bugün

her yerde bunlar. hepinizsiniz. ta ortaokul günlerinden başlayıp da ömrünüzün şu anına kadar şu yazıyı okuyan herkes! sürekli gitmekten bahsedersiniz. sürekli farklı düşünen ve farklı yaşayan insanlara hayranlıkla geçer ömrünüz.
fakat bir adım atmazsınız olduğunuz yerden. zamanı sonsuz sanırsınız. mutluluğu ise sizin ayağınıza gelecek kadar asaletsiz bir duygu.

kimsiniz siz? kimsiniz de bu cüretle hareket ediyorsunuz? oysa her biriniz sakat olarak yaratılmış olabilirdiniz. bacaklarınız olmayabilirdi. ya da kollarınız. ya da gözleriniz kör olarak dünyaya getirilmiş olabilirdiniz.
tanrı'nın ismi üzerine yemin ediyorum ki işte o zaman ömrünüz bir metre koşmanın, bir çift gamzeyi görmek, bir çiçeğe dokunmanın arzusuyla yanıp tutuşmayla geçerdi.

ama nerede? sizler, bahanesi olan sizler. her şeyi kamufle eden sizler. yedi milyar kalabalık. yedi milyarınızı toplasak. ya da çarpsak, bir tane "ben" eder misiniz lan?
kendimi dev aynasında görmüyorum. ki aynaları paramparça edeli çok olmadı. bir tane ben eder misiniz hepiniz? tanrı'yı da katın isterseniz bu matematiksel işleme. ben eder misiniz hepiniz? ben edip de mutlu olmak adına, mutluluk için her şeyi yapmayı/yapabilmeyi göze alabilir misiniz?

kaçınız, hiç bilmediği bir şehire gidip de o şehirde kayboldu tek başına? ya da sevdiği insanla? kaçınız bir ilişkiyi strateji oyununa çevirmeyip de, karşı tarafın tepkisini merak etmeden, karşıdan bir şey beklemeden elinden gelen her şeyi yaptı?
kimsiniz siz? ey insanlık! kimsiniz siz? benim vahiylerim bunlar. biliyorum. deli saçması gibi geliyor size. ama tanrı'm yok.
kendi vahiylerim bunlar. hiçbir yazarın, hiçbir kutsal kitabın etkisinde kalmadan, beynimi paralayıp da ortaya koyduğum düşüncelerim.

ölümü ruhumda hissettiğim gün öldüm ben. ve kendimi hayata gömdüm. işte o günden beridir tohum bırakıyorum evrene. işte o sabahtan beri canım acıyor.
yüzlerinize bakıyorum sokaklarda. istemediğiniz işlere giderken, yüzlerinizi görüyorum belediye otobüslerinde. sevmediğiniz insanların boktan anılarına gülerken siz, benim midem bulanıyor. hemen lavaboya koşuyorum. kusmalarım sizin eseriniz. varlığımın bu boyuta gelmesi sizin eseriniz.

biliyorum. şimdi bir kaçınız bu yazdıklarıma doğru diyecek. hak verecek bana. ama herkes bildiği hayatı yaşamaya devam edecek. oysa...
oysası da yok aslında. vazgeçtim her birinizin insan olabilme ihtimalinden. hala neden sizlerle aynı havayı soluyorum. açıkçası onu da bilmiyorum. iç organları alınmış bir süs hayvanı olarak hayal edin beni. isterseniz çöpe atın. isterseniz salon duvarınıza asın.
bir gün parayı bulurlarsa basıp gidicek insanlardır bunlar.*
(#1304163)

ne yazık ki hiç kimse hiç kimseyi değiştiremiyor. herkes kendi mutsuzluğuna ve kendi bahanelerine sımsıkı sarılarak yaşamaya devam ediyor.
Başkalarını anlamak bilgeliktir,kendini anlamaksa aydınlanmaktır zira eşkiyalar dağlarda çıplak dolaşır...
"kaçacağım * bir gün buralardan" diyen hayatın aslında "orası" olan yerden fırlatmak istediği insanlardır.
lakin * basıp gidemezler.
ben ki hep buradayım dedim, hayat istemiyor benim "burası" dediğim yerde olmamı, dile getirmediğim basıp gitmek ise planlarım dahilinde. söylersem olmaz gibi geliyor, basıp gitmek istiyorum ancak burayı bırakmak da istemiyorum. ve işte şimdi kendi kendime de olsa yüksek sesle söyledim, inandığım tımsıl bozuldu.
bir de hayatı hep bitirilecek işlerden, çekilecek acılardan, alınacak diplomalardan, evliliklerden, sosyal statülerin elde edilmesinden sonra başlayacak birşey sanan budalalar vardır ki hiç girmeyeyim ben detaya. hayat işte tam da bu işlerin,acıların, her şeyin ortasında içinde biyerde be adam , be kadın. erteleye erteleye yaşayacak zaman kalmadı hala zamana bırakıyorsun herşeyi.
surekli intihar etmekten bahsedip canli kanli karsimizda oturmaya devam eden insanla sıkı iliskileri olan insandir. basip gitmekten bahsettikten sonra gitmenin cozum olmadigini goren, insanin, nereye giderse gitsin acilarini, uzuntulerini, yalnizligini ve gecmisini de beraberinde goturecegini farkeden, ve basip gitmenin cozum olmadigini gorup mucadele etmeye karar veren insandir. dogru yolu bulandir bir bakima.

edit: ha bahsetme islemini surekli yapiyorsa o zaman ustunde durmaya degmeyecek olandir. ilgi cekmeye calisandir. eksi veren arkadasim umarim rahatlamissindir.
meteliğe atacak kurşun bile bulamayan insanlardır. parası yoksa ne yapsın a.k...
sözünün eri olmayan insanlardır.
"evde oturup eşyayı dinlemekten iyidir yola çıkmak" demek istediğim kişidir ama kolay değildir basıp gitmek her daim.
(bkz: her albümünden sonra bu son diyen çelik)
(bkz: her sene sahnelere veda edip ağlayan adnan şenses)
bu şekilde deşarj olan insanlardır, bir yere gidecekleri olmayanlardır.
http://www.youtube.com/watch?v=Ps_8d3iRh1Ihttp://www.youtube.com/watch?v=Ps_8d3iRh1I
fırsatını bulup, basıp gittiğinde geride bıraktıklarına bakınca pişman olacak ve geri dönecek olan insanlardır.
nedense aynı kişi sürekli emekli olmaktanda bahseder.
Asla anlayamayacağımız insan türü.
hiç bir zaman basıp gitmeyi g.tü yemeyen insanlar.