bugün

Ismi masum gibi gorunen ama ciddi sorunlar yaratan bozukluktur.
görsel

Erken erişkinlik döneminde baslayan,değişik koşullar altında ortaya çıkan,

kişiler arası ilişkiler,
Duygu durumu,
Kendini algılamada tutarsizlik,
Şeklinde gösteren bozukluktur.

Klinik belirtiler:
Gergin ve tutarsız(kişiler arası ilişkileri ya göklere çıkarma ya da yerin dibine sokma) ilişkileri vardır.
Bir kimlik karmaşası yaşarlar.
En az iki alanda belirgin dürtüsellik gosterirler (gereksiz para harcama,dikkatsiz ve pervasız araba kullanma gibi).
öz-kiyim davranışi gösterirler.
Huzursuzluk, birkaç saatten birkac gune kadar uzayan anksiyete (sebepsiz stress ve nedensiz gerginlik)
Kendilerini sürekli boşlukta hisseder, öfke gereksiz hiddetlenme gösterirler.
Strese bağlı gelip geçici paranoid düşünceleri veya ağır dissosiyatif belirtileri vardır.
Gerçek yada hayali bir terkedilmeden kaçmak için çılgınca çabalar gösterirler.

Not: bu belirtilerden en az beşini
Gösterenlerde bu bozukluk vardır.

Yazı açıklamaları:
Dissosiyatif bozukluk-
Ruhsal dünyamızdaki iç uyum ve harmoninin kaybına genel olarak sağlıksız dissosiyasyon adını vermekteyiz. Dissosiyasyon sözcük olarak ayrılma, bölünme, kopma, çözülme gibi anlamlar taşır. Psikolojik açıdan ise kişinin zihninde yer alan duygu,düşünce, anı ve benzeri içerikleri geçici olarak kompartımanlaştırması, bir kenara koyması anlamına gelen bir mekanizmadır. Bu mekanizma aşırı ölçüde olduğunda kişininruhsal bütünlüğü tehdit altına girer.

Dissosiyatif bozukluk belirtileri nelerdir?

Özellikle çocukluk çağında yaşanan, çok sayıda ve tekrarlayan ruhsal travma oldukça sık görülen dissosiyatif bozukluklara yol açabildiği gibi başka ruhsal bozukluklarda da ek olarak dissosiyatif özelliklerin görülmesine neden olabilir. Dissosiyatif bozukluğu olanlarda kronik ve ilaçlara yanıt vermeyen depresyon görülür. Kişi zaman zaman ruhen açılsa da tam mutlu olamaz, kendisini sık sık üzgün hisseder.

Bazı kişilerde organik neden bulunamayan bedensel yakınmalar, baygınlık nöbetleri, öfke krizleri, intihar düşünceleri, gün içersinde hatırlayamadığı davranış ve zaman dilimleri olması gibi belirtiler görülebilir. Kimilerinde ise şizofreni olmadığı halde, kafasının içersinde tartışan kendisine ait ya da yabancı sesler duyabilir. Bu gibi durumlar yanlış olarak depresyon, şizofreni, ya da ‘borderline’ kişilik bozukluğu sanılabilir. Ancak bu hastalıklara ait tedavilerle sonuç alınamaz.

Paranoid düşünceler:Paranoid Kişilik Bozukluğu - DSM IV Tanı Ölçütleri

Paranoid Kişilik Bozukluğu (Paranoid Personality Disorder), aşağıdakilerden en az dördünün olduğu ,genç erişkinlik döneminde başlayan ,başkalarının davranışlarını kötü niyetli şeklinde yorumlayıp, devamlı olarak güvensizlik ve kuşku duyma halidir.

1. Yeterli bir temele dayanmaksızın başkalarının kendisini sömürdüğünden , aldattığından ya da kendisine zarar verdiğinden kuşkulanır.

2. Dostlarının ya da is arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı ya da güvenilirliği üzerine yersiz kuşkuları vardır.

3. Söylediklerinin kendisine karsı kotu niyetle kullanılacağından yersiz yere korktuğundan dolayı sır vermek istemez.

4. Sıradan sözlerden ya da olaylardan aşağılandığı ya da gözdağı verildiği biçiminde anlamlar çıkartır.

5. Devamlı kin tutar, haksızlıkları, görmezden gelinmeyi ya da onur kırıcı davranışları affetmez.

6. Başkalarınca hissedilmeyen ama kendisince algılanan , karakterine ya da saygınlığına saldırıldığı şeklinde bir yargıya vararak, öfke ya da karşı saldırı ile birden tepki gösterir.

7. Haksız yere, eşinin ya da arkadaşının sadakatsizliğiyle ilgili kuşkulara kapılır.

Paranoid Kişilik Bozukluğu olan insanların genel tutumları incelendiğinde, iş arkadaşlarının ve yakın arkadaşlarının kendilerine bağlılığı konusunda sürekli şüphe halindedirler.

Bu yüzden samimiyet kurmaktan uzak dururlar. Samimi ilişkiler kurduklarında; bu ilişkideki paylaşımların gelecekte kendilerine koz olarak kullanılacağını düşünürler
Kendilerine yöneltilen kişisel sorulardan hoşlanmazlar, mahremiyet alanları oldukça geniş algılanırlar. Eşlerine, sevgililerine yönelik geliştirdikleri güvensizlik onları sürekli kontrol etme isteği yönünde ortaya çıkar. ikili ilişkilerde sadakatsizliğe uğrama korkuları oldukça fazladır. Bu yüzden çoğu yalnız kalmayı tercih ederler. Eleştiriye aşırı duyarlı oldukları halde insanları eleştirme eğilimleri yüksektir. Suçlanmayı kabul etmezler, suçlamalarda kolayca bulunabilirler. Bu yönleriyle değerlendirildiğinde kullandıkları mekanizma projeksiyon savunma mekanizmasıdır.
böyle ciddi tanımlamalar üzerine fikir yürütme psikolog ve psikiyatristlere bırakılmalı dedirten girişlerdendir.
Psikoloğun yolu taştan.
çok ciddi bir rahatsızlıktır ve tedaviside net yoktur. dsö göre her yüz kişiden 2 sinde görülür. ruhunuzun hiç bir şekilde iyi yada kötü rahatlamadığını düşünün.
kadınlarda sık görülüyor.
borderline bir kişi hastalığı kabul etmezse durum çok daha vahim. özellikle ilişkide olduğu kişilerin hayatını zindan eder. eğer bu 1 ve 2. derece bir yakın değilse uzak durun. kaçın. sadece kaçın.
(bkz: borderline) daha yaygın ve daha çok kullanılan ismidir.

Şahsen çok daha yaygın görülen bir kişilik bozukluğu olduğunu düşünüyorum çünkü belirtilerine baktığınızda zaten evinizden biri bile böyle davranıyordur.
(bkz: cemre demirel) adam yıllardır bas bas bağırıyor ben hastayım, kişilik bozukluğum var, ilaç kullanıyorum, perişanım...vs. çatlak kızın biri çıkıp bununla sevgili olmaya çalışıyor. canına mı susadın kızım sen, yine iyi bir yumrukla kurtulmuşsun, aklın başına gelmiş de ayrılmışsın. seni öldürebilirdi.