bugün

ben zara'yı öküz gibi seviyorum.
evet fazla olgun işi kıyafetler tasarlıyorlar fakat toplar harika.
4 tane t-shirtüm var, severek giyiyorum.
19 şubat 2011. hayatımın ikinci en mutlu günü oldu benim için. birincisi için (bkz: 27 temmuz 2008 metallica istanbul konseri). ilkokulda ben 3 okul değiştirdim. ilk gittiğim okulun benim için çok ayrı bir önemi vardı. orada 2 sene okudum. ilk iki sınıfı. ama o yaşadığım 2 sene benim için bir ömre bedeldi. çünkü sonrası benim için tam bir felaketti. 1992 yılında ayrıldığım hayatımın ilk arkadaşlarıyla bir daha görüşmeyi ancak hayal edebiliyordum. şükür ki facebook var. yaklaşık bir sene önce facebook'ta yaptığım bir arama, o arkadaşlarımla tekrar görüşmemi sağladı. evet, aradan 18 sene geçmişti. son görüştüğümüzde 8 yaşındaydık. ama inanılmaz bir şekilde hem ben onları hatırlıyordum, hem onlar beni hatırlıyordu. attığım mesajlara olumlu karşılık gelmesi beni inanılmaz mutlu ediyordu. onların hatırlaması benim için çok önemliydi, çünkü onlar benim ilk arkadaşlarımdı. ortaokul ve lisede aynı sınıfta okumamıza rağmen beni hatırlamayanlar vardı. ama onlar hatırlamışlardı. ilkokulun ilk 2 senesini beraber geçirdiğim arkadaşlarım beni hatırlamışlardı. en sonunda bir buluşma ayarlayabildik ve 19 şubat günü onları görebildim. mutluluğum tarif edilemezdi. onları tekrar görmek, muhteşem bir duyguydu benim için. ve bu sayede, artık harika bir arkadaş grubum var. üstelik gerçek dost diyebileceğim insanlar kendileri.

facebook, seni yaratandan allah razı olsun.
okula ilk atandığında soğukluğu ve kendini beğenmiş tavrı yüzünden öküzlükle suçladığım öğretmen arkadaşa şu an resmen aşık oluyorum.

okulda felaket dengesiz bir cinsiyet dağılımı var. üstüne üstlük fena değil bu kişi yani. ama benim için en son bile olamayacak biriydi. bakmazdım yüzüne uzun zamanlar. gerçi zamanla büyüdü gözümde şimdi sorsan mükemmel derim de. ne bileyim ya. okulun ilk başları aklıma geliyor. onunla konuşmamak için kaçtığım günleri düşünüyorum. sonra bir gün nöbetçi olduk beraber aslında iyi biriymiş dedim. 15 tatilde buluştuk diğer hocalarla gezdik falan filan derken şimdi aşığım resmen. bildiğin hem de. 2 günlük tatilde o yok diye ölüyorum. geri dönüş yolunda beraber oturmak istiyorum. eskisinden 15 kat fazla öğretmenler odasında oluyorum. ben bildiğin aşık oluyorum ey cemaat. bana taban tabana zıt birine aşık oluyorum oldum derken, galiba oldum bile.
en az sütten çıkmış kaşık kadar paksın gözümde. bilenler seni suçluyor. bense kendimi. hayret. hala herşeye ve her yaptığına rağmen temiz masumsun . sende kurbansın çünkü başka çaren yoktu. tıpkı benim gibi. kendi üzüntünden kurtulmak için yaptın herşeyi. bir başkasını (ki o ben oluyorum bu hikayede) ittin kurtulmaya çalıştığın kuyuya, kurtuldun da. kendini suçlu hissetme öyle değilsin çünkü. ben yalnız kendimi suçluyorum. keşke bu kadar kırılgan olmasaydım. kıymetini bilmediğim şeyler oldu. gençliğime cahilliğime veremiyorum. lafı uzatıyorum boş yere. hazır çözülmüşken umrunda olmamam umrumda bile değil. seni arada bir uzaktan görmek bile güzel.

