bugün

hayırlı günler arkadaşlar...

çok terliyim, acayip susadım ama napalım din bu boşlamaya gelmez. siz evde yatarax oruç tutarken ben millete namaz kıldırarax geçiriyorum ramazan'ı. kolay değil bu işler... ne demiştik ta en başında; "biz ki her türlü yasadışı anallaşmaların ve antidemokratik s.kişmelerin karşısındayız" bu misyonla çıktık yola. bu misyonla temizledik şuurumuzu, bu amaçla niyet ettik tutmaya orucumuzu.

velhasıl mesaj kutum bir başka yandı geçtiğimiz günlerde... içime doğmuştu sanki. sözlüğün eski mimli kaşarlarından dini konularda cahil kalmış bir bayan arkadaşımız mesaj atmıştı bana. aynen şöyle diyordu:

--spoiler--
etu selamlar,

sözlükteki çalışmalarınızı arkadaşlarla birlikte takip ediyoruz. bunu söylemeye utanıyorum ama ben de yıllarca sarılıp uyuyalım bahanesiyle erkek arkadaşlarıma zımparalattım kendimi. anal maceralarım da oldu benim, aşık olamadım ama hiçbirine. bir yabancıydı onlar, gelip geçti yıllarım gibi.

ay bak bunları yazarken ağlıyorum. sizden tek ricam; ben artık çok pişmanım, 16 yaşımdayken aşık olduğum kocamdan da boşandım, cinsel içerikli entry'ler girmeye de tövbe ettim. zaten güzel de yazamıyordum. lütfen benim doğru yola girmeme yardımcı olun. bana namaz kılmayı öğretin.

salih'i çok öpüyorum.
--spoiler--

ben tabii kısaca özetledim bu mesajı. eski fotoğraflarından falan da atmıştı. tabii hep xhamster içerikli fotolardı çoğu. yadırgamadım, dışlamadım hemen. bir müddet sohbetimize devam ettik. dosta doğru havası yarattığımız iletişimimizde en ufak bir samimiyetsizlik hissetmemiştim. buluşmaya karar verdik en sonunda. beyazıt cami'sinin önünde öğle namazı vakti buluşalım diye konuştuk. heyecandan gebermek üzereydim. giyindim üzerimi, yakalarıma gül esansı sürdükten sonra, koltuk analtlarımı 7/24 terlemeyi önleyen hacı yağıyla sıvazladıktan sonra özel günlerde giydiğim ceylan derisi ayakkabılarımı da giyip çıktım evden... salih'ten helallik aldım çıkarken, yollarda gezi eylemcileri dayak atıp öldürürse beni sakın üzülme. zaten kedilerin ortalama ömrü 8 sene falan yani sen de ölürsün yakında buluşuruz öbür tarafta diyerek moral verdim o'na...

öğle namazı okunmak üzereydi... amma da kalabalıktı akoyduğumun semti, hep zencileri toplamışlar. ilahi ya adalet! üniversitenin bol olduğu, fingirdek kızların bol olduğu yerde bu zencilerin çok olması pek bir manidar gelmişti bana. pis zenciler get the fuck up diye sağa sola bağırırken, onu gördüm uzaktan.

caminin avlusuna oturmuş beni bekliyordu. ne kadar da şeydi görünüşü, ne kadar da şeydi bakışları. sözlükte acaba daha kaç tane böyle şey bayan vardı diye düşünürken yaklaştım yanına:

etu: selamün aleyküm geldiniz ha.

şey kız: ah selam, evet geldim.

etu: ders bir; biri sana selamün aleyküm dediği zaman aleykümselam diyeceksin.

şey kız: tamam alıştırmaya çalışırım kendimi. bu arada ezan okundu demin ama ben sizi bekledim yine de girmedim içeriye. girsek mi?

etu: tabi tabi girelim bi an evvel öğrenmek icap eder. yalnız bu meret kolay bırakılmaz onu baştan söyleyeyim. yani buna hazır mısın?

şey kız: evet... evet hazırım galiba. artık değişmek istiyorum. kılalım artık.

etu: buyurun...

aldığım özel izinle bayanlar tarafına girip; titanic filmindeki o geminin en önündeki sahne gibi uçmayı öğrettim ona özgürce. kendi benliğinde kaybolmuştu. hemen de öğrenmişti kılmayı. ne de güzel eğilip kalkıyordu. selam verdik beraber sağa sola. ellerimizi yüzümüze sürdük. cebimden çıkardığım hediyelik medine tespihlerinden bir tane tutuşturdum eline. saçlarını arkadan kaldırıp, "bunu boynuma sen takar mısın" dedi. amına koyim biliyordum bu işin sonunun böyle olacağını. şeytan camiye de girmişti. ben kaçtıkça beni takip ediyordu. zaten sözlüğün eski mimli bir kaşarından ne beklenirdi ki. belliydi birkaç arkadaş aralarında plan kurup beni punduna getirip çırılçıplak soyup fotolarımı çekeceklerdi kesin...

inci kolye mi lan bu boynuna asayım, kandırdınız beni alçaklar deyip kaçtım camiden...

allah'ın evinden kaçılır mıydı? kaçılırdı, günah işlememek için cennet'ten bile kaçardım. rabbime rezil olmamak için koştum hızlıca. o pürüzsüz boynu çıkmıyordu ama aklımdan. salih'i aradım hemen telefon kulübesinden. gel dedim al beni buradan, sultanahmet parkında bekliyorum seni gel çabuk al beni al gidelim evimize...

geldi salih...

sarıldım hemen, başımı omzuna koyup ağladım birkaç dakika... yürümeye başladık yavaş yavaş. neden ben diye sordum yüzüne bakmadan. neden hep ben dedim...

o da konuşmadı hiç; ben ağladım, o sustu...
ibneliğin ibretlik hikayesidir.
(bkz: şey kız).
büyük bir geri dönüş hikayesidir. ibret alınmalı. evet.
(bkz: sizin ölen kır at duruyor mu)
öncelikle kızların ikiye ayrıldığını öğreten öğretme. sonralıkla ise bir üzerinde "canlandırma" yazan fakat gerçek olmayan kurgunun hikayesi ilk tanım entrysi. başlık öğretmek sonuç öğretemeden kaçmak. birincisi öğretilemeyen bir şeyin tanımı yapılmış. ikincisi namaz öğretilmez öğrenilir. kime öğretiliyorsa zaten o kişi ile allah arasına kul girmiş olur. mevcut entare 3. entare ile zaten desteklenmiş. 2. entare balıklama. ve diğerleri. her neyse olmadı, olamadı, olamayoru. yalnız şu kısmı güzeldi "allah'ın evinden kaçılır mıydı? kaçılırdı, günah işlememek için cennet'ten bile kaçardım." taktire şeayan. fakat yetmedi. bu arada ne aklıma geldi ırak yenilince trt spikerleri ne kadar üzülmüştü oysa uruguay kimsenin umrunda değildi. kısacası futbol öğretilmez öğrenilirdi. futbollda objektiflikte öyle. bazen duygularınızı bir kenara bırakmanız gerekir. bazen sadece yol almanız.
(bkz: huzur sokağı)
doğru bir davranıştır.
Şey kız...

Ney kız acaba ?
şey kız derken neyin kastedildiğini merak ettiğim durum

(bkz: Namaz hocası)
(bkz: şey kız)
takkeli kıldır mutlaka etuuu kardeş.yoksa kabul olmayabilir.
sevap pointleri cebe indirmektir. çakaaaal!
oo alırımbir dal..
hamama da götür yıkansın paklansın tövbe etsin. siz kimseyi bir şeye yöneltecek vasfa sahip değilsiniz. insanların namusları ağzınızda. önce kendinizi terbiye edin.
Güzel fantezidir. Secde pozisyonu ile taçlandırılmalı.