bugün

Türkiye liglerinin standardını ve Türkiye milli takımının kalitesini arttırmak amacıyla düşünülmüştür bu yazdıklarım.

peşin edit: iddaalı görünen bu başlık daha fazla kitleye ulaşabilmek için seçilmiştir. başlığı açarken kendi kendimi gazlayıp "helal olsun lan sen nasıl birşey keşfettin böyle" demedim. böyle biline. aslında sayfalarca sürebilecek bu konuyu okumaktan sıkılmamanız için özet bir biçimde anlatacağım. umarım hatasız ve açık bir şekilde bunu başarabilirim.

--özet geç piççiler için--

tff kulüpleri: 20 yaş altı 2 oyuncuyu, 34 karşılaşmada 900 dakika oynatmaları karşılığında oyuncu başına 1 milyon tl ile ödüllendirecek. ligin kalitesini düşürmemek ve istismarı önlemek adına 11 kişi içerisinden 2 kişi ödüllü oyuncu olabilecek. böylece bir sezonda 20 yaşının altında olan en az 30 futbolcu yetişecek ve bu oyuncular genç milli takımlara seçilme önceliğine sahip olup, a milli takıma hazırlanma sürecine girecekler. tff her sezon 36 milyon tl'yi bu iş için ayıracak. sonucunda daha fazla kabiliyetli türk futbolcu, türk futbolcu ihracı ve daha çekişmeli bir lig elde edecek. hani bu marka değeri dediğimiz olay lafla değil, uygulamayla parlatılacak.

--özet geç piççiler için--

Yıllardır dilimize dolanan "biz neden bir ekol oluşturamıyoruz?"un cevabı, "biz komple bir futbolcu yetiştiremiyoruz"dur. Bakalım hollanda ekolü, brezilya ekolü, alman ekolü... üç başlıca ekol, bunlar ne yapmışlar?

*hollanda ekolünün özelliği pas ve alan değişimini çabuk yapan, birden fazla pozisyonda aynı kabiliyetle oynayabilen futbolcular barındırması. formasyon 4-3-3, ekolün yaratıcıları rinus michels, sonrasında johan cruyff... şimdilerde hollanda ekolünün geliştirilmiş bir versiyonunu barcelona ve ispanya milli takımında izliyoruz ve halen ne kadar geçerli bir anlayış olduğunu görüyoruz.

*brezilya ekolünün özelliği teknik ve kıvrak oyuncular, yüksek top kontrolü, hız, formasyon 4-2-2-2

*alman ekolünün özelliği fizik, kondisyon, pas.

şu ekollerde kısa kısa:

-arjantin ekolü brezilya ile yakın futbolcu özelliklerine artı olarak farklı bir taktiksel diziliş.

-italyan ekolü defansif başarısıyla

-fransız ekolü göçmen oyuncularıyla *
----*----*----*----*----*----*----*----*----

yukarıdaki ekoller kabiliyetli futbolcular ile hayata geçti. hollanda ekolünü, san marino milli takımına uygulatsanız aynı başarıyı yakalayamazdı. demek ki farkına varmamız gereken ve aslında farkında olduğumuz ama kabullenmek istemediğimiz şey taktiğe göre oyuncu değil, oyuncuya göre taktik belirlemek. rijkaard'ın galatasaray'a gelişindeki türk futbolseverlerin beklentilerini ve rijkaard türkiyeden giderken onun için söylenenleri bir gözümüzün önüne getirelim. o zamanlar herkes sabri, servet, mustafa sarp, ayhan vb. oyuncuların total futbolu oynayabileceği yanılgısına kapılmış, sonrasında "görmüyormusun, oynayamıyoruz 4-4-2'ye dön işte" diye sitem etmişti rijkaard'a. fakat rijkaard bir felsefe adamıydı ve vazgeçmedi, biletini kestik, yolladık futbol adamını.

eğer türk futbolunu geliştirmek istiyorsak öncelikle buna oyunculardan başlamalıyız. fakat 20 yaşını aşmış oyuncular için artık birşey yapamayız, onlar için iş işten geçti. gazetelere göz atarken aklıma ilginç bir fikir geldi.

türkiye futbol federasyonunun bilançosunu kontrol ettim, gelir-gider dengesini inceledim. argeye tam 11 milyon ytl para yatırılmış. elimizde ne var? son olaylardan sonra elimizde patlamış bir Türkiye ligi ve avrupa şampiyonasını kaçıran bir türkiye futbol milli takımı. peki biz neyi araştırdık, neyi geliştirdik?

--spoiler--
2010 tff bilançosu: http://www.tff.org/Resour...i-Gelir-Gider-Tablosu.pdf

--spoiler--

projem şu:

türkiye liginde 18 takım var. bu takımlar ortalama 25 kişilik kadrolarla mücadele ediyorlar. bu takımların kadrolarında 6+2+sınırsız yabancı futbolcu bulunabiliyor. yani türkiye liginde tahminen 144 yabancı futbolcu bulunuyor.

bu yabancı futbolcuların kalitesi tartışılır seviyede, türkiye liginde mükemmel diyebileceğimiz 5 oyuncu yoktur sanırım.

aynen bu yabancı sınırlamasında olduğu gibi her kulübe belirli sayıda genç oyuncu bulundurma kotası konulacak. ancak bu kota şu anda olduğu gibi 25 kişilik kadroda 3, 19 yaş altı oyuncu gibi laf olsun diye uygulanan bir kota olmayacak.

kulüpler 20 yaşının altında 2 oyuncuyu, en az 20 karşılaşmada, 45 dakika süre oynatırsa futbol federasyonu tarafından 2 milyon lira ile sezon sonunda ödüllendirilecek.

--spoiler--

--- bir futbolcu --- 34 karşılaşmada --- en az 900 dakika --- 1 milyon tl ---
--- ikinci --- 34 karşılaşmada --- en az 900 dakika --- 2 milyon tl ---


--spoiler--

bu şekilde hem 2 genç oyuncu maç tecrübesi kazanacak, hemde yeni yeteneklere sahip olmamız adına bir kapı aralanacak. takımlarında oynattıkları 20 yaş altı oyuncunun kabiliyetli olmasını isteyen kulüpler bu sayede alt yapılarınada önem verecekler ve altyapı hocalarına yetenekli gençler servis etmeleri için baskı oluşturulacak.

genç oyunculardan birinin sakatlanması halinde bir başka genç oyuncu lig karşılaşmasında en az 45 dakika oynatılması zorunlu kılınacak. kurala uyulmazsa kulüp oyuncunun para ödülünü alamayacak.

takım başına 900 dakika forma giyecek 2 genç oyuncu, 18 kulübe 36 genç ve tecrübelenmiş oyuncu kazandıracak. bu 36 genç oyuncu, 20 yaş altı milli takımına seçilme önceliğine sahip olacaklar. böylece genç milli takımda oynayan bu oyuncular birbirlerini tanıyacaklar ve a milli takıma çıktıklarında yabancılık çekmeyecekler.

oyuncunun yaşına bağlı olarak her sene devir daim gerçekleşecek. bu sirkülasyon sayesinde ilk sene 36 oyuncu, ilk seneden sonra, her sene ortalama 10 yeni oyuncu türk futboluna entegre olacak.

----*----*----*----*----*----*----*----*----

işte bu aşamadan sonra milli takımlar sorumlusuna büyük iş düşüyor ki bu kişi abdullah avcı. bir sistem adamı olan abdullah avcı milli takımda, genç milli takımlardan itibaren tek bir düzen oluşturacak. eğer a milli takım 4-3-3 oynuyorsa; 20 yaş altı, 19 yaş altı milli takımlarda aynı taktik ve oyun varyasyonlarını ezberleyerek yetişecekler.

rica: eğer bu projeyi tff'ye ulaştırabilmemi sağlayacak arkadaşlar varsa mesaj ışığımı yaksınlar.
(bkz: kemoterapi)
futbolculara sendikal yapılanma hakkı tanınması.
klüplerin alt yapıya yatırım yapması.
yabancı oyuncu da kısıtlama.
şehrinin takımını tutan bir halk.3 takımın desteklendiği ligden daha ne bekliyorsunuz ki?
emre belözoğlu 35 yaşında. volkan demirel 33 yaşında.

şöyle bi 3-4 seneye toplamda ikisinden kurtulacağız.

aziz yıldırım'ın yeniden yargılama sonrası hapse girmesi ve çıkışından sonra tüzük vb konulardan fb başkanı olamaması ile birlikte bi 4 seneye ondan da kurtuluyoruz.

yıldırım demirören den tff olarak kurtulmamıza ise 1 sene kaldı. 3.5 senelik başkanlığını 2015 ortalarında dolduracak bu herif.

göksel gümüşdağ yeni kulüpler birliği başkanı seçildi ama onun etkinliği çok yok problem değil.

ama bu adını saydıklarımın defolup gitmesi büyük bir temizlik getirecektir futbolumuza. sonrası allah kerim.
Fenev küme düşürülecek.
Azize içeri girecek.
Emrullah ve volki denen parazitler futbolun sırtından düşecek.
Yıldıvım Demirören sille tokat dövülerek futboldan uzaklaştırılacak.
Eminağnım'dan torpilli göksel gümüşdağ'a ömür boyu men.
Mafya bozuntusu terim'in lisansı iptal edilmeli..
Gençlerbirliği'nin köle tüccarı başkanına da güle güle..
Uludagsozluk moderatörünün ağzının orta yerine de kürekle vurdun mu....
aziz, volkan, emre, erman, ahmet çakar, rok gibi tiplerin spordan uzaklaştırılması ilk önlemdir.