öyle bir yapıştırdı ki bu kelimeleri beynimize, öyle bir aklımıza soktu ki, artık türbanlılar bile yeter etti. 70 milyonluk ülkeyi türbandan soğuttu. 1992 de patlak veren bu türban meselesiyle ne hükümetler geldi gitti, ama kimse bilmedi ki bunun bir çözümü olmayacak, sadece bu işten nemalananlar çıkar sağlayanlar olacak, arada kalan genç kızlarımıza olacak.

artık söylemeye, yazmaya yoruldum türbanı. onlar pişirip pişirip satmaktan usanmadılar.

ben susayım, biraz mustafa kemal konuşsun;

"Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki , cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyor."