bugün

Özlersin, özlersin. Bi’ gün özlemezsin.
Tek bir dal sigara yakın ve gülümseyin.
Haftalar içerisinde Önce kendinize odaklanın. Sonra tekrar hoş olmaya başlayan farklı karşı cinslere yavaş yavaş.
Yeni başlangıçlara merhaba.

Her anın tadını çıkarmalı, taktik hep bu.
aldatılmaktan iyidir. Yine de yeterince kötüdür.
en son buluşmamızda "saçmalama, ben seni terk edecek kadar şerefsizmiyim" diyip 1 ay sonra 5 yıllık ilişkimizi eften püften sebeplerden dolayı bitirip terk etmesi?
aynen, en az o kadar şerefsizmiş.
Bazen, eve geldiğinizde kendinizi bulamamaktır.

"birbirinizi iyi-kötü bir şekilde sevdiğiniz halde o size alışamamış olabilir. sizi yara bandı olarak görüp, uzun bir süre bu işleve uygun olup olmadığınızı tartmış ve en sonunda 'denemekten ne çıkar' diye düşünmüş olabilir. diğer diyar sevgisi, aşkı, hatıraları ağır basmış olabilir sonra. 'şerefsizlik', 'yalancılık' değildir bu, insanlıktır. onun da elinden bir şey gelmez ve terk etmenizi bekler.

terk edilen kimdir acaba?

sonunda yaparsınız. ağlaya ağlaya yaparsınız. alışmak sevmekten daha kolaydır çünkü. ağlarsınız. o da ağlar. bunu bilmenize gerek yoktur. o an bilmeniz gerektiğini düşünürsünüz ama öyle değildir. bilmek acıları hafifletmez, anıları silmez. tam tersi, sizi o anıya da tutsak eder. bildiğiniz her an ardından yası tutulacak başka bir anıya dönüşür.

terk edilmek isteyen 'o' da üzülür ama geri dönüş, etrafınızda anlatıldığı gibi kolay veya mümkün değildir.

tekrar terk edilmenin ne menem bir şey olduğunu bile bile kalbindeki meyildir onu bunu yapmaya iten. kalbindeki meyil hem sizden yana hem başka diyara doğruysa... bulamadım kelimesini, boktan bir şeydir herhalde bu his.

'...sensiz olmaz, gitme' demesinde bu sonsuz karmaşayı görürsünüz. dağınıklığı sevmiyor olsa da karman çorman leş bir odada hayatını sürdürmeye çalışmasına siz de göz yumamazsınız.

çok büyük acımasızlıktır bu.

acımasızlık ayrılığın sonrasında onun ruhuna işler, gözyaşınızla bile eğlenir olur. onun eğlendiğini bilmek sahiplenilmesi yanlış, küçük bir mutluluk olabilir. olsun. zaten aşklar hep böyle.

onun terk edilmesi, sizin kendinizi terk etmenize dönebilir. dönsün. başka biri olunca kendinizi bulursunuz belki. bulanlar var. belki artık şarkı söylemiyorlar ama varlar.

alışkanlıkları da terk etmek gerektiğini idrak edince boşluklar hasıl olur. önce boşluklara uygun parçaları bulursunuz. en ağrılı kısmı budur. terk edileni anlatırken terk edilene dönme mevzusuna kayar muhabbet. öyle olmaz, olmamalıdır.

zamanla aklınızda en çok yer eden anıları unutmaya başladığınızı görürsünüz. ipi kopan balon gibi, uçar ve kaybolur. çırpınmak kar etmez. etmeyecektir. etmemelidir de zaten.

bazı anılar kalır ama. hiç silinmez. rüya görüp uyandığınızda, sanki o zamandan ileri bir dakika gitmemiş gibi uyanabilirsiniz. bu artık bir zamanlar duyulan aşkın emaresi değil, yaralarının sızlayan izleridir.

onca çırpınmayı yarasız beresiz atlatabilmeyi düşünmek/böyle olduğunu iddia etmek zavallı bir avuntudan başka bir şey değildir zira.

pişmanlıksa en faydasız duygudur artık.

cem adrian yeni albüm çıkarmış olabilir, 'bu ayrılık kalbindeki en büyük yaradır artık' demiş de olabilir. dinlemeyin zevzeği."

Bu yazının tarihi 29.08.2011. Atfedilen tarih ise 2008-2009 aralığına denk düşüyor. Eskiden sahi biriymişim. Aşkımla, acımla, zevzekliğimle çok sahiymişim. Şimdi ne olursa olsun daima gülümseyen biriyim ve çok sahteyim. Sürekli sızlanan ve hiç memnun olmayan biri olmamak için o sahi güzelliğimi neredeyse kesip atmışım etimmiş gibi. Öyle basit ama çok sancılı. Şimdi hem ağrılı hem de kendine bile yabancı. Öyle özledim ki gerçekten gülen gözlerimi.
Belki de bir beladan kurtulduk iyi ki gitti diye sevinmek yerine kadehlerce içip kendimize acıdığımız evre..
mantıklı bir terkediliş koymaz. insanı parçalan şey , terk edenin adı gibi bildiği ayrılık sebebini söyleyemeyip havadaki sineği bahane etmesidir. birisine kendinizi teslim ettiğiniz an sizden vazgeçmiştir. bu öyle değildir ya demeyin öyle. her insanı siyanür nasıl öldürüyorsa ilişkiyi de teslim olmak öldürüyor.
Kabullenmesi insanlara çok zor geliyor. Ama bunu gereksiz özgüven, gurur vs meseleleri haline getiriyorlar. Arkadaşlar terk edilmek sevilmek kadar doğal ve güzel bir şeydir sizin özgüveninizle asla bir alakası yok vallahi. Şimdi deneyimli tayfa yazacak sen hiç terk edildim mi diye. Sizi ilgilendirmez aslında ama hadi cevap vereyim evet çok hatta başlarda ben de sizin gibiydim. Sonra sonra oturduk.
Terk edilmekten daha kötü bir şey varsa o da sizi terk eden insanı affetmektir. Bunu yaptığımdaki mide bulantısını hiçbir şeyde yaşamadım.
Biri sizi bir kere terk etmişse artık ne olursa olsun hiç bir şey aynı olmayacaktır barışsanız bile ilk fırsatta sizi tekrar terk etmekten çekinmeyecektir.

Hele başkası için terk etmişse , sizi hiç sevmemiştir sadece gerekli koşullar altında , elinin altında siz olduğunuz için sizinle zaman geçirmiştir.

O yüzden size kapıya gösterinin suratına kapıyı siz çarpın.

Hiç bir şey veya hiç kimse özel ve eşsiz değildir. Bu hayatta da alternatifi olmayan hiç bir şey yoktur bunu unutmayın.
hiç böyle şeyler yaşamadım.

evlenmeyi düşündüğüm kız liseye gidiyordu üniversite okuyacam dedi bende sen bilirsin dedim bitirdim.

benim niyetim liseyi bitirip evlenmekti.
"Küçük yuvarlak bir masada, rahatsız bir sandalyeye oturdu. Etrafa şüpheci ve sıkılmış gözlerle baktı. Kalabalık bir kahve dükkanının terasında, birbirine çok yakın masalarından birinde oturuyordu. Çantasından çıkardığı telefonuna baktıktan sonra ekranını ters çevirip masaya bıraktı. Sandalyeye sırtını yasladığında arkasındaki masada oturan insanlarla çok yaklaştığını fark edip ivedi bir şekilde kendini öne çekti. Oturuşunu kısaltıp bacak bacak üstüne attı. Eteğini düzeltti. Tavana asılmış ısıtıcıların sıcaklığını yüzünde hissetse de rüzgar bacaklarını okşuyordu. Kalbinde ritimsiz çarpıntılar, gözlerinde kuşku dolu bakış, hareketlerinde stres ve paniğin yarattığı kontrolsüzlük vardı. Kafasını kaldırıp kahve dükkanının içine bakarken boynundaki kelebek figürlü kolyesi göğüslerine doğru kanat çırpıyordu. Siyah üzerine kırmızı-yeşil figürleri olan gömleği teninin normalden de çok parlamasına neden oluyordu."

http://mbsadam.blogspot.c...ansal-terk-edilisler.html
nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama.
ben ayrılmak istiyorum.
neredeyse 570 gün sonra, 19 ayın ardından. aniden böyle terk edilebilirsiniz. bu ayrılık değil keşke insanlar ben seni terk etmek istiyorum diyebilseler.
amına koyim böyle işin . ağlıcam lan.
kuşu ne kadar avucunda sıkarsan boğulur. ama kuşu serberst bırakırsan kuş gene bildiği yere gelir.
kalp kırar. üzüntü verir. acı çekersin. terk eden basar gider bu duygularla baş başa kalırsın. bazıları terk ederken karşı tarafın kalbi yok sanıyor.
eski sevgili tarafından yapılandır.
insanı depresyona sokabilir, evet.
allah düşmanımın başına vermesin. yaşatanların da belasını versin.
allah düşmanımın başına vermesin. yaşatanların da belasını versin.
acı veren olası geleceği hayal etmek.
Çok acı bir durumdur o kadar acıdır ki kış soğuğunda sokakta bor başına kalmaktan da beterdir. Ayrıca terk edildikten sonra bile özellikle obsesif bir kişilikseniz onu unutamamak sizi daha çok yaralar. Bir de aileniz tarafından terk edilmek vardır ki o en kötüsüdür. Hayata başlangıçsız başlamak gibidir.
Eski eşi için beste yapan, kitap yazan, şiir yazan (kitap ve şiirler muhteşemdi demiyorum ama ona özeldi), onun her türlü ihtiyacını karşılayan, özel günleri unutmayan, sürpriz yapmayı seven, seyahat etmeyi seven bir adam bipolar bozukluk sebebiyle yaptığı hatalar yüzünden terk edildi.

Üstelik bu şahıs onun gençlik aşkıydı.

Bir kadını/erkeği hayatınızın merkezine koymayın arkadaşlar.

iyi günde kötü gündehehehehe, hastalıktaahahahaha ve sağlıkta. Nah!

Evlenmeyin ulan!
hasar veriyor.
iyileşmeyen yaralar açıyor.
Acıtasyon yapmayın sanki kundaklanıp cami avlusuna bırakıldınız.

Siktir edin.
Ne ara sevgilin oldu da ne ara terkedildin be?