bugün

mario adlı oyunda, her bölüm sonunda mario'nun karşılaştığı ifade. adam sekiz bölüm bunu gördü, adamla dalga geçtiler, fakat yılmadı.
(bkz: super mario da örümceğe dönüşen sahte prenses)
-thank you mario but princess is in another castle.
-hadi ya, n'apıyor orada?
-she is on another bed. anladın sen onu. kafanla boşuna kırdın o kadar tuğlayı. gel, ekmek çiğneyip koyayım.
- thank you mario but princess is in another castle
- what dedin gulüm?
- i am sorry! i can't understand..
- ay em sori ne soorii
- mario, princess runs away. do you understand?
- uff mına godumunn. kafa mı kaldı anlıyım seni.
adaptör alev alana kadar devam! demenin ingilizcesidir.
kaçan kovalanır felsefesini çocukken akla sokmaya yönelik hazırlanmış oyunun, en can alıcı kısmı.
odadaki aval aval ekrana bakan, kendini oyunun heyecanına kaptırmış hiçbir çocuğun anlamadığı, birbirlerine "kötü bişey dedi bu?!" der gibi bakmalarına sebep olan yazı.
hayatın özetidir bu cümle. hep marioluk yapıp kalbindeki arayışa sahip olmaya çalışırsın. sonuç sıfır.
mario ona ulaşmak için binbir türlü çile çekerken prenses kale kale dolaşmakta, gününü gün etmekte, gezip eğlenmektedir. mario ise kendini karting'e, paraşütçülüğe vs vermiştir.
(bkz: ben böyle değildim yaşarken oldum)
oyunu 8. kez bitirmeye yemin etmiş ilkokul öğrencisinin * ; ekranda çıktığı anda kardeşine tercüme ettiği, süper mario yu göt eden söylemdir.
"maryo sağol ama pirenses öteki kalede.. sen bugün git yarın gel..." cümlesinin ingilizcesidir.
inatla sevdiğine kavuşmak adına her bölümün sonunda gördüğü bu yazı karşısında, teşekkür etmesinin bile bir erdem olduğunu düşünen saf kahraman süpper mario'nun, durmayıp oyununa pardon, hayatına devam etmesini sağlayan ecnebice cümle.
her kaleyi alip prenses aramanin sacmaligi anlatilir bu cumlede. mario dusuk iqlu bir tesisatcidan oteye gidemeyecegi icin** "ne kadar kalen olursa, o kadar prenses ayagina gelir" kuralini bir turlu cozemez ve tek bir prensesin pesinden kosar. halbuse oyunun ortasinda 8194546 tane kaleyi fethetmis olan mario her hafta farkli bir kalesinde threesome yapabilecek potansiyele sahiptir. prenses konusu marionun mantar zaafindan kaynaklanan halusudur zaten. bunun farkinda olan, "saol mario ama prenses obur kalede" diip marioyu gazlayan da luiginin ta kendisidir. roket mario dev kaplumbagalarla, yaratih ciceklerle ugrasa dursun en yakin arkadasi, dostu olarak gordugu hain luigi her temizlenen kalede alem yapar. o yuzden luigi oyuna hep sonradan terli terli dahil olur. luigi ya! luigi tabi.. diger yanda prenses felan.
Çocukluğun marionun sevgilisini kurtarmakla geçmesidir.
(bkz: sür eşeği niğde ye)
adamı ayar eden cümle. sen o kadar bölümü geçiyorsun ateşin üstünden atlıyorsun mantar kafalı yaratıklarla uğraşıyorsun insan yiyen gerizekalı çiçeklerin üstünden hopluyorsun dallama ejderhayı da dövüyorsun sonra yok prensesin başka kalede diyor. zaten prenses de çakma oluyor salağa benziyor marionun yerinde olmak istememe sebebi işte.
ilk seferde:
- thank you mario but princess is in another castle.
+ hmm... peki bakalım.

ikinci seferde:
- thank you mario but princess is in another castle.
+ nasıl lan? allah allah.

üçüncü seferde:
- thank you mario but princess is in another castle.
+ ananın .mı! ananın harbici .mı. o kadar oynadığıma şükret. (ya sabır ve devam)

dördüncü seferde:
+ hah. artık princess bu kalededir.
- thank you mario but princess is in another castle.
+ huaaaaaağt! (ateri parçalama efekti)

şeklinde tepkiler verdirten iletidir. allahtır muhafazadır.
- thank you mario but princess is in another castle. go there.
+ daha da gitmem.
- don't be silly mario. it takes just your one minute.
+ van minüt yok.
(bkz: thank you mario but our princess rescued herself)
(bkz: hayatin ne kadar ibne oldugunun anlasildigi anlar)
şüphesiz ki mario bu maceraları boyunca işlediği günahların cezasını üzerinden atladığı lavların içinde yanarak çekecektir. lan sen kaç tane hatun götürdün o yollarda? namaz da kılmadın hiç? hatta duyduğuma göre maymuncuymuş mario.
çocukluğumuzu yiyip bitiren dillere destan ateri oyunu namı değer 'mario'nun sevdiceğine kavuşmak adına o şato senin bu şato benim o ejderha senin bu bilmem ne benim (öyle abuk tipler ki adlandırmak mümkün değil) diyerekten dağ tepe koşturup her bölüm sonunda maruz kaldığı cümledir.ancak çocukluğumu yiyip bitirmiş olmasına rağmen azmini her daim takdir etmişimdir...kim unutabilir ki o azimli zıplayışları,kafasını duvarlara vurup 'doing doing' efektiyle mantar,altın vs toplayışını....
(bkz: bi siktir git dedirten laflar)
thank you mario but princess has just gone to another castle with luigi.
(bkz: onlar ermis muradina mario ciksin kerevetine)
(bkz: hugo nun aq) *