bugün

şiir, yazar, üslup ve her türlü edebi içeriği olan sorulardır. okudukça kafa karıştırır, beyni siker. çok soyuttur, çok.
lise yıllarında 40 kişiyle çin imparatorluğuna savaş ilan eden kürşat'ın hikayesinin geçtiği paragraf hem sınırları zorlamış hem de yarmıştı. ülkü ocağına gitmemiş ve ilk defa karşılaşan biri için komik gelmişti.
"Yukarıdaki paragraf iki ayrı bölüme ayrılacak olsa ikinci bölüm hangi cümleyle başlardı?" şeklindekilerin cevaplarının %80 ihtimalle "c"(ceyhan) olduğu sorulardır.
talebeyi zorlayan sorulardır. esas zorluk kullanılan saçma öz türkçe kelimelerdir. neredeyse her kelimenin sonunda -sel eki vardır. kelimeleri çözmek bir dakikanızı alır.
kelime yerine sözcük, cümle yerine tümce denir.
upuzun paragraf verip içinde anlatım bozukluğu veya mantık hatası aranan sorular. anlık beyin karıncalanmasına neden olabilecek durum.
beyni s.ken paragraf sorularıdır. aslında cevapları son derece basittir ama siz sonunu getirene kadar başını unutursunuz.
okudukça başa dönüp tekrar okutturan sorulardır. zaman kaybettiricidirler.
(bkz: paragraf sorusu okurken uyumak)
o lanet paragraflar sayfanın çeyreğini kaplar. sınavın vermiş olduğu stres ile okusanız da bir defada anlamakta zorlanabilirsiniz. aslında konuları ve içerikler basittir fakat uzun oldukları için göz korkutur. baştan böyle düşünürseniz paragrafı anlamakta güçlük çekersiniz. ama en kıl olduğum yanıysa o paragrafı defalarca okuduktan sonra cevaplara baktığınızda sadece bir defa okusanız bile cevabı hemen verebiliceğinizi fark etmektir.
kelime dağarcığınız geniş değilse, derişim probleminiz var ise, işiniz zordur bu sorularda. bu zorluk, çok soru çözülerek aşılabilecek olsa da; istenilen randıman bir türlü alınamaz.
sürekli olarak bu paragraf sorularına konu olan bir yazar veya şair vardır. ya bir eseri eleştirirler ya da eserlerini yazarken yaşadıkları duygu dolu anları aktarırlar. onların bu durumlarından doğru sonucu çıkarmak ise her zaman öğrencilere kalır.
Onu okurken ki gelen uykuyu başka hiç bir şey getiremez.
edebiyat dergilerinden, çeşitli yayınlardan, öykülerden alınma paragraflardır.

sınavlara hazırlandığım dönemde pek severdim bu soruları. arada güzel cümleler çıkardı.
(bkz: sınavlardaki beyni zorlayan felsefe paragraf soruları)

efenim paragraf olsa hadi neyse ama işin içine bir de felsefenin girdiğini düşünsenize.
misal veriyorum; "Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Beyaz bir fil hayal ederek ona beyaz bir fil diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de kırışıksız bir fil olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik ve kırışıklık, Aristotelesin bir fili fil yapan şeyin ne olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza Hey, ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir fil mi? diye sormak gelmez."

işte böyle birşey, işte böyle birşey...

sınavlardaki beyni zorlayan paragraf sorularından daha kötü birşey varsa o da açıklamak için bir paragrafın yeterli olmamasıdır..
sonuna gelindiğinde başının unutulduğu, tekrar okuyup, şıklar okunduğunda sorunun unutulduğu tipte sorulardır.
hamallık yapmayanlar için sorun olmayacak durumdur.*
(bkz: beyin bedava)
bildiğin beyni siken sorulardır. hele ki o üslup kelimesini okudukça...
hiç zorlamadım, okumayı sevenin en kolay cevaplayacağı sorulardır.ingilizce paragraf soruları daha zordur.
çoğu zaman sonuna geldiğimde başını unutmuş olduğum yazılardır.
insan okur, okur ve bir daha okur. eline geçen uykudan başka bir şey değildir.
insanı yaşasın sayısal diye bağırtacak durumdur.