şimdi bunun neresinin itiraf olduğuna gelirsek. başa dön.
ağlama gözlerim mevlam kerimdir dinliyorum şu anda. ağlıyorum. ah! ağlamamak elde mi ki?
bu itirafı yapmak için çok düşündüm elim defalarca klavyeye gitti geldi tamam bu konularda özürlüyüm ama...
ben hala başlık açmasını bilmiyorum sözlük...
kız erkek bi sürü fenevli * üzerime geliyo! madurum sözlük.
burdan odama uçarak gidesim var sözlük, uzun uzun cümleler kurasım var ve bunu yapıyorum, hayır yani öyle olmasa şu an da bu cümleyi neden yazıyım demi? yazıyorum çünkü eğleniyorum, eğlenmesem neyse ama... güzel de oluyo hani. açıkçası pek de bi tuhafım; hahhaha.
Ders çalışmak için facebook hesabımı dondurdum. Mutluyum.
odadaki ışık kapanınca arkadaşlarım da fısıldamaya başlıyor. hayır anlamıyorum ben zaten bilgisayarın başındayım, odada başka kimse yok, saat geç değil. lan niye fısıldıyorsunuz ?
koskoca kahvede azınlıkta olan fenerbahçe taraftarlarından biri olmama rağmen, takımım gol attığında tek başıma gırtlak patlatırcasına bağırarak fenerbahçeli yaşlı amcaları da coşturmak, portekizli sözümona yıldızlara inat alex ulan diye bağırmak kadar zevkli bir olay daha yok.
bütün sözlüklerde yazıyorum, burda çok gıcık olduğum bir arkadaşım yazar olduğu için üye olmayı bile düşünmedim, duydumki silinmiş yazarlığı. ehe.
itiraf ediyorum küçükken lebbebi çanağini kucağıma koyup tv izlerken o leblebileri tek tek burnuma sokar sonra da çıkarır yerdim.
bu saatte dans ettiğime inanamıyorum lön. tamam ona dans denmezdi kabul ediyorum, ama öyle işte.

gece 12 de test çözmeye başladıktan sonra insanın deşarj olası geliyor. zıplamayla karışık apaçi tarzı bişeyler yapsam da o da danstır, candır.

ödevleri başta olmak üzere, hayatta her şeyi son dakikaya bırakan ben hala akıllanamadım, yok sözlük bu iş böyle gitmez. bişeyler yapmak lazım. yan etkisi bu sanırım gece gece kafayı yiyorum.
ve ayrıca, daha bu yıldan sıçtın mavisi ni görmek istemiyorum.

(bkz: nayır nolamaz)
divan nazım hikmet ikinci yeni
kaç gündür adını düşünüyorum...
ismim yazılı ya da sözlü olarak söylenirken,bana hitap edilirken bir hoş oluyorum. aslında ismimi çok sevmediğim halde egomdan olsa gerek kısa süreliğine farklı bir havaya giriyorum. hele ki biri bana hitap ederken ilk kez ismimi söylüyorsa egom nirvanaya ulaşıyor. abim ş'leri çok farklı söyler,pelteğimsi ve sempatik. o söyleyince içim gıdıklanıyor,hobidik bir daha nirvanaya ulaşıyor egom. birkaç saniye tabii,sonra su falan istiyor işte,küfür ediyor vs.
tuvalet kağıdı yokken g.tümü atletimle kuruladığım oldu. ama bir kere.
şöyle ki sözlük: daha birinci sınıftayken önümde oturan kupa üçlüsünün(irem, eda, yeşim) külotlu çoraplı bacaklarına bakarak 'vay be ne kızlar var' diyerekten iç geçirdiğimi kahkalar için hatırlıyor, sonra da 'ulan itirafını sikeyim' diyor, çekiliyorum. mutlu ol sözlük !
sözlük lan, regl olduğumda gördüğüm her yakışıklı çocuğa kendimi aşık sanıyorum. bu gece 2 kişiye birden aşıkmışım gibi hissettim. dişi olmak zor!
kabul ediyorum sözlük bugün eminönü iskelesindeki yosunlu kayanın tekine sırt üstü düşüp de o soğukta deniz suyunu tattıktan sonra ondan bir hayır gelmeyeceğine kanaat getirene kadar çocuğun giderinin olduğunu düşünüyordum. ama şu saatten sonra ondan bana kardeş olur. * * *
iki lafından biri "sarışın severim ben yahu" olan adama öyle bir aşık oldum ki sarışınlardan soğudu herif. "esmer severim ben" diyor şimdi sağda solda. başka soğutulmasını istediğiniz ırk, tür, saç-göz rengi vs varsa o kılığa bürünebilir ve istediğiniz insanın karşısına çıkabilirim sayın arkadaşlar. kendime hayrım yok bari size hayrım dokunsun.
ekşi sözlük 12. yıl kutlamasını görünce oraya üye oldum.
çok ağladım bu gece. all star maçından önce behzat amirimi izliyeyim dedim. öyle bir 21. bölüm olmuş ki babalar ve oğullar tadında. babasız büyüyen biri olarak çok dokundu bu bölüm bana. millet aynı sahneleri yaşadı diye üzülmüş bense yaşayamadım diye. hayat işte..
sigarayı bırakmaya çalışmak insanın ne denli güçsüz olabileceğini gösteren olay. ne lanet birşeysin ki sen rüyalarıma bile giriyorsun. ne nikotin bandı , ne sakızı ne hapı ne de başka birşey. kişinin beyninde bitirmesiyle nihayete kavuşacak olaydır. 48 saattir dayanıyorum daha yolun başındayız bakalım başarılı olabicekmiyim ? kendi kendine gaz vermek falan da bir yere kadar. birtane içseydim ya...
dünden beri facebooktan biri mesaj atıyor sözlük.
bizim memleketten; ben de geyik yapıyordum. yaşımı sordu; sonra "yaaa sen de büyüksüüüün" şeklinde üzgün suratlarla dolu bir mesaj geldi.
sanırım, bir liselinin hayallerini yıktım!