bugün

öğrenecek kişiye göre değişen durumdur. şimdi bir japon için, bir kazak için, bir özbek için öğrenilmesi en kolay dillerden biridir çünkü aynı dil ailesinden gelir ve cümle yapıları neredeyse tamamen aynıdır. ama hint-avrupa dil ailesinden bir dili konuşan birisi için elbette zordur çünkü tamamen farklıdır.
bir baskça'dan, moğolca'dan, çince'den, yakutça'dan, laponca, kore dili'nden bihaber insan önermesi. tek bildiği şey en zorunun çince olduğudur.
fince kadar zor olmadığı antitezinin karşısında yanlış olan önermedir.
bir kelimenin onlarca karsiligi olmasindan dolayi. fakir bir dil olmasi turkceyi sanilanin aksine zor ogrenilen dil olmasina yol acar , kurdce kadar bile sozluk haznesine sahip degil.

zoe: kurdceyi buraya bilerek ekledim . dusundugum gibi entery eksi manyagi oldu. uludag fasit yuvasi diye bosuna demiyorlar.
yazıldığı gibi okunuyor zor diyen utansın bence ...
bunun sebebi aslında türkçe öğrenen insanın aynı anda hem öz türkçe, hem osmanlıca, hem arapça, hem ingilizce ve fransızca, hem de bildiğin halk türkçe'sini öğrenmesidir bi anlamda.

ve türkçe adına vahim hadiselerden de biridir.

tamam ingilizce kelime kullanma tabi de bildiğin otobüse de çokoturgaçlı siktimgeç dersen olmaz o iş.

diller bir savaş yaptıysa bu savaşın galibi ingilizce oldu. o yüzden fazla üzülmemek lazım.

sonuçta bir dilin önemini kolaylığı kadar kaç insanın paylaştığı, o ülkenin konumu gibi şeyler de belirler. belki daha da çok belirler.
yeni bir dil öğrenmenin zorluğu, öğrenenin anadilinin, öğrenilen dile yakınlığı/uzaklığıyla doğru orantılıdır. bu yüzden böyle bir sıralama yapmak mümkün değildir. kim yapmışsa benim ismimi verin o anlar.
arapça ve rusça varken heheey nereye ikinci denilesi tespit.
Türkçeyi tam olarak öğrenemeyenlerin konuşması daha sempatik geldiği için sorun teşkil etmeyen durum.
(bkz: bi fransızca vardı ona noldu)
fonetik bakımdan en kolay dillerdendir. örneğin ingilizcede dili yeni öğrenin bir çocuk: 'i went' yerine 'i goed' derken türkçede bir bebek 'ben gitmek' diye bir cümle kurmaz. zaman ögeleri yerine oturmuş olarak konuşmaya başlar. evrensel olarak da güzel dildir. tek heceli diller gibi kulak tırmalamaz ya da germen dilleri kadar konuşurken insanı zorlamaz.
sözlükteki yazarların türkçelerine bakınca birinciliği zorlaması işten bile değil.
zor bir dil olduğu kesindir ama ikinci olup olmadığını bilemem. bu kadar köklü olup, böyle bir kelimenın onlarca anlamı olan bir dilinde öğrenilmesi kolay değil elbette. inceliklerini, ayrıntılarını anlamak baya bir zaman alır.( baya böyle mi yazılıyor bayağı diye mi ben bile bilmiyorum kaç yıllık türküm aneam.)
çince japonca ve bilhassa rusçadan bihaber düşük zekalıların iddia ettiği durumdur. yazıh la size. evet.
Doğru bir önerme olma olasılığı oldukça yüksektir. Çünkü Türkçeye hakim olan biri matemetiği de çözmüş demektir.
(bkz: Türkçenin matemetiksel bir dil olması)
Eğer böyleyse en büyük etken zengin atasözleri ve deyimleridir.
valla ben iki yasindayken bile konusuyordum demek ki o kadar zor degil dedigim onerme.
beraberinde bununla gurur duyan malların ortaya çıkışını sağlar.
Zorluğu güzelliğindendir. Nereye çeksen gelir.
aslında zor değildir, baksana sokaktaki yere tüküren ayılar bile konuşabiliyor.
türkçe'yi en zor öğrenenler uzak doğululardır. kendi dil yapılarının çok ters olmasındandır.
Türkçe'yi en kolay öğrenenler ana dili arapça olanlardır. aynı bölümden mezun olduğum filistinli arkadaş 1 haftada benim gibi konuşmaya başlamıştı tömer'den aldığı kursla.

diğerleri de lingual zekalarına göre zorlanırlar ya da zorlanmazlar.
götünüz yiyosa fransızca öğrenin.
ilk okuldan beri süregelen 'en zorudur.' 'en kolayıdır.' muhabbetlerini o kadar duyduk ki artık dünya dil kurumu * çıkıp dese ki:
'türkçe en zor ikinci (vb.) dildir.' hepimiz 'sektir la!' deriz.
Yalandır.inanmıyorum mülteciler çatır çatır öğreniyore.
daha nelerdir. zorla başladığımızdan mı diğer dilleri kavrayamamaktayız?