bugün

ailemizi , çocuğumuzu, eşimizi emanet ettiğimiz minibüsçülerin eğitim düzeyinin sorgulanmasıdır. maalesef çok yüksek değildir.
2 gündür kafamda olan sorun. düşüktür, kızın biri bu gün;

+şurada durur musunuz
-orası müsaitmi bak bakaayım
+evet, bütün şoförler duruyor
-köprü altında in işte, 2 metre yanda ne olcak.

araba 20 kişilik, 50 kişi alıyor. allah belasını versin hepsinin. ama bi gün millete patlıcam, lan neden susuyosunuz ölelimmi dicem, kaç kişi almış bakın dicem.

dün okuldan geliyorum bi tanesi 22 yaşında felan, dolmuş şoförü, lan bune trip, hem hatalı hem millet- e el kol yapmalar, bi sinirler felan filan, adamın teki gelse kafasını dağıtıcak ama yinede asabi. üzülüyorum. ülkemiz iyileşmeye gitmeli.
zihinsel özürlü olan halim abimden çok çok aşağı olan seviyedir.

çok da karaktersizlerdir bunlar. hani bir laf var istisnalar kaideyi bozmaz diye. bunların istisnası da yok durum o kadar vahim. numune olmaz mı. yok kardeşim. ben görmedim.
eğitim seviyleri yoktur.
ammmına kdumun yerinde belediye başkanı, vali olmak için bile okumanız gerekmiyor adam akıllı, takıldığınız şeyi s ikim.
Toplum olarak eğitim seviyemiz ne ki minibüsçülerin ne olsun sorusunu akıllara getirir. Kurtuluş bireysel,kesimsel ya da zümresel değil toplumsal olmalıdır.
servis şoförlerinin seviyesinden farklı olmayandır. yalnız sorun sadece eğitim seviyesinin düşüklüğü değildir. Türkiye'de şoförlük yapanların genelde suça meyilli kişilerden oluşmasıdır. adamların hal ve hareketlerine bakınca sanki genel aftan yararlanmış da başka iş bulamamış sanırsınız. belki bazıları öyledir de.
bir dikiş tutturamayanların ve aşiret ortamı içinde olanların yaptıkları iştir. en azından istanbul da öyle.. nerede kavga, atar gider varsa bunların başının altından çıkıyor. en sol şeritten en sağ şeride geçerken etrafına bakmayan adamdan ne beklenebilir ki?
izmir de gördüğüm genelde hödük olduklarıdır. okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır ata sözünün vücut bulmuş halleridir.
nerede yengeç oturuşu yapan ( koltuğa kıçının bir lobunu koyup, diğerini havada tutan), nerede bitirim delikanlı, nerede sabıkalı, nerede kavgacı adam varsa hepsi minibüsçü olmuştur. Şoförler odasının bunlara belge verirken psikolojik testten geçirmeleri lazım ( geçiyorlar zaten demeyin. parayı verip geçiyorlar). sabıka kayıtlı olanlara belge verilmemesi lazım.
Sanki toplumun geri kalanı bilim adamının bir kıt altı da minibüsçülerinkini sorgular olduk.

Halk otobüsü şöförlerinin, pazarcıların, manavların, halcilerin, köylünün, çiftçinin yani halkın üçte ikisinin neyse o.
negatifte olduğu kesin olan durumdur.
Çok az bir kısmı ehil ve işinde gücündedir.
Bunlar arkadaşlarının ne pislik olduğunu kendileri de kabul edeR.
EĞiTiME GEREK YOK iNSAN GiBi KULLANSINLAR YETER. ÜÇ KURUŞ iÇiN iNSAN CANINI TEHLiKEYE ATANLARIN CiDDi ŞEKiLDE CEZALANDIRILMASI GEREK.
Büyük Çoğunun sadece ehliyeti vardır.
Sen minibüsçünün eğitim seviyesini ne yapacaksın dedirtir. Genelleme yapmayı ne kadar seviyorsunuz.
insanlıkla eğitimi birbirine karıştıranları ortaya çıkarmış başlık. okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır, diye boşuna dememiş atalarımız. eğitimle şiddet arasında bağ olsa, üniversite mezunlarının bir tanesinin bile suça bulaşmamış olması gerekirdi.

asıl sorun mezun olunan okullarda değil. o okullarda verilen eğitimde. 12 yıl gibi ortalama bir insan ömrünün altıda biri okullarda geçmekte. ki bu süre hiç de öyle kısa bir zaman dilimi değil. asıl sorgulanması gereken 12 yıl boyunca insan olmayı öğretemeyen eğitim sistemi. ya da çocuklarına insan olmayı öğretmeyen aile yapısında. biraz kafamızı kaldırıp bunları sorgulamalıyız bence.
sıfırdır, ne eğitimi hangi eğitimden bahsediyorsunuz?
düşüktür hatda var ile yok arasıdır ama sanki taksicilerinki daha mı iyi.

ülkede ceza evinden çıkmış sabıka kaydı yüzünden iş bulamamış kim varsa şöförlük yapıyor başkasının plakasında.

sisteme bak adama sabıkalı diye 2000 kişilik fabrikada yada maden ocağında iş vermiyoruz gidip küçük bir araçda gece-gündüz

canımızı emanet ediyoruz.

sonra levye çekip her gün bir sürü olay, yol vermeyen adama önüne kırıp saldırıyorlar.
nasıl ki yolcu uçağı pilotları, gemi kaptanları bulundukları konumun gerektirdiği sorumluluğu yerine getirebilecek donanımda kişilerden seçiliyor devlet aynı özen ve hassasiyeti neden kara taşıtları için de göstermez.
Türkiye'de ehliyet sahibi olmanın standartları yükseltilmeli. Bireysel olarak kimin ne derece eğitimli ve kültürlü olduğu bizi ilgilendirmez ancak toplu taşıma araçları topluma hizmet ettiğinden kamu sağlığı ve güvenliği açısından devletin müdahale alanına girmesi gereken bir konudur.

Raylı sistemi yerleştirerek hem trafik yükünü ve kazalarını azaltmak hem de çevreye daha az zarar vermek mümkün.

Raylı sistem konusunda kaynak meselesini bir yana bırakırsak minibüs otobüs dolmuş gibi araçları kullanan genel olarak şöför dediğimiz kesim toplumun temel eğitimini alamayan kısmına denk geldiği için olay temelde bir eğitimsizlik sorunu.

Türkiyenin eğitim sistemi ortadayken bu durumda olan insanları kategorileştirmek bana göre hatalı.

Bir insanın cahil olması başka bir konu hayvan olması başka bir konu. Ayrıca sırf araç kullanıyor diye yaftalanması da mantıksız.
B sınıfı ehliyet alcak kadardır.
eğitim seviyesinden kastedilen nedir diye düşündüren başlık. (tanım olsun bu)
sapıklığın eğitim seviyesiyle ilgilisi nedir acaba,
cinsi sapık yüksek öğrenim gören adamlar da gördüm,
seni kendi gölgesinden sakınan,koruyan efendilikte ilkokul mezunları da.
küçük ilçelerde minibüs kullanmak bazen zorunlu hale geliyor.
ilkokul hatta ilkokul terk disardan diploma.
Kadıköy - bostancı sahil yolu hattındakiler genele naZaran daha iyidirler.