bugün

sonu am göt meme ile bitecektir. evet.
masadan kalkıp cama doğru yöneldiğinde keremi kapının önünde ellerinde çiçeklerle sırılsıklam gördü. Telefonunu eline aldı ve birini aradı. Bir anda her taraftan zenciler çıktı ve keremi hunharca siktiler.

Ben hüngür hüngür ağlarken, babam anıra anıra gülüyor keremde hadi daha serrt daha sertt diyordu.
bir an sustu kerem. olsun dedi ben yine de seninle evlenmek istiyorum,hayaller üzerine kurulmuş bu evlilikten sadece biz kendimize pay çıkaralım, bırakalım onları kendi hallerine, diye ekledi. hafif bir baş dönmesi hissettim, esen bir rüzgar vardı sanki dışarılarda... hiç bir şey demeden kapadım telefonu, o an her şey gözüme flu gibi gözükmeye başladı. bir damla ter şakağımdan tenime doğru akmaya başladı,tuzlu tadını merak ettim sanırım,hani göz yaşına benzeyen tadını...
kerem, sezen'deki isteksizliğin farkına varmıştı. akşam sahile inerek uzun bir süre düşündü. tüm ihtişamıyla parlayan ay sanki sezen'nin suretini yansıtıyordu suya. sezen'e anlatır gibi suya anlattı tüm derdini. kerem hayata karşı gerçekci yaklaşımlarda bulunan, kaymaktan çok yoğurdun kendisiyle ilgilenen pragmatist birisiydi. sezen ise sevdiğini söylediği adamı keyifince, yokluğuna mahrum etmekten çekinmeyecek kadar acımazsızdı.
Hal böyle olunca sezen öyle göze böyle yaprak dedi ve keremin gözünü yoğurtlaya yoğurtlaya sevdi.
Son kez konuşmak için buluştular. Uzun bir süre sessizce yürüdükten sonra kenar bir mahallede, kimsenin göremediği bir yere oturdular. O an yıllarca izleyebilirdi onu, o izlemek istemese bile. Gözleri birbirine kavuşuyorken, neden biz olamıyoruz? Diye düşündü. istemiyordu belli ki. Bir şarkı açtı, sonra bir sigara yaktı, konuşacak belki çok şey vardı ama tek kelime toparlayamıyordu kafasında. Ona seçerek kurduğu cümlelerin hiçbiri yoktu aklında ve sadece onu izlemek istiyordu.
"Bu sigaralar bitince kalkarız olur mu?" dedi.
Bitmesin istedi. Bitmemeliydi? Hayatta onun için yanan tek şeyi onu yarı yolda bırakmamalıydı.
Ama bitti.
O da gitti.
Arkasından takip etti. Hoşçakal dedi o an, kolundan tutup gitme demek istedi ama diyemezdi ki. O zaman, kelimeler tüm anlamını yitirdi işte, vedaların belki en kötüsüydü sessiz kalmak.
Yapabileceğim tek şeyi yaptı, izlemekle yetindi sadece. sahiplenmişti, o istemese bile. Hiç bir insan sevmeyen birini sahiplenebilir mi?
Sahipleniyor işte. O an; tüm karanlığın hücum ettiği o boşluğa düştü yeniden. Parlamıyordu artık ay, bilmiyor muydu karanlıktan korktuğunu? Kendi köşesine çekildi, o ise başkasının karanlığına ışık olmaya gitmişti çoktan...
bir anda yere attığı sigara canlandı sürüne sürüne keremin yanına gitti. kerem neye uğradığını şaşırırcasına çığlık attı. bir an hayal görüyor sandı ama görmüyordu gerçekti sigara onunla konuşmaya çalışıyordu. kerem kendisini tokatladı yine kendine gelemedi. sigara en sonunda kalktı ve dediki ; o üstüme bastığın ayağın varya o ayağını g*züne sokarım. kerem ağlamaya başladı artık olanlara dayanamıyordu sigara bile ondan nefret ediyordu...
Kerem kendini sakinleştirmeye çalışıyordu mesuta sarılıp ağladı. Mesut keremin bu masum bu üzgün halini görüp ondan faydalanmaya çalıştı.
Kerem e sigara yakalım dedi ve paketin dibini getirdi. iyi geceler.
kerem kendisini toparlamaya çalışarak eve gideceğini söyledi. mesut onu yalnız bırakmak istemedi evine kadar ona eşlik etti. kerem her şey için teşekkür ettikten sonra apartmandan içeri girdi. asansöre girip 13. kata bastı. asansör ağır ağır ilerliyordu ki elektrikler kesildi. kerem içerde kaldı. korkmuştu sigara olayından sonra daha çok korkmuştu. telefonu açayım derken ensesinde bir nefes hissetti. ışığı tuttu ve kimse yoktu. biraz zaman geçtikten sonra elektrikler geldi. kerem asansörden inip evinin kapısını açtı. ancak dikkatini çeken birşey vardı. aslında birşey değil bu bir enerjiydi. tuhaf hissediyordu. yıllarca oturduğu evi yıllarca anahtarıyla açtığı kapı ona korkunç ve aynı zamanda yabancı geliyordu.
Kerem yorgun olduğu için böyle olduğunu düşündü ve içeri geçti. Koltuğa uzanıp tv yi açtı. Biraz dinlenince odasına geçip pijamalarını giydi. Ancak tekrar bişey fark etti. Sanki arkasında birisi geziyormuş gibi, tamda ensesinde olan bir nefes varmış gibi. Daha fazla kendisini korkutmak istemedi ardından lavaboya geçti. Yüzünü yıkayıp derince bir nefes aldı.
Devamını getirin arkadaşlar sallayın bişeyler:)))).
ardından dışarı çıktı. rus kekosu- nazorellaschulz çiftini gördü kıskançlıktan intihar etti.
son... erler film.
"keşke büyüsek" dediğimiz günler vardı eskiden. hayallerimiz, düşlerimiz, umursamaz gülüşlerimiz vardı. gelecek yılları bekleyişimiz vardı hiç usanmadan.
"hey gidi günler hey" dedirten günlerimiz.

hiç hesapta yoktu zamanın acımasızlığı, yılların akıp geçeceği.
ve "suyu çekilmiş değirmen" gibi kalacağımız hayatın akışında.
...Aslında vazgeçtiğini düşündüren sebepler vardı.Sabahları uyandığında telefona bakmıyor,geleceği saatlerde balkona çıkıp yolu izlemiyor,gittiği yerlerde onu düşünerek bir şeyler alma fikrini savuşturuyor,birlikte yapabiliriz dediği şeylere engel olmaya çalışıyordu.Aslında onun sevgisizliğini,umursamazlığını gördüğü her an ona küfürler savuruyor , onun için yaptıklarından pişmanlık duyuyordu.
Eskiden-yalnızlığın tek dostu olduğunu bildiği zamanlarda-insanların böyle şeyler yaşıyor olması ona gülünç gelirdi.Mantığı karşı çıkardı olanlara.Bir insan ne kadar vazgeçilemez olabilir ki derdi kendince.insanlar gelir,işlerini yapar/yaptırır sonra giderlerdi.
Bir gün -beyni kalbinden daha yorgun ve kandırılmaya müsait olacak ki -güvendi,belkide hayatında yaptığı en saçma şeydi . tüm gördüklerine,düşündüklerine,yaşadıklarına rağmen güvendi...
Ve garip kont olay yerine koşa koşa gelip hüsnüyü yere yatırıp büyük bir aşk ile sikmeye başladı.