bugün

Bu aralar cok sakinim. Kimse ile atışmıyorum ve hatta kardeşim hariç bozuk olduğum kim varsa bir şekilde düzeldi. Bu kadar sakinlik sanki biraz fazla öfkelerim sinirlenmelerim de azaldı. Açıkcası bazen kardeşimi ve yıllardır adini sadece bir kezcik ağzıma aldığım o kişiyi bile affetmekten korkuyorum. Yolda giderken gördüğüm bir kediye bile durduk yere ‘seni de affettim olur oyle ya takma’ diyecek kıvama geldim. Galiba iyice olgunlaşma Ve kendimle uğraşmak ama baska kimseyle uğraşmamak hatta kafaya takmamak konusunda farkında olmadan bir yola girdim.

Gecen arkadasım Funda ya bana 3-4 yıl Sonra evlenecek biri bakabilirsin ama o da bi ihtimal dedim. Ben bu gidişle gider aşık bile olurum. Kendimden korkuyorum valla bu durgunluk hic iyi değil.
Bugün canımın içi o kadar saatlik yolu beni görmek için geldi. Böyle insanların hayatımda olması beni mutluluktan ağlayacak duruma getiriyor.
ne bir hayat düzenim var, ne de bir şey üretebildiğim, ne yol alabildiğim.
annem beni uyuyor sanırken hakkımda "ne yaparsa yapsın, karışmıyorum artık." demişti. bir tuhaf oldum bir an.
Ruh halimi yansıtma gibi derdim yok şu an. Canım tatlı çekti. Dondurma falan olsa fena olmazdı.
Bilmiyorum ki bizim derdimiz ne? Yani birilerine hak ettiğinden fazla mı değer veriyoruz yoksa tamamen bir zamanlama hatası mı? Yani gereken zamanda gereken değeri vermiyoruz da sonra hatamızı anladığımızda çok mu geç oluyor? Niye yalnız kalmadan çift olmanın değerini anlayamıyoruz biz? Niye her şey her zaman kötü sonuçlanıyor? Kötü de değil ki, en kötü. Niye ne yapacam diye düşünmekten bir şey yapmaya halimiz kalmıyor bizim hiç? Öyle işte. Sizinde canınızı sıkmayayım.
neredeyim ve Nereye kadar gidebilirim bilmiyorum artık.
Önümüz yalnızlık. Sıkı giyin adam.
Bir ara kesit arama yalnızlığına.. Belki de en çok kendinden fayda yok sana. Bu bir muamma. Neye baksan neyi sevsen tuzak oldu sana. Bir hiç kadar değer gördün mü? Yoksa hep mi sevilmedin?
Şimdi köşene doğru yol al bakalım. Israrlı bir münzevi timsali.
Bugun bir miktar alışveriş yaptım. Sevdiğim bonte çikolatadan yedim bolca. Şimdi dizi izlerim sanıyorum. Uğraşıyorum diyelim.
Bugün okunan sela sadece bir cuma selası değildi benim için. uzun zamandır yüreğimde gömülmeyi bekleyen bir cenazenin, geç kalınmış selasıydı.
Ne toprak attım ne de dua ettim arkasından.
Babamdan bana kalan en önemli miras sanırım merhamet. Çok ça zararını görüyorum ama böyle bi adamım ben. Kolay inanırım, affederim. Acımı en derin şekilde içimde yaşarım. Çok canım yanar ama anlatamam. Kötü davranamam, ama davranılırım, sonra bir güler yüze kanarım. Ama yoruldum artık. Kendimi düşünememekten, sürekli asık suratlı biri olmaktan yoruldum. Uzaktan bakmaktan, zararım dokunmasın diye düşünmekten, melankolik ruh halinden...
Boğazımdaki koca koca kayalardan, nefes alamamaktan bunaldım. Uykusuz bitmeyen gecelerimden, sessiz çığlıklarımdan, aydınlanmayan sabahlarımdan, keyifsiz sürülen hayattan.
Evli bir kadınla ilişki yaşıyorum, çok mutluyuz ıkimizde.
ki leri ayıramıyorum ama de da kolay ayrılıyor. 8le kadamdan yapabildiğim tek çarpma 7x8=56 o yüzden 6 ile 8i çarpmam gerekirse 7 ile 8 i çarpıp 8 çıkartıyorum. bunu 16 ile çarpmaya kadar üşenmeden tekrar ediyorum 17 ile 8i de kafamdan hızlıca çarpabiliyorum, sonra 27ye kadar aynı, sonra 37,47.........
Belki gerçekten mutlu olduğum günlerde burayı bir çöp gibi kenara fırlatacağım. insanım işte, herkes gibi içimde nankörlük var bence.

Ama kim bilir belki de vefalıyımdır.
sabah sabah zam haberiyle uyandım.
ucuz bir otobüsümüz vardı ona da doğalgazla zam geldi amk.
ama yaşlı kartlarına dokunan yok.
kitaba mı para verelim akbile mi sınava mı şaşırdık artık.
gerçekten zoruma gidiyor ama gerçekten zoruma gidiyor.
Bazen 'lan ibne mi olsam acaba?' Diye düşünüyorum sonra 'yok amk bi ibneliğimiz eksikti' diye vazgeçiyorum. Nereden aklıma geliyorsa böyle şeyler hay allah.
Gitmem gerekiyor buradan, hayatından , istenilmediğim her yerden. Bir kedi gibi tüm gün kasabın önünde durup bir kırıntı beklercesine yaşamayı sindiremiyorum içime. Evet çok haklı gerekçelerin var beni istememekte, çok iyi anlıyorum. Ama olmuyor. Az önce nereden aklıma geldi bilmiyorum. hangouts mesajlarımızı okudum. Tüm o anları yeniden yaşadım. O güzel günlerimize döndüm tek tek. Cilveleşmeleremiz kavgalarımız hüzünlerimiz, Sana gelecek olmanın verdiği heyecanı duydum, sonrası yine derin bir hüzün. Gitmem gerek istenilmediğim her yerden. Alışmam lazım bu duruma. Vurdumduymaz olmaya, olmuyorsa olmuyordur demeye, sıradanlaşmaya, sensizliğe.uyuyorsundur büyük ihtimal, ne de güzel olursun uyurken. O uykunun arasında kafanı kaldırıp sessizce bakışını sonra kollarımın arasına kedi gibi kıvrılmanı,seninle olan her şeyi çok özlüyorum. Ne diyim yokluğun var , varlığın yok...
bütün planlarim hayallerim yarım kaldı. emeklerim bosa gitti. yollar degismedi yola cıktığım insanlar degisti.
Dışarı çıktığımda zırt pırt mesaj atilmasindan nefret ederken neden karşımdaki insanı intihar etme noktasına getiriyorum, hiç bilmiyorum. Ama zevk aliyorum.

Sanırım psikolojik sorunlarım var.
Çocukluktan ergenlik dönemine doğru geçerken sık sık fiziksel özelliklerimle dalga geçildi. Bunu genellikle yakın akrabalarım ve çok sevdiğim insanlar yaptı. Buna rağmen seviyordum, onlar da beni seviyordu biliyorum ve kendilerine göre yaptıkları 'şaka'ydı. Ama beni bu kadar üzmesine rağmen özneyi güldürmeyen ve sadece yapanı eğlendiren şakanın aslında terör olduğunu bilmiyordum bile. Sorunu kendimde buldum. Asla birinin değiştiremeyeceği bir şeyiyle dalga geçmedim ama başkası benimle dalga geçince onu değil kendimi suçladım. Utandım, çekindim. Öyle ki söylenenlere gülmediğimi bile belli etmem dalga konusu olabilirdi, içimden ağlasam da güldüm. Gülmek zorundasındır yoksa çirkinliğin üstüne bir de alıngan yaftası yapışıverir alnına. Öyle kötüydü ki yüzümün koca burnumdan, kafamın kepçe kulaklarımdan oluştuğunu, her görenin beni bunlarla tanımladığını düşünürdüm. içime kapandım iyice. Öyle ki bu benimle dalga geçenlerle yan yana yürümeye bile utanıyordum, ya benden utanıyorsa diye. Ama hala farkında değillerdi ve devam ettiler. Hiç de komik olmayan şakalarına. Beni çok seviyorlardı. Hala seviyorlar. Buna gerek var mıydı? Peki bunu neden hatırladım şimdi? Aynı şeyin aynı kişiler tarafından 11 yaşındaki birine yapıldığını görüyorum da ondan. Kesinlikle aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum. Gerçekten buna o kadar gerek yok ki, o şakalar yapılmazsa hiçbir şeyleri eksilmeyecek. Söz konusu küçük çocuğun da içine kapandığını görüyorum, konuşmaya çalışıyorum ama "ben şaka olduğunu biliyorum, üzülmüyorum" diyip duruyor. Bu yollardan geçtiğim için bunun yalan olduğunu görüyorum mimiklerinden bile. Onun hayatını o kadar etkileyecek ki. Durdurmalıyım ama nasıl... Kim bilir gelişim çağındaki kaç çocuk daha bu şekilde içine kapanıyor ve yapabilecekleri için kendini sınırlıyor. Farkında olmadan sevdiklerine böyle psikolojik baskı uygulayan, özgüvenini yıkan insanlar bunu okuyorsanız Şakanızı sikeyim.
tam birine güveneyim diyorum, o da şeref yoksunu çıkıyor...çok şükür artık kendimi kaptırmadan önce araştırma yapmayı öğrendim de canım eskisi kadar acımıyor...
Beni her şey çok sinirlendiriyor, artık üzülmekten çok sinirleniyorum. Sinir hastası oldum sanırım.
Uzun zaman sonra, kanlı canlı karışımdaydın bu gece. Koca bir düğün boyunca her fırsatımda seni inceledim ve sana baktım! Dünyanın en mutlusu olduğum altı senemdin sen benim. Gördüm ki sende devamlı bana baktın. Koskoca altı yıl! Mazide kalmış deli gibi aşık olduğum, hiç yapmayacağım çılgınlıkları senin için yaptığım altı yılıma uzun uzun baktım. Çok güzeldi, bir dakikasından bile pişman değilim halbuki. Ama allah belanı vermiş ne çirkinleşmişsin lan öyle sen! Vallahi uzun uzun baktım sana ve baktıkça “verilmiş sadakam varmış” dedim içimden. iyi ki ayrılmışım be, neyse git kimle nişanlanıyorsan nişanlan evleniyorsan evlen. Mutlu olmuşsun olmamışsın zerre sikimde değil. iğrenç yaratık. Unutma seni benim gibi ve benim kadar seven birini asla bulamayacaksın, ruhsuz nursuz kadın.
Şu anda sözlüğün aktif kullanıcısı olmamama rağmen sözlüğe girdiğim zamanlar entry girecek doğru dürüst başlık bulamıyorum. eskiden sözlüğe girdiğim zamanlar onlarca entry girerdim. Eski yazarlar ne kadar katılır bilmem ama, ki ben de aşırı eski değilim, sözlüğün kalitesi çok değişmiş durumda.

insanların daha çok olması gerektiği başlıklarda sinek avlanıyorken, saçma sapan başlıklar entry seline uğruyor. Ya sözlük yaş ortalaması düştü ya da nesil bomboş geliyor. Ben liseliykende sözlük yazarı olmamın yanısıra aptal saptal eski entrylerimi bile çok kaliteli başlıklara yazmışım görüyorum ki. Şu anda entry girecek başlık bulamıyorum.
Eskiden yazarlar sözlüğü bir nevi iç dökme yeri gibi kullanırken, insanların duymasını