bugün

türkiye'nin son dönemde ekonomisini başarı ile yönettiği aşikar bir durumdur.

bu olaya siyasi gözle bakmamak gerekir. nihayetinde söz konusu olan toplumsal bir olaydır.

türkiye son dönemde bütçesini oldukça disiplinli tuttu. bütçe açığı vermemeye çalıştı. en önemli başarılardan biri budur.

ihracata önem vererek ihracatını 150 milyar dolar civarına çıkarmayı başardı.

enflasyonda ise daha önceki yüzde 70-80 enflasyon olduğu dönemlere göre enflasyonunu tek haneli rakama indirdi. bu durum da doğal olarak istikrarı getirdi.

ayrıca parasında 6 sıfır atması da parasına olan güveni psikolojik olarak artırdı.
insanların cebindeki para azaldıkça, zamlar oldukça ekonomi nasıl başarılı olur sorusunun nedenleriyle bağlantılıdır.
petrole, alış maliyetinin defalarca katı vergi bindirip halka sunmasıdır. 4 liraya alalım biz, biraz aşağıdaki ülkeler 0,4 liraya alsın litresini. harika.
sadece para politikası ile mümkün olabilecek başarıdır. ancak para politikalarının ağrı kesiciden farksız olduğunu bildirmek istiyorum sevgili sözlük. ağır işleyen ancak hastayı ameliyat ederek kesin tedaviye ulaştırmak kadar etkin maliye politikası yanpiri gitmekte.
http://www.uludagsozluk.c...esi/@mesutkomserinberesi/
iyi yöneticilere sahip olması.
"babalar gibi satarım" cümlesindeki satış işlemlerini güzel yapması.
vatan topraklarını kılıfına uydurarak satması ve nefes alan her varlığa vergi yüklemesi hatta vergi vermeyenlerin vergilerini bile vergi verenlere yüklemesi.
bildiğim kadarıyla yorumlayacağım nedenlerdir. öncelikle akp'nin 2 dönemlik iktidarlığı döneminde hemen hemen her gün özelleştirmeler yapmıştır, ama doğru ama yanlış. aldığı paralarla halkın gözünü boyamak için bazı borçlar ödenmiştir. ancak türkiyenin borsası şişirme bir borsadır. yatırım yoktur, sıcak para çoktur. bir kriz anında yabancıların bizim borsamızdan paralarını çekmesiyle bu şişirme balon da patlar. mazallah türkiye çok büyük buhranlar yaşayabilir. ancak akp'nin bu son döneminde ekonomideki gelişmeleri takip etmediğim için bir başarının olup olmadığı hakkında bir yorum yapamam. bir de kişi başına düşen milli gelirin artması maalesef halk arasında eşit dağılmamıştır. zengin daha da zenginleşmiş, fakir yerinde saymıştır. kişi başına düşen milli gelirin artması sokaktaki halkın yaşantısını hiç mi hiç etkilememiştir.
en büyük neden ''türkiye yeteri seviyede değildir lakin dünden daha iyidir'' mantığının hakim olmasıdır. yani türkiye nin bir cazibe merkezi haline gelmesinin sebebi de bundandır. her geçen gün türkiye ekonomisi, sanayisi, ihracatı büyüyor. asgari ücret son 10 yılda 3e katlanıyor, enflasyon %40 lardan tek hanelere düşebiliyor bazen biraz yükselse de dünden daha iyi olması halkın teveccühü ile karşılanıyor.

bu durum da ak parti ye oy olarak geri dönüyor.
çok güzel iç propaganda, satış pazarlamacı yöneticilerle, yıkama yağlamacı medyasının olmasıdır.
tarafını belli edenlerin bal tutan parmağı yalamasıdır.
böyle bir yalanı halka kabul ettirecek kadar profesyonel basın mensuplarına sahip olması.
Hayal kuranların uydurduğu ütopik düşüncedir.
türkiye'nin ekonomik başarısının nedenlerinden çok, türkiye'nin bir ekonomik başarısının olup olmadığının tartışılması gerekir. ardından, ekonomik bir başarı olduğunu iddia eden biri varsa, ona şu soru yöneltilmeli... "cebinde kaç para var gardaş?"

4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.016 lira olduğu türkiye'de halen daha yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. asgari ücret: 773 tl - açlık sınırı: 1.016

1.016-773 = 243 lara da senin zıgara paran olsun al gardaş.

türkiye'nin ekonomik başarısı olduğunu söyleyen bir insan, kurduğu her cümleyle bu vatana ve vatandaşlarına ihanet etmektedir. o kişi belli ki akp yanlısı bir sünepedir.

edit: güncelleme
ihracatın artması denilmiş ama ihracat arttıkça ithalatın katlanarak artmasından, dolayısıyla ticaret açığının sürekli artmasından bahsedilmemiş nedense.
http://www.bbc.co.uk/turk...120131_turkey_trade.shtml
şimdi bir de türkiye bütçesini disiplinli tuttu denilmiş. ali babacan, abdullah gül ve recep tayyip erdoğan yalancı. bu arkadaşımız ise haklıdır. yani babacan, gül ve erdoğan çok değil bir yıl önce mali disiplin, mali kural diye basbas bağırdı ama bu arkadaş bu insanları övebilmek adına onları da yalancı çıkarmış. ne diyelim, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış.
enflasyon denilmiş, doğrudur. zaten bu hükümetin bu kadar çok oy almasının belki en önemli ekonomik sebebi de budur. ama bunun da yeterli olmadığını baştan söyleyelim. sen de hiç bir şeyi beğenmiyorsun ama ha, diyen arkadaşlar bir zahmet enflasyonun tanımına baksınlar vikipediden.
bahsedilmemiş olan ve abdyi vuran krizden nispeten daha sağlam şekilde çıkmamızı sağlayan şey ise bankalarımızın güçlü olmasıdır. bunu sağlayan kurum ise bddk dır. kimlerin talimatlarıyla, kim döneminde kurulduğunu daha önce belirtmiştim ama kendiniz bakıp kendiniz görün isterseniz. ama bir ipucu vereyim: akp hükümeti döneminde kurulmadı.
kısaca türkiye nin ekonomik başarısının en önemli sebebi
ekonomisinin başarılı olduğuna çok çabuk inanan insanları ülke sınırları içinde barındırmasıdır.
(bkz: illuminati) *
ya da

(bkz: çıkar ilişkisi) *
vergi yuku ve zamlarin asla ama asla pas gecilmemesi gereken nedenlerdir. alkol, araba, sigara ve petrolden alinam vergiler ile enerjideki zamlar mesela.
onum disinda teknolojiye yatirim 0. universitelere yatirim beton bina yapmak disinda 0, egitime yatirim surekli sistem degistirmek ve pc ithal ederek sansurlu internete eristirnek disinda 0, universiteleri harclarina zamlar "sahane", issizlere sigorta odettiren devlet "sahane".
boyle bende devlet yonetirim.
alın verin ekonomiye can verin diyerek osmanlı türü politika yapmasıdır uzun vadede götümüz sikilecek söyleyeyim. bu neoliberal politikalarla iş yürümez. alın verin ekonomiye can verin diyorsunda bizim o alıp verdiklerimiz milli üretimin ürünlerimi yoksa ithalatmı? cevap beklendiği gibi ithalattır. ithalattan gelen vergilerle ekonomi ayakta bir süre durur ama sonra yerli üretimci hazırı varken kendi üretmek geliştirmek yoluna girmez osmanlı gibi dünyayı 200-300 sene geriden takip edersin.
en başta kemal derviş in önderliğinde oluşturulan sıkı tedbirler ve oluşturulan sağlıklı finans sistemidir. bu sistem 2009 krizinde bu yana ekonomimizi bir kabuk misali koruyor. bununun yanında,
ürün çeşitliliğini ve pazar sayısını artırmasıdır.
inşaat sektörüne gözü kapalı destek vermesidir.
mesaj kutuma yazan bu konuda akp propagandası yapan yalaka yazarlara sesleniyorum. bakın rahatsız etmeyin, siktirin mesaj kutumdan. fikirlerinize ihtiyacım yok. yurtdışından gelen yabancı kaynaklı bol sıcak kredi, bankaların pompaladığı iç krediler, batan binlerce küçük esnaf ,kredi kartlarına yüklenen insanlar ve onun getirdiği ileriye dönük borçlu sayısını ekonomi profesörleri her fırsatta anlatıyor. yalancı bahar bunlar. işsizlik oranına da inanırsınız şimdi siz %8-10 di mi nah!. özellikle turizmin yavaşladığı kış döneminde en % 18. ulan bir de süper güç olsanız neler yapıcaksınız merak ediyorum. ayranın yok içmeye,... gidersin sıçmaya diyelim. kandilliyi de sattınız arap taşşaklarına. ona da ohh ne güzel turizm getirisi dersiniz. beyninizi sikim.
(bkz: sikilmek)
bu başarının çeşitli nedenleri olabilir amma en büyük pay sahibi ''düşünceli'' türk halkıdır. (bkz: verginin vergisi)
o özelleştirmelerin de çoğu ucuza peşkeştir.
çok enteresan ekstra vergilerimizin olması ve en küçük fırsatta yenilerinin çaktırmadan geçirilmesi.