bugün

türkçe adı histeri olan, vizyona yeni girmiş amerikan yapımı bir korku film.
---spoiler---
türkiye'De histeri adıyla yayınlanan, bir gurup geri zekalı ebeveynin, tatil için gittikleri bir yerde, virüsten etkilenip katile dönüşen 3-4 yaş gurubundaki çocukları tarafından öldürülüşünün anlatıldığı bir film. eden lake filmine benzese de o flmden çok çok geride olan ingiliz yapımı bir gerilim filmidir. gore sahneleri de kısmen de olsa mevcut.

film birçok açıdan çok sinir bozucuydu benim için. ama bunun gerlimle alakası yok. zaten film'DE hep katil çocukların tarafını tuttum. annelerini öldürmeleri haricinde tabi. en sinir bozucu olan şey casey adındaki gotik kızdı. kendisi çoğu film klişesinde bulunan karakter tiplemesiydi ; geldiği ortamdan memnun olmayan, ailesiyle tatile çıkmak istemeyen, onları küçük gören, herşeyi ben biliyorum edasıyla dolaşan, amcasına sulanabilecek kadar kevaşe olan, kış mevsiminde full-time ultra mini etekle dolaşan, küçük kardeşini bile tiksinerek bakabilen bir kaltak. ama bu karakteri canlandıran hatun tam manasıyla bir daş ; Hannah Tointon... ayrıca filmde en etkin karakteri (cins de olsa) de kendisi canlandırıyor başarıyla. ikinci en sinir bozucu karakter ise aile babası olan, filmin sonunda casey'i odaya kitleyip (hadi kızı boğarken gördü diye haklı diyelim) anneyi sürüklüyerek odaya kapatan ve onları bırakıp kızıyla giden ve doğal olarak kızı tarafından eşşek cennetine yollanan baba karakteriydi ki kendisi jonah karakteri olmakta. zaten yaşı yüksek olanların hepsi ayrı bir morondu.

film'in en dikkat çekici ve güzel yanı filmin açık bırakılan sonuydu. casey'nin filmin sonundaki faltaşı gibi açık bırakılan gözleri ve garip bakışları, onun da virüsten (tabi virüs olduğu da söylenmiyor filmde ama en küçük ve sevimli olan kız öksürüp elini yastığa sürünce, yastıktaki kanı gördük) etkilenip etkilenmediği sorunsalı izleyicinin hayal gücüne bırakılmış. filmin tek güzel yanı buydu. tabi Hannah Tointon'nun sütun gibi olan bacaklarını saymazsak. ayrıca çocukların tatlı (özellikle sarışın kız ve en küçük esmer kız) olması ve ebeveynlerini öldürürken ciddi tavır takınmamalrı da ayrı bir farklılık ve hoşluktu.

filmin çoğu kötü oyunculuklarla, özensiz senaryoyla, hatalı sahnelerle ve klişelerle dibe vuruyor. görsel efekt yok. en çok ses efekti ile gerilim yaratılmaya çalışılmış. ama küçücük çocukların koskoca insanlara hem zeka hem hız hem de güç olarak üstünlük sağlayabilmiş olmaları saçma olmuş. tabi kış mevsiminde, karlar içerisinde full-time mini etekle dolaşan casey karakterinin donmaması kadar saçma değildi bu. ayrıca filmin sonunda mirandanın casey'i öldürmek için koşarken, casey'i öldürmesine 5 6 metre kaldıktan sonra, Elaine'nin arabayı çalıştırp mirandayı ezmek üzere gazlamasıyla, mirandanın sanki geri koşuyormuş gibi daha geriden gelmesi hiç mi hiç (o arada geçen zamanda kız mirandanın mezarını bile kazardı amınaki) olmamış. bunun gibi birçok hatalı sahne de mevcut filmde. ayrıca şu casey salağının öldürülememesi de ayrı bir sinir bozuculuk.

--spoiler---

bence tam bir vakit kaybı film. uzak durun!
niyetimiz hafta sonu sıkı bir gerilim filmi izlemekti. The Children iyi bir seçim diye düşünürken ablayı ( hannah tointon ) izlemekten filme konsantre olamadık. bu çocuk kimindi , e bu adam ölmemiş miydi ? derken filmi anlayamadan bitti. ablayı beğendik. filme gelince tekrar izlemek gerekecek.
çocuklardan uzunca bir süre nefret etmeme sebep olan korku filmi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar