bugün

başlık anlatmak istediklerimi ne kadar tanımlayabildi bilmiyorum ama, en kısası buydu. başlıktaki yabancılar kelimesi kötü çağrışım yaparsa şimdiden özür dilerim. anlatmak istediğim malum türkiye'nin yarısını kürdistan olarak gösteren haritalar. sanki bi matbaanın işi gücü yok gece gündüz bu haritalardan basıyor.

be pezevek adam (şevki yılmaz'a teşekkürler), bu işi yaparken nasıl bir ruh hali içindesin? 'aha bu haritayı yaptım, türkiye bölündü' saflığında mısın? sen rulo haline getir o haritanı da üstüne otur...

sürekli pompalanmaya çalışılıyor bu harita. en son da dün yunanistan'da bi konferans gibi bir yerde ortaya çıkmış. türk askeri ataşesi de salonu terk etmiş...

milli duygularım mı kabardı da bunları yazdım? bilmiyorum. benim asıl zoruma giden, yaşadığım ülkenin 'bölünmüş haritası yapılabilir ve dağıtılabilir' halde olması. sınıfın saf çocuğu gibi. beslenme çntasındaki yumurtası alınabilen çocuk gibi. 'amaan ahmet birşey diyemez, yiyelim yumurtasını' durumunda olmak koyuyor. ahmet eğer 'yeter lan ipneler' diye çıkış yaparsa bir daha beslenme çantasına göz dikemezler. dayak yer belki biraz ama, göz dikemezler bir daha. yok, böyle bi çıkış yapmaz da her seferinde 'yaa arkadaşlar, ayıp oluyor ama' olayına girerse sonu gelmez bunun...
kurdistan olarak belirtilen yerde bana kurt bayragi gostermesini rica ettigim yabancidir. *
lozan antlaşması'nı hiçe sayan yabancılardır.

mesela; yahoo'nın hava durumu aparatı. istanbul'u arattığınızda, inatla hala byzantion yazmaktadır.