bugün

insanın varoluşu anlamsızlıktır ;insanın varoluşundan gelen dikotomiyi bütünüyle yaşamak ve yine de akıl sağlığını koruyabilmek imkansız bir şey..
Akıl sağlığı tam farkındalığın sahte bilinç tarafından uyuşturulmasıyla, rutin meşguliyet, acı çekme vs. ile ödenmiş normalliktir. Çoğu insan potansiyel deliliğin bedelini başarılı bir şekilde ödeyerek pratik amaçları için fiziksel ve sosyal hayatta kalabilmek amacıyla akıl sağlığını koruyarak yaşar.
Ancak verdiği bu ödünlerin herhangi bir parçası tehdit altına girerse, potansiyel delilik ortaya çıkar.
Birkaç defa tımarhaneye düşmüş sonra aklı yerine gelmiş 10 seneden fazla her hafta psikoterapiye gitmiş biri olarak şöyle söyleyeyim.

Tam olarak yapayalnız olduğunuzu anlayınca deliriyorsunuz. Yani şöyle.

Bakın çok dikkat edin söylüyorum. Herkes tam olarak kendisi. Herkesin tamı tamına mekanik olduğu bir dünyadayız.

Adam tamamıyla şartlanmış şekilde neye kodlandıysa şartlandıysa asla şaşmadan o şey olarak yaşıyor.

Bunun ispatı olarak çok basit söyleyeceğim. Uzun bir yolculukta uyuyan bir insanı müşahade edin. Aslında hiçbir şey değişmemişken tamı tamına yol bitmek üzereyken çok nadir furumlar haricinde 1-2 dakika kalmışken uyanıyor herkes.

Çok nadir kazai durumlar haricinde herkes kusursuz araba kullanıyor kaza yapmıyor. Halbuki adamla konuştuğunuzda iki kelimeyi dahi doğru düzgün yanyana getiremediğini görüyorsunuz. Bu zekayla nasıl bu kadar dikkat gerektiren bir şeyi nasıl yapabiliyor diyorsunuz.

Herkes işe güce girene kadar onca badire atlatıyor ama insanların çok çok büyük kısmı tamı tamına mesleği için yaratılmış gibi.

Siz düşündüğünüz için bir çok şeye şaşırıyorsunuz. Düşünmeyi bilmeyen yığınlar sadece mass ten kitleden ibaret.

Günlük hayatı idame ettirmekten ve gizli saklı köşelerde dedikodu yapmaktan başka konuşacak hiçbir şeyi olmayan herkes cahildir kitledir ortalama zekadır.
yürüyerek katedilmeyecek bir mesafeyi günlerce yürüyerek katetmiş raporlu bir arkadaş yaz sıcağında plastik bir terlikle başarmıştı bu işi.

ayak taraklarına plastik terlik oturmuş derin yaralar açılmıştı.
ilginç tarafı yüzünde acı çektiği gösteren hiçbir işaret yoktu.
o zaman deli gücünün nereden geldiğini anladım.
nosireseptörler fail.

peki belirli bir eşiği olan acılardan zevk almak.
yanlış bir iletimin hatası mı.
deliliğin bir belirtisi miydi.
önceden sınır belirlemek olası değildir. kimse hangi koşullar altında "gözünün kararıp, kendini kaybedeceğini" önceden bilemez. bildiği anda da iş işten geçmiştir.
kendi adıma sanırım az kaldı.
Kaybedecek hiçbir şeyin kalmadığında ve hiçbir şeyden korkmadığında.
çoğu insan zamanla yavaş yavaş delirir fakat delirdiğini kontrolünü kaybettiğinde anlar.

o an geldiğinde de "çal keke çal" diyerek ortalığın içinden geçmeye başlar ve sonrasında kontrolünü sık sık kaybetmeye başlar çünkü almıştır bir kere delirmenin ve kontrolsüz güçle oradan oraya istediği gibi savrulmanın tadını.