bugün

Burnumu yeni deldirdiğim zamanlar tişörtümü çıkarırken tişörte takılıp aniden çıkan hızmanın verdiği acı.
Ayağıma tüplü televizyon düşmüştü. Ama böyle ilk bi kaç saniye geriye kaçtım bekledim sonra acıyı bir hissettim ve 36 numara ayacık oldu sana 43..
o değil de bunları okurken sizin ağrıyan yerleriniz uyuştu bende.
Böbrek taşı düşürmek kesinlikle. Kolumu kırdığımda böyle acı çekmemiştim. Kimse yaşasın bu acıyı inşallah.
Kürdün birinin dayağı yediremeyince bacağıma soktuğu bıçak. Harbiden kötü bir acı, hayatımdaki tattığım en feci acıydı.
Göz ameliyatı. Gözüme iğne yaptılar iğne! Hıyy
Tabanca ile vurulmak.

Her kalp atışında yara yerinden kalbe kadar gelen Zınk Zınk şeklinde bir acı.
Camı yumrukladığımda bileğimin kesilmesi.
Evet şah damarım kesildi ve 2 hafta hastanede yattım.
Bileğimin içindeki cam kırıklarını çıkartmaları mahvetmişti beni.
Galiba ameliyattı apandis.
Küçükken gözüme basketbol topu gelmişti sert bir şekilde o anda yere yığılmıştım. Çok fena bir acıydı allah kimseye yaşatmasın.
O kadar çok ki hangi birini anlatacağımı bilemedim.

Sanırım en çok acıyı koluma düşen buzlu cam sonucunda 36 dikiş atılan, 3 tendon ve 1 atardamarın tamir edildiği 4,5 saatlik operasyondan önce, doktorun içerde cam kalma olasılığı için elini kolumun içine sokup karıştırması esnasında yaşadığım acı.

Bir tendonun o esnada koptuğunu net biçimde hissettim. O acıyı kabaca şöyle tarif edebilirim. Kolunuza hakim olan sinirlerden birine kocaman bir kablo sokup 10 bin volt elektrik verilmesi gibi.
Motor kazası sonucu kaval kemiğim çatlamıştı 3(üç) yıl geçti daha iyileşmedi. Bi darbe aldığımda hâlâ aynı acıyı hissediyorum. Siz siz olun kemiğinizi çatlatmayın. Kırın ama çatlatmayın.
Ayak bileğimin dağılması. Sayısını bilmediğim civata ve iki adet platinle hayatıma devam etmem.
yemek yerken yemek yerine farketmeden çatalı ısırmıştım. gözlerimin kararması ve acıdan midemin bulanması bir olmuştu.
burnum kırılmıştı, doktor demir bir şeyle tak diye yerine otturdu kemiği. acıdan insanın gözünden yaş gelir mi direk, geliyormuş. neyse birde kalp acısı var, o hiç geçmiyor. ne demiş üstad;

''kalbime girerken zahmet edip ayakkabılarını çıkarma, ayağına kırıklar batar. üzülürüm...''
kavga sonrası 4 parmağımın yerinden çıkması ve onların tek tek yerine oturtulmasıydı. kırılsa daha iyiymiş acısı oturdu, gözlerim çökük dolaştım 3 ay.
2 disimin ayni anda agrimasi. Sanirim o gece kafami duvarlara vuruyordum.
bir adet toplu iğnenin topuğuma dik olarak girmesi. acıdan tüm uzuvlarım kitlenmişti ancak iğne çıkarıldıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi hayata dönmüştüm.
Kalp krizinden dönmeler...
Yirmilik diş ameliyatı.
iki demiri birbirine kaynak yapan ustaya biraz yakın durunca, o gece göz kapaklarımın içinde adeta diken topu ile boğuştum. Bir ara "en kolay yoldan nasıl ölürüm de bu acıdan kurtulurum" düşüncesi zihnime düştü. Evlerden ırak..
Diş ağrısıdır. Ve sonucunda yirmilik dişin ameliyatla alınmasıdır. insanın canından can kopuyor sanki.
(bkz: migren)

böyle seyrek aralıklarla vücudu kilitleyen şekilde gelen, beynin içindeki haarp dalgası.
sene 2014 ocak ayı. öğrenim gördüğüm üniversiteden memleketime dönerek yarıyıl tatiline başlamıştım. memleketime dönmüş ve evimde bütünleme sonuçlarını bekliyordum. gecelerimi gündüze katarak çalıştığım mukavemet 2 dersinden haksız bi şekilde ff ile kaldığımı görünce çılgına dönmüştüm dostlar. o anki sinir ve öfkemi anlatmaya kelimeler yetmez. akabinde arayıp konuştuğum hocamdan da ters bi yanıt alınca öfkem katlandı. bütün gücümle mutfak duvarına yumruk attım. sinirden farketmedim bile ama el tarak kemiği çoktan derimi yarıp dışarı çıkıvermişti bile. annem bayıldı. babam kalp krizi geçiriyodu. duvardaki çökük halen daha durur mutfakta. annem gelenlere gösterir hep.
basketbol topunun suratıma hızla çarpması.