bugün

günümüz türkiyesinde eğitim sistemi, yandaş medya, internet ve televizyon sansürü vb şekillerde gerçekleştirilen, insanların düşüncelerini belirtmelerine engel koyan, insanları tek yönlü düşündürten veya hiç düşündürtmeyen engellemedir.
bunu yazmadan edemeyeceğim: (bkz: düşünsuçu)
Türkiye'de ahlak sisteminin temelinde yatan en büyük şey ''başkaları neder'' sorusudur. Ve bunun hayal gücüyle algılanan cevabı. Bizler eğer hala traktör gibi tarımsal teknolojik aletlerin şeytan işi olduğunu düşünseydik şuan da medeniyetimizin parçalarını toplayıp anı haline getiriyor olurduk. inanın bana şuanda o insanlar traktöre şeytan aletidir demesi gibi ilerdede kısıtlanan şeylerin ne kadar saçma olduğunu anlıyacağız. Türkiye'de düşünme engellenmiyor diyecek tek bir adam bile yoktur bu sözlükte. Eğer varsa onlara harika bir kanıt. Neden ülkemizde dudak uçuklatacak kadar beyin göçü var ?
böyle giderse bundan bir 100 yıl sonra yaşadığımız coğrafyada* devletin fiziksel olarak uygulayabileceği teknoloji. her şey kafada biter! o zaman düşünmeyi engelle.
düşünmek engellenebilseydi aşk acısı diye bir şey olmazdı.
ülkemizde türk olmak ve türk milleti için iyi olanı düşünmek engelleniyor. bunun sonucunda neler olacak herkes görecek.
(bkz: korku devleti)
(bkz: faşizm)
özellikle eğitim sisteminin çocukların "düşünen" değil "uygulayan" bireyler olmasını istemesi sebebiyle izlediği politikadır. kitaptaki formülleri, soru kalıplarını ezberleyip kağıtta işaretlemekle öğrencilere "zeki olduklarını hissettiren" sistemin sonucudur, halbuki einstein gibi bireylerin nasıl geliştiği aşikarken.

Vikipedi'den alıntı: "fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayınladı."

işte buradan da anlaşıldığı gibi devlet yeni şeyler üreten değil kendisine çalışacak, onların sözünden çıkmayacak köleler yetiştirmeye çalışıyor. bunu yaparken de bireylerin yeteneği ya da ilgisi olan konulara değil devlete gerekli olan işlere çalışmasını bekliyor. ne bileyim tıbba ilgisi olan çocuklara alakasız olarak Türkçe, matematik, fizik, tarih, coğrafya, felsefe ve kimya soruyor. o da yalan yanlış bilgilerle. (bkz: bunu böyle kabul ediyoruz çocuklar) oysa çocuğun ilgisi biyoloji yönünde diğer bilgiler onun için sınavdan sonra "puff" uçup gidecek.

bir de sırf parası iyi diye tıp seçenler var bu ülkede. adamın ilgisi fizik ama sırf parası iyi, iş garanti diye tıp seçiyor. böylece hem tıp sevenleri engelliyor hem de kendisi mutsuz oluyor.

son olarak, bu ülkede başarılı olmak demek sana sunulanı en iyi şekilde özümseyip sadece sana verilen bilgiler doğrultusunda iş yapmak demekmiş bunu anladım sözlük. yeni şeylere bulan ya da bulacak adamlar bu ülkede "işsiz".