bugün

kitabıda vardır.filmden çok daha kapsamlıdır ancak kitap küfürlerden ibarettir.
bir irvine welsh romanı.
en bomba karakterinin bagbie olduğu filmdir.bir bağımlı olmanın ne kadar berbat olduğunu bize anlatan filmdir.filmde geçen bir replikte
-dünyada sömürülecek başka ırk bulamadık mı biz?ingilizler serseridir.bizde serseriler tarafından sömürülen bir ırkız. bu kadar aciziz.
"iskoçlar çıldırmamak için uyuşturucu kullanıyor"
soundtrack şarkılarıda oldukça kalitelidir.
sağlam,bunalım film...

""
ayrıca esas oğlanın yol ortasında komadayken fonda çalan lou reed'in perfect day'i bir sahneye ancak bukadar yakışabilirdi
"" dedirten sarsıcı film... ****
uyusturucu temasini sakin baslamayin ebenizi bellerseklinde insanin gozune sokmaya calismadan isleyen, seyircinin bu mesaji kendisinin cikarmasina olanak saglayan basarili film.
küçük bebek dawn'nın ölmesi herkesi şok eder.o kadar tatlı bir bebeği ölü görmek cidden çok kötüdür.tüylerimiz böyle diken diken olur resmen.daha sonraları rents* boy uyuşturucudan kurtulmaya çalışırken kilitli odasında dawn'nın hayalini görür* bebeğin kafası 180 derece döner ve yüzünün üstüne düşer.o sahne film bittikten 1 yıl sonra bile belleğinizdeki yerini korur.etkileyicidir.sürükleyicidir.dosluklar ve junkielik hakkında oldukça çok ipucu verir bize film.hayatı sallamayan bir grup gencin hikayesidir aslında.
"işaretlemek";birkaç anlamı var.biri "gelen trenleri kontrol etmek için zaman çizelgesine bakmak";bi başkası "işsiz glasgow'lu gençlerin merkez istasyonu 'na giren trenlerin numaraları üzerine,birasına oynadıkları küçük bir kumar";daha bi başkası "doğru bir işi doğru zamanda yapmak" vs.vs.hangisini beğenirseniz.

not:trainspotting kitabının çevirmeni olan sabri kılıç tarafından kitabın bir bölümünde düşülmüş bir nottur.*
Irvine Welsh'in romanından Danny Boyle tarafından sinemaya uyarlanan film.
Danny Boyle'un en iyi filmidir... Her sahnesiyle olay yaratmıştır.. Haklıdır... Gerçektir...Çok iyi bir uyarlamadır...
en beğendiğim quote'sı:

"Choose Life. Choose a job. Choose a career. Choose a family. Choose a fucking big television, choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers. Choose good health, low cholesterol, and dental insurance. Choose fixed interest mortgage repayments. Choose a starter home. Choose your friends.Choose rotting away at the end of it all, pishing your last in a miserable home, nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked up brats you spawned to replace yourself. Choose your future. Choose life... But why would I want to do a thing like that? I chose not to choose life. I chose somethin' else."

değil mi ki kimse seçmez yaşamayı; yaşam bizi seçiyor istemesek de...**
trainspottingin anlamını merak edip ingilizce öğretmenime sorduğumda ingiltere demiryolu sisteminde çok fazla tren olduğunu ve işsiz güçsüz kesimin tüm trenleri görebilmek için her gün istasyona gidip tren gözlediğini söylemişti. bizde olsa olsa iett spotting olur heralde.hayır yani anlamıyorum ben, sen avrupada doğ büyü ondan sonra halinden şikayet et, gitsinler bakalım bi hindistana da bak bi daha kullanıyolar mı o mereti*
hayatimizin tamamen secimlerimizden ibaret oldugunu kafamiza daha ilk sahnesinden vurarak anlatan darbeli film. naciz kanaatimce uyusturucu sadece sert bir ornek olarak verilmis... dusunsenize bir oyle bir hayati da secebilirdiniz ey normaller!
tek kelime ile uyuşturucuyu ve etkilerini en iyi anlatan filmdir. herkesin özellikle izlemesi gereken filmdir. ayrıca tiplerde çok iyi seçilmiş. özellikle franco nun kavgacı tavrı ve rolündeki başarısı dikkat çekiyor. zevk alnırak izlenecek mükemmel bir film...
--spoiler--
ben eroin istiyorum..
--spoiler--
semaver kumpanya'nın, filminden sahneye uyarladığı son oyunudur. tiyatroya bir başka yakışmıştır...
"ben hayatı seçiyorum..."
hayata tutunmaya çalışan bir avuç gencin, yer yer hayatın dişli çarklarına takıldığı, yer yer hayata karşı zafer kazandığı, varoluşsal konuların işlendiği, yazarın sivri bir dil kullanmayı tercih ettiği, okunması, ders alınması, ders alınmasa bile empati kurulması gereken kitap ve film.
bir arkadasim tarafindan * adeta zorunluymusum gibi izlemem gerektigi soylenen ve izleyene kadar da dilinden dusurmemesi sayesinde bilgisayarima konuk olmus film..ozellikle bebegin besiginde olu bulundugu sahnedeki alt replikler hala gulumsetir ama aci bir gulumsemedir..
I chose not to choose life. I chose something else. And the reasons? There are no reasons. Who need reasons when you've got heroin?
teyzemle beraber izlediğim ve akabinde uzun bi konuşma dinlememi sağlayan film. ne yaparsanız yapın sakın filmi dublajlı izlemeyin. *
lou reed in perfect day adlı sarkısının giriş anı ve yeri süper duygusaldır.
devamı niteliğindeki kitap için; (bkz: porno)
semaver kumpanya tarafından geçen sezon tiyatro sahnesine taşınan irvine welsh romanı.
gençlik arasında çok tutulmuş, converse satış patlamasına neden olmuş 1996 yapımı film..
tuvalet sahnesi hala efsaneler arasındaki yerini korumaktadır..