bugün

türkiye de düşünmenin engellenmesi

özellikle eğitim sisteminin çocukların "düşünen" değil "uygulayan" bireyler olmasını istemesi sebebiyle izlediği politikadır. kitaptaki formülleri, soru kalıplarını ezberleyip kağıtta işaretlemekle öğrencilere "zeki olduklarını hissettiren" sistemin sonucudur, halbuki einstein gibi bireylerin nasıl geliştiği aşikarken.

Vikipedi'den alıntı: "fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayınladı."

işte buradan da anlaşıldığı gibi devlet yeni şeyler üreten değil kendisine çalışacak, onların sözünden çıkmayacak köleler yetiştirmeye çalışıyor. bunu yaparken de bireylerin yeteneği ya da ilgisi olan konulara değil devlete gerekli olan işlere çalışmasını bekliyor. ne bileyim tıbba ilgisi olan çocuklara alakasız olarak Türkçe, matematik, fizik, tarih, coğrafya, felsefe ve kimya soruyor. o da yalan yanlış bilgilerle. (bkz: bunu böyle kabul ediyoruz çocuklar) oysa çocuğun ilgisi biyoloji yönünde diğer bilgiler onun için sınavdan sonra "puff" uçup gidecek.

bir de sırf parası iyi diye tıp seçenler var bu ülkede. adamın ilgisi fizik ama sırf parası iyi, iş garanti diye tıp seçiyor. böylece hem tıp sevenleri engelliyor hem de kendisi mutsuz oluyor.

son olarak, bu ülkede başarılı olmak demek sana sunulanı en iyi şekilde özümseyip sadece sana verilen bilgiler doğrultusunda iş yapmak demekmiş bunu anladım sözlük. yeni şeylere bulan ya da bulacak adamlar bu ülkede "işsiz".
güncel Önemli Başlıklar