bugün

18 Nisan 1960 yılında demokrat partili 15 milletvekilden oluşan komisyon.. 18 nisanda meclisteki kabulunden sonra üç şey hemen yasaklandı:

1) partilerin tüm etkinlikleri (fakat soruşturalacak olan sadece chp olacaktı)
2) partilerin tüm etkinlikleri ile ilgili yayınlar
3) tbmm'de komisyonla ilgili görüşmeler ve bunlar hakkındaki yayınlar

inönü mecliste iki konuşma yapar bunun üzerine aynı gün.. duruma uyuz olur haliyle, dp sıralarına döner ve tarihe geçecek meşhur sözler de ağzından dökülüverir:

"bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir.. bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.. şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır.." demiş ve kürsüden inmiştir.. dp sıralarndan "yuhh" sesleri yükselmiş ve tansiyon artmış; aylardır devam eden gerginlikler halkasına bir tane daha eklenmiştir böylece..

tahkikat komisyonunun maddeleri gereği(son madde) bu konuşmayı yayımlamak sağlam bir kase istemekteydi o günlerde.. fakat meşhur Ulus gazetesi ve demokrat izmir gazeteleri konuşmayı büyük bir cesaretle yayımladılar..

demokrat partide ise inönü'nün konuşmasından sonra ortam hafiften karışmış ve başbakan adnan menderes pilavdan dönenin kaşığı kırılsın deyimine gönderme yaparak daha sert önlemler almaya yönelmişti.. 1960'ın 27 nisan günü komisyona olağanüstü yetkiler verilmeye başlandı.. bunlar:

1) her türlü yayınları yasaklama, süreli yayınları ve basımevlerini kapatmaya, her türlü siyasi etkinlikler konusunda ve soruşturmanın selameti için önlem ve karar almaya,

2) komisyonun kararlarına küçük ya da büyük farketmez muhalefet edenler 1 ve 3 yıl arası ağır hapis cezasına,

3) gizli olan soruşturma konusunda açıklama yapanlar 6 ay ile 1 yıl arası ceza alacaklardı..

ortam yine karışıyordu.. baskı rejimi mi getireceksiniz? diyordu inönü tekrar.. ancak ülkenin yüksek tahsil yapan gençleri ertesi gün istanbul üniversitesinde ayaklanıyor ve aynı gün 28 nisanda hükümet sıkıyönetim ilan ediyordu; ancak 29 insanda, ertesi gün siyasal bilgiler ve hukuk fakültesi öğrencileri gösterilere başlıyordu.. ayrıca şu meşhur genç subaylar da rahatsızdı.. 21 mayıs günü kara harp okulu öğrencileri de yürüyüş yapıp tepkilerini dile getiriyordu.. ve sonucu malum zaten.. 27 mayıs günü de..

Tahkikat Komisyonu Sancar Komisyonu olarak da bilinir.. tahkikat komisyonunun başkanı Ahmet Hamdi Sancar'dır..

(bkz: 27 mayıs 1960)
mecliste kurulmuş soruşturma komisyonlarıdır. Ha zannetmeyin bugünkülere benzer. Meclis içinden seçilen milletvekilleri (hepsi de nedense Demokrat Parti mebusudur) askeri ve sivil yargıçların siyasi dava yetkilerinin hepsini ellerinde bulunduruyorlardı. Tutuklama yetkileri vardır. Süper demokratik bir uygulama değil mi?

Hatta şöyle bir anektod vardır:

"Başbakan Menderes, Meclis'te bir konuşma yapar. CHP Lideri ismet inönü'ye hitaben, "Paşa Paşa" diye seslenir: "Sen değil misin bu memlekette Takrir-i Sükûn Kanunu'nu çıkartan..." DP sıralarından alkışlar yükselir, Meclis'te kıyamet kopar. Menderes devam eder: "Sen değil misin istiklal Mahkemelerini kurdurtan?.." Tekrar alkışlar yükselir.

Hatırlatma için, 1925 yılında doğuda ingilizlerin Musul nedeniyle kışkırttıkları Şeyh Sait isyanı çıkmış, hem bölücü hem de dini motifleri taşıyan bu başkaldırı Takrir-i Sükûn Yasası ile bastırılmış, sorumluları istiklal Mahkemesi';yargılanmıştır.

ismet Paşa sessizce kürsüye çıkar ve şu cevabı verir: "Adnan Bey çok doğru söylüyor. Evet, benim o yasayı çıkartan. Evet benim istiklal Mahkemelerini kurdurtan. Ama ben oradan buraya geldim. Sen ise buradan oraya gidiyorsun."
emre kongar'ın tarihimizle yüzleşmek adlı müthiş kitabında 1957'de oy kaybeden demokrat partinin 1961'de yapılması planlanan seçimde iktidardan düşmemek için kurdurduğu komisyon. bu komisyon dp'li 15 milletvekilinden oluşuyordu; hem askerleri hem de sivilleri yargılamaya yetkiliydi. yani bu komisyon hem suçlayacak hem de karar verecekti. komisyon kararlarına temyiz yolu kapalıydı. böylece yasama ve yargı erkleri ayrılığı ilkesi ihlal edilmiş ve emre kongar'a göre sivil bir hükümet darbesi yapılmıştı. komisyonun gerçek amacı chp'yi kapatarak iktidarı sürdürmekti. bu yüzden 27 mayıs meşru bir harekettir. ayrıca o dönemde anayasa mahkemesi yoktu.
hukuken istiklal mahkemelerinden daha zayıf komisyon.kaldı ki devrim mahkemesi değildir.
kuran adama demokrasi şehidi demek, demokrasiye hakarettir herhalde.

ha bide adnan menderes döneminde avrupa birliğine girebileceğimizi iddia edenler var.böğrüne vurun o tiplerin.cunta kakadır, adnan daha kaka.

(bkz: kuvvetler ayrılığı)
kurulmasıyla artık zamanında bardağı taşıran kurumdur.
bugün de benzeri bir sistem söz konusudur. ben kuvvetler ayrılığı falan göremiyorum.
diktatörlük böyle oluyor işte.

Demokrat Parti tarafından 18 Nisan 1960'ta kurulan 15 üyeli Meclis komisyonu.Komisyon sadece Demokrat Partili milletvekillerinden oluşuyo tabii ki.

peki amaç ne? bakalım bildirilerinde ne demişer. anlarız oradan amacı.
"CHP'nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı, orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı" yayınlanmış bu bildiride. tehoo. . Bu bildirinin ardından DP Meclis Grubu TBMM Başkanlığı'na muhalefetin eylemlerinin soruşturulması için bir önerge verdi. önerge kabul edildi mi peki? kendi verdikleri önergeyi kendileri kabul etti haliyle. tanıdık geldi di mi bi yerlerden?
Buna göre bir Tahkikat Komisyon'u oluşturulacak ve bu komisyon üç ay boyunca muhalefetin ve basının eylemlerini soruşturacaktı.

basın da susuturuluyor yani.

bana günümüzü hatırlattı.
Tek parti iktidarına geri dönüşün simgesidir.
Demokrat Parti bu komisyon ile bir kaç yıl içinde chp'yi kapatmayı amaçlıyordu.
60 ihtilalinin laiklikten kopuş ya da dini kaygılar yüzünden yapıldığını zanneden cahil köpeklerin öğrenmesi gereken dp icraatidir.

menderes'in yeniden tek partili döneme geçiş için kurmuş olduğu, 15 dp'li vekilden oluşan komisyondur.

bu meclis ve yargı üstü komisyonun almış olduğu kararlar katidir ve iptali için başvurulabilecek bir merci yoktur.

bu komisyonun başlıca görevleri;

gazeteleri denetlemek, muhalif yazılar yazan gruplara gereken cezaları vermek.

muhalif gösterileri yasaklamak ve sivil toplum örgütlerini kapatmak.

partilerin etkinliklerini yasaklamak(chp).

"fasulyenin faydaları" mevzusu da bu dönemden yadigardır. her politik yazı sonrası ceza alan gazete ve gazeteciler protesto amaçlı bu gibi yazılar yazarlardı gazetelerdeki köşelerinde.

ayrıca inönü'nün miting yapmak için gittiği ilçe ve şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi, buna rağmen mitinge gitmeye çalışan vatandaşın polis copuyla geri püskürtülmesi vs. de cabası.

orospu çocukları bilmez, bunları konuşmaz.

(bkz: vatan cephesi/#40693045)