bugün

erkeklerdeki cinsel açlık. şu boktan sitede bile bu durum çok belliyse, dışardaki açlığı düşünün. bu başlığın açılma sebebi bile kadınlara olan açlığınızla ilgili.

kadınların yüz vermediğini düşünen sizseniz, seks pozisyonları hayali kuracağınıza, ileriyi düşünmesi gereken ve kendini geliştirmesi gereken de sizsiniz.

hiç bir kadın, cinselliği bu kadar hayatının merkezine koyan bir erkekle iletişim kurmak istemez.

o halde “hayır” denemeyecek erkek olun.
Seksin kalitesinin düşmesidir.
Cinselliğin tabulaştırılması.

Daha fazlasını isteyip hırslanmak yerine şükretmek.
aslında bu durum genel olarak dünya için geçerli.
artık sabahattin ali gibi tolstoy gibi yazarlar yok, nietzsche gibi aşık veysel gibi düşünürler yok.
Atatürk gibi liderler yok
mayip merdoğan tabii ki.
Bildiğiniz üzere 1980'deki Türkiye nüfusu 40 milyon, istanbul nüfusu ise 2.5 milyondu...

Haliyle dağından, ahırından, mağarasından koparak büyük şehirlere göç eden bu en az 7-8 çocuk yapan tiplerin içimizde daha da çok belirginleşmesi sonucuyla ortaya çıkan bir durumdur bu.

Sanırım 1980'de 40 Milyon olan Türkiye'nin şuan 80 milyon, aynı şekilde 1980'de 2.5 milyon olan istanbul'un 20 milyon olmasının bununla inanılmaz bir bağı vardır diye düşünüyorum.

E Sivas, Tunceli, Erzincan ve çevresi doğu illerinden göç eden bu milyonlarca insanın en az 5-6 çocuk yaptığı ve kültürel olarakta o süre içerisinde kendilerini yeterince büyük şehirlere ayak uyduracak şekilde geliştirmediği göz önüne alınırsa, çocuklarına aktarabilecekleri genel kültür ve birikim kısıtlıyken, Türkiye'deki insan kalitesinin düşmüş olması pek bir doğal...
iktidardır. Sadece insan kalitesi düşmedi. A’dan Z’ye her şeyin kalitesi düştü.
Televizyon, internet, politik kamplaşma ve eğitimin kalitesizliği.

Televizyondaki bazı programlarla insanları "sığlığa" alıştırdılar, alışkanlıklarını değiştirdiler,

internet ortamı, insanların bilgiye ve sosyalliğe olan açlıklarını unutturdu, kolaycılık kabul görür oldu,

iktidar ve muhalefet arasındaki amansız çekişme toplumda olması gerekenleri ya geciktirdi ya da "hiç" etti.
(adalet, empati, alçakgönüllülük, tartışabilme yetisi vb)

Eğitim sistemimiz gittikçe siyasi çekişmelere kurban edildi ve saçmasapan bir hale getirildi. Kitap okuma seviyemiz seviyesizlik boyutunda adeta.

Bütün bunlar üstüste gelince; yaşamla beraber insanlar da kalitesizliğe evrildi.

işin kötüsü bu kalitesizlik artık "normal" olarak kabul görüyor.

Ve standartlar buna göre belirleniyor.
Biz bunları anlattık ama ya (#43513837) zenginiyle anlattuh, tiktohuyla anlattuk. (bkz: eşofmanlı Şevket hoca)
Düşmemiştir. zaten düşük seyretmektedir de günümüz teknolojik araçları ile daha da göze batmaktadır
eğitimli üniversite mezunları işsiz iken lise mezunu bekçinin 4500 TL (yaklaşık) maaş aldığı bir düzende, insanın kendisininin eğitmesinin ekonomik olarak bir getirisinin olmadığı gerçeği.
Dün gambiyanın bir köyünü gösterdi trt belgeselde. Kara kıra Afrikanın toprak ve yüzölçümü olarak en küçük ülkelerinden biri. Su savaşları programı, çağlar-hakan ikilisinin susuz köylerden su çıkarma hikayelerinden biriydi. Bir şehir vardı ortasından koca bir nehir geçen. buna rağmen kuraklık susuzluk ve dolayısıyla ekilip dikilemeyen kıraç araziler. Mahsulü az. ekili dikili tarım arazisi yok denecek seviyede. Fakirlik diz boyu. Günde 1 sefer yemek yiyen ve ayaklarında bırak ayakkabıyı, terlik bile olmayan yalınayak gezen insanlar. Programın Başında Bir kız çocuğunu gösterdi, 10 yaşında, evine su taşımak için her gün 2,5 - 3 kilometre öteden başının üzerine yüklendiği leğenle günde kimbilir kaç sefer yapıyordu. Dediği şuydu: "ben büyüdüm artık, ama kardeşim daha küçük bir bebek. Onun büyüyebilmesi için evde su taşıma onuru bana verildi". Ekip köye gelince haliyle tüm köylü sevince boğuldu welcome-welcome diye diye karşıladılar bu acaip yabancıları. içlerinden biri evine misafir etti bizimkileri, 2 kap yemeğin birini onların önüne koydu. 4 kişilik bir aile ve günde tek sefer yenen 2 tabak kuskus pilavı. Buna rağmen yine de hallerine şükreden temiz ve onurlu insanlarla dolu bir köy gördüm o yokluğun fakirliğin açlığın sefaletin hüküm sürdüğü topraklarda. Halkının çoğu müslüman. Yüzlerinde tebessüm köylerinde huzur vardı, Yine de mutlular biliyor musunuz, kavga etmeden, birbirlerini yemeden ve hiç şikayet etmeden yaşıyorlardı.

Döndüm bir de bizim hayatımıza baktım, kendimden utandım. Ülkemizde Herşey var ama huzur yok. Neden? Çünkü insanlar aç gözlü. Ellerindeki nimetler yetmiyor. Hep daha iyisi daha fazlası. Daha daha.. Helal haram demeden dünya hırsıyla kıyasıya rekabet ve hep rant kavgası. Kısaca varlıktan şımarmış, yokluğun ne olduğunu unutmuş ve azmışız sanki biz. Allah sonumuzu hayır getirsin de bu gidişat hiç iyi değil arkadaşlar. Allah hiç kimseyi açlıkla terbiye etmesin.

Ama Bu millet aç kalmadan aklı başına gelmeyecek...
--spoiler--
aynı şekilde insan dişisi yavruları için en doğru erkeği seçerek daha kaliteli nesiller meydana getirmekle yükümlüdür.
--spoiler--

bahsi geçen olay evrimin işleyişinin en büyük mekanizması olan cinsel seçilimdir. bu sayede bütün canlılar olduklarından daha iyi, daha gelişmiş canlılara dönüşebiliyorlar. insansılar ve insanlar da cinsel seçilim yolu ile pek çok konuda günümüz insanlarının oluşmasına katkı sunmuştur. örneğin; vücudumuzdaki kılların azalması, kadınlarda sarkık ve sünük meme yerine toplu ve düzgün bir meme olması, erkeklerde penis boyu, diğer canlılarda bebeklik döneminden sonra yok olan hymen in kadınlarda zamanla yok olmaması, erkeklerin saçlarının dökülmesi bile bir cinsel seçilim sonucunda oluşuyor. bütün bu özellikler öncelikle maymun atalarımızdan bizi ayıran özelliklerdir. aynı zamanda insan ırklarını da birbirinden ayıran özelliklerdir.

cinsel seçilim kesinlikle en mantıklı seçimi yapmak değildir. daha sağlıklı, daha güçlü, daha zeki olan eşi seçmek en doğrusu olsa da, dışarıdan daha güçlü görünen bir erkeğin seçilmesi kadınların genlerinde var. bu da zeki, çevik ve ahlaklı olmayan sporcular ile ya da mağara adamı bir maço ile birlikte olmaları ile sonuçlanıyor. bu sebeple zeki erkeklerin nesilleri mağara adamları kadar çoğalmıyor.
(bkz: kapitalist feminist medya)

Herşeyin bir fiyatı var
Bu da değerli ve pahabiçilemez şeyleri ortadan kaldırıyor
Herşeyi ucuzlatıyor
Köylülerin şehirlere göç etmesi. Daha doğrusu doğuluların.
Egitim ögretim kalitesindeki erozyonla, bağlantılıdır.
kendi öz kültürümüzden, töremizden(töre diye yutturulmaya çalışılan arap hurafalerinden bahsetmiyorum), milli benliğimizden uzaklaşmamızla doğru orantılıdır.
Köyden kente göç, yoğun ama duzensiz plansız sehirleşmenin etkileri küçümsenemez.
araplaşmak.
AKP'nin tüm değerleri yozlaştırması.
Hiçbir zaman artmayan bir kalitenin düşüş analizini yapmak mümkün değil.
insan kalitesi değil, insan sayısı düşüyor.
Basın yayın organlarında öyle şeyler görüyor, etrafımızda öyle şeylere şahit oluyor, duyuyoruz ki; bunlar insan olamaz dediğimiz öyle şeyler var ki...
Siyasal islamdir. O çok beğendiğiniz Ali Babacan da siyasal ıslamcidir. O kadar eğitimli olan adam siyasal islami savunmamalıdır. Tuzağa düşmeyin.
Cahil insanların en baştan aşağıya kadar devlet kademelerine doluşması ve her dediklerinin doğru olduğunu millete empoze etmeye çalışması.
nedenini açıklıyorum toplanın! köyden kente olan göç bunu başka bir açılması olamaz. örneğin yurtta ki kız arkadaşım kürtçeye merak sardı niye mi? kendisi istanbulda yaşıyor orada yaşayan kürt bir erkekten etkileniyor ve olaylar gelişiyor. kızın konuşması,hali hareketi vs olsun değişime uğruyor ve buda nesillere aktarılıyor. Amk köyünüzde durun diyemeyiz kimseye herkes göç ediyor ve bu daha vahim hal alacak çünkü araplar,kürtler,vb ırklar gelmeye başladıkça bu böyle sürüp gidecek. gerçek türkler ahlaksız,kalitesiz değildir hepsi şuan yurtdışın da yada istanbul dışında yaşamaktadır. güzelim istanbulu bunlara kaptırdık ya yazıklar olsun bize!
Sadece doğru bir eğitim sisteminin olmamasından kaynaklıdır. Bu doğru nasıl olur bana göre, doğa ve temel bilimlerin başını çektiği, sağlık, ahlak, kültür vesanatın içinde barındırdığı genç yaştan başlanarak eğitim verilmesidir. Şimdiden başlanırsa bile üç nesil sonra sonucunu tam alabiliriz. ilk ve ikinci nesilde gösterir durumu zaten.