bugün

göz derecem 3 olmuş.
doğru ve ahlaklı davranışın ne olduğunu bildikleri halde pratiğe geçerken herkesten çok zorlanmalarıdır.
bazi konularda acayip geri kafaliyim.. oyle boyle degil hemde bildigin 50lerde falan yasiyorum o derece..
Başlangıç seviyesinde olmakla beraber ALS hastasıyım.
ukalayım.
sol : 1,75 Sağ: 1,50 Astigmat.
boy 1.90, 2 yabancı dil biliyorum ve harika bir işim var. tek kusurum malum masabaşı iş; göbek. hayat işte.
çok mükemmeliyetçi olmam, herşey kusursuz, mükemmel olmalı, işte bu benim kusurum.
Cabuk sinirlenmem, topugumu yere basamamam, yururken sap sap ses cikarmam, tembelim, cabuk bikarim, icimde buyuk bi sevgisizlik var kimseyi sevmem, eski aile kurallarina gore yasarim.
çok seçiciyim, zannedersin ki cenifır lopes.
en büyük derdi tasayı kendime ait sanmak.
yanımda kimse kimse kalmıyor. herkes belli bir süre sonra gidiyor. o zaman burdaki sorun benimdir.*
başak burcuyum.
asabiyet.
fazla nefret doluyum herşeye karşı.
sözlük yazarlarının kendilerinde beğenmedikleri özellik ya da huylarıdır. sayamayacağım kadar kusurum mevcut, nihayetinde insanız. ama en büyük kusurum bunları sıralayamayacak kadar kendimi sevmemdir.
şu ana kadar kimseye kin beslemedim, yapılan kötülükleri hep unuttum.
bunlar kusur mudur? evet. çevrenizdeki insanlar size bunları hatırlatıp iki defa üzerler. nasıl ben bunları unuttum diye, artık nasıl bir kötülükse başkalarıda farketmiş diye.
kusursuz yazar yoktur, ideolejisini kusan yazar vardır. bırakın kussun zaten. boşuna bebelere balon dememişler...
Boyum kısa, göbeğim de çıktı biraz. Çok yalan söylemem ama söyledim mi başım kesin belaya giriyor.
uyukum kaçınca sittin sene uyuyamıyorum şuan olduğu gibi. tatilim var ama ben burda entry giriyorum.
bir türlü yaptıklarımdan memnun olamıyorum. yani kendimi kendimle ilgili o kadar beklentiye sokmuşum ki ne yaparsam yapayım hep eksik kalıyor. sanki hep en iyisi olmak zorundaymışım gibi hissetmem, her şeyin en iyisi olsun diye beklemem. hadi bunlar bir yerde kusur diyelim daha kötüsü herhalde bunları isterken hiçbir şey yapmamak olsa gerek üstüne gün geçtikçe daha çok hiçbir şey yapmamaya başlamak. en basitinden imkansız dahi olsa ben bu işte bir kaç sene içinde şu seviyeye gelmeliyim dediğim bir iş var ancak o iş için gerekli olan en basit adımı dahi atmıyorum. e bu denli beklenti altında sadece hayal kurup, ayağımı uzatıp bekliyorum. sonuç mutsuz olmak oluyor, kimi zaman esen sebepsiz bir iç sıkıntısı vuku buluyor. daha hiçbir şeye sahip olamadan zengin sendromuna kurban gidiyorum. bir insan kendiyle ilgili neden bu kadar beklentiye girer ki. ya da ben neden şunu yapmalıyım der hiçbir şey yapmaz ki. sanırım sorun küçüklüğümde benden beklenenler. o beklentileri gerçekleştirmek için uğraşayım dedim yolun yarısında bıraktım bu kez onlar beklentilerinden vazgeçti, yani artık zorlayan bir iş isteyen, şunu yapabilirsin diyen kalmadı bu kez ben başladım. her şeyi boşlamamın sebebi onlarda hala kendimden bir şeyler beklememin sebebi ne? ya da neden mutsuz olacağımı bile bile sonuna şunu yapayım, bunu yapayım, bunu yaparım ben dememin sebebi. sanırım kibirime yenik düşüyorum. ancak kibirli olmamın sebebi de arkadaş çevrem sanırım. çalışmadan az da olsa bir şeyler başarıyorum algım sonrası sarf ettikleri sözler. kendimle ilgili ne sıkıntım varsa hep birilerinden kaynaklı. hatta en büyük kusurum belki kibirli olmak ona sebepte birileri. gerçi o kadar gözümü döndürdü ki artık buna sebep olarak bile başkalarını suçlamam yoksa bana yakışmaz kibir diyerek onu iyice katlamak. sonuç olarak kusurum komple kendim herhalde, bir halt becermediğim halde bir halt becermişim gibi kendimi bir şey sanmam.
kusursuz olduğumu düşünüyorum. tamamıyla bir zeka kusurudur.
güzel kızların kalçalarına çok uzun bakıyorum. daha az bakmalıyım.
kusurlarımdaki kusursuzluklara bakıp kusuyorum. (emir kusturica).
hepsini yapıyorum da gözümden ateş çıkartamıyorum.