bugün

Bölgede rejimler ve toplumlar üzerinde farklı etki alanları bulunan Türkiye, Libya ve Suriye olaylarında iddia edildiği gibi oyun kuran ülke görüntüsü çizememiştir.

http://aksiyon.com.tr/aks...minonun-yan-etkileri.html
abd'nin belirlediği.
http://www.haberturk.com/...erdogan-obama-ile-gorustu
ne şiş yansın ne kebap politikasıdır. saçma sapan hümanizm gösterileri... bunun sonu yok:

(bkz: türkiye suriye ye girsin)
amerika'nın bölge politikasına veya faaliyetlerine endeksli olduğu artık belli olan politikadır. zira, suriye konusunda abd ile aramız o kadar mükemmeldir ki, abd dışişleri sözcüsü bizim dışişlerinin açıklamalarını daha yapılmadan kestirebilmektedir.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/394650/1/Gundem

http://www.samanyoluhaber...e-isbirligi-mukemmel.html
çıkış noktası, istikameti ve içeriği hususunda iki görüş vardır.
bunlardan ilki batı'lı güçlerin türkiye'yi yönlendirmesi ile bir savaşın eşiğine götürülmeye çalışıldığı,
diğeri ise türkiye'nin insancıl bir takım kaygılarla hareket ettiği yönündedir.
her iki yaklaşım için de çeşitli destekleyici unsurlar bulmak mümkün.
ancak kesin olan bir şey var ki o da türkiye'nin yanı başında istikrarsızlığa sürüklenmiş, etnik ve mezhepsel çatışmaların olduğu, dış müdahalelere açık ve bölgesel savaşların yaşandığı bir suriye'yi istemediğidir. keza suriye'nin sosyo-kültürel yapısı böyle bir tablo için uygundur. bunun örnekleri başta lübnan olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde mevcuttur. kaldı ki suriye'nin tairihine baktığımızda bu tür olgularla karşılaştığını da görürüz. böyle bir durumun oluşması neticesinde ise türkiye ve mevcut bölge için neler ifade edebileceği, kısa ve uzun vadede ne tür sonuçlara yol açabileceği ise malum. böyle bir durumda türkiye uzun süre ortaya çıkan askeri, siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacaktır.
işte tam da bu noktadan hareketle türkiye'nin suriye politikasının aslında ne batılı güçlerin kışkırtmaları ne de insancıl yaklaşımların bir gereği olduğu görülebilir. amaç suriye'nin dış müdahalelere açık bir duruma gelmesini engellemektir. türkiye böyle bir durumda suriye'y öncesinde ve sonrasında seyirci kalamaz. rusya ve çin'in eleştirilmesinin nedeni de bu iki devletin suriye konusunda samimi olmadıkları ve suriye'yi bahsedilen mevcut tabloya itmek istemeleri düşüncelerinden kaynaklanmaktadır. abd ve israil gibi devletler de aslında suriye'nin dış müdahaleye açık bir devlet haline gelmesini istemektedirler. sonuç olarak küresel güçlerin yöntemleri birbirine sıt gibi görünse de amaçlar bağlamında aynıdır.
tüm bu gelişmeler ışığında türkiye öncelikle beşşar esad'ın iktidardan çekilmesi için ulusal ve uluslararası alanda tüm kozlarını oynayacaktır. son olarak arap birliği nin suriye nin hesaplarını dondurması olayında da türkiye'nin etkin rol oynadığını düşünmekteyim. ancak mevcut esad rejimi bu şekilde ortaya konan yöntemlerle iktidardan uzaklaştırılamazsa türkiye'nin askeri müdahalede bulunması uzak bir ihtimal değildir.
bu noktada türkiye ölümü görüp sıtmaya razı gelmek zorunda kalacaktır...
yavaş yavaş savaşa doğru giden politikadır. THY Suriye seferlerini durdurdu, Şam büyükelçiliği kapatıldı. Hani kardeştik, hani Şamgen, hani sınırsız kucaklaşıyorduk?
abd nin, israil in, siyonizmin, emperyalizmin,akp nin suriye politikasıdır.
aylar öncesinden şunları söylemiştik: (#13794031)
şimdi ise türkiye en çekindiği olasılıklardan biriyle karşı karşıya. suriye ile savaş kapıda. ancak henüz başlamadı...
Umurumda değildir.
(bkz: dış politika iç politikaya benzemez)
montajcı otomobil üretme anlayışımız gibi bir projenin parçasıdır.

biz ne zaman topa mermiye sarılıp bitsin bu kan dursun bu savaş deyip tankları uçakları şam'a sürmeye kalksak.

durun bakalım o sizi aşar burda biz varız derler.

yani anlayacağınız olmayan politikadır.
Küresel güç olmaya çalışan ülkenin aslında küresel güçlerin piyonu olan hükümetinin siyasi hamlesidir.
amerika'nın, israil'in suriye politikası vardır, türkiye'nin suriye politikası yoktur.
Varmis gibi davranilan ama olmayan politikadir.
canım kardeşimden düşmanıma doğru gidişatı olmuştur.
kendi gücümüz yetmeyince eşkiyayı besleyerek suriye'deki rejimi yıkmaya çalışıyoruz.
kor kömürü maşayla tutuyoruz yani. (Davutoğlu: "Türkiye'yi savaşa sokmadan emin adımlarla ilerliyoruz." http://haber.sol.org.tr/d...r-ama-nereye-haberi-68049)
aşamaları aşağıdaki linkte belirtilmiştir.

(bkz: suriye barış harekatı/#18593040)
tarihten beri hiç bir yönetici çıkarına ters giden bir şey yapmamıştır.
kimsenin kimseyi düşündüğü falan yok yani.
sorumlularının ahmet davutoğlu ve recep tayyip erdoğan başta olmak üzere lahey adalet divanı'nda "savaş suçlusu" olarak yargılanmasına neden olacak kadar "kirli" bir politikadır.

yandaş basının irin akıtan memelerinden beslenen, ışıltı yoksunu kave bilgiçlerinin aklı basmasa da uluslararası hukuka aykırıdır bu yapılanlar.

etik ise hiç değildir. zaten ahlaki açıdan savunacak biri olduğunu zannetmiyorum.

ayrıca ulusal hukuk açısından da hatay patlamasında delillerin karartılmaya çalışılması, türkiye içinden gelen saldırganın görüntülerinin suriye'den gelmiş gibi servis edilmeye çalışılmasıyla akp çetesi suçlu duruma düşmüştür. delillerin üzerine gidilirse antep ve hatay'da sivillerin ölümüne neden olan patlamaların altından mit - pkk bağlantılı bir fraksiyonun çıkacağı da neredeyse kesin.

en son patlamanın olduğu gün cnn muhabiri "türk yetkililer patlamanın suriye ile ilgisine dair en ufak bir bağlantı kurabilselerdi şu ana kadar zaten kıyameti koparmışlardı" dedi.

çok acı. türkiye cumhuriyeti devleti'nin karar mekanizmalarına yerleşmiş bir takım adamlar türk vatandaşlarını havaya uçurup amerika adına savaşa girmemizi sağlamaya çalışıyor...
aslında amerkanın suriye politikasıdır. fakat ne kadar uzadıkça esadın ülkesinde ne kadar güçlü olduğunu ispatlamaktadır. dışarda ise rusya,çin ve iran kendisine yeteceğinin düşünürsek bu politika 61. hükümetin sonunu getirecek politikadır.
2010 da kardeşim diyip, 2014 de kardeşim dediğin adamı realizm düşüncesine göre yıkmaya çalışmaktır. yıkılan suriye bizim için tehlikedir.
türkiye yi ortadoğu ülkesi yapmak için komşuyu karıştırmaktır. hem tam bir ortadoğu ülkesine döndür ülkesi hem de abye girmek için uğraş. bu neyin kafası anlamadım gitti.
bir de o yollara dökülmüş insanlar üzerinden pazarlıklar yapılmaz mı? çok müslümanız çoook.
eyvallah zorda olana yardım edilir, ama iş kayırmaya geliyorsa orada duracaksın. suriyeliler artık her yeri bildiğin işgal etmiş vaziyette. bir yere gittiğim zaman kendimi turist gibi hissediyorum. sınavsız üniversite, aylık maddi yardım, sosyal haklar.

kimse kusura bakmasın da, bizim ülkemizde savaş çıksa götümüzü keserler hiçbir ülke almaz bizi. akp kendi seçmeninin ufak ufak toparlıyor. basıyor mavi pembe kimliği vatandaş yapıyor oluyor bitiyor her şey. hayatlarından o kadar memnunlar ki 140 bin suriyeli çocuk dünyaya geldi bugüne kadar. ne diyelim, göte giren şemsiye açılmaz.
Dünya tarihinin görüp görebileceği en geri zekalı politikasıdır. Tam dersliktir tam..
liseli bir imam ile malezyalı bir hocanın elindedir.
e bu kadar yani napalım.
Suriye'deki iç savaştan türkiye'nin suriye'den sonra en fazla zarar almasına eden olan aklı olanı şaşkına düşürecek politikalardır.
Olmayan pılitikadır. Abimiz Amerika ne derse onu yapıyoruz sadece. "benim işim bitti giriyorsan gir" derse gireriz yoksa öyle kapının önünde gelen giden var mı diye bekleriz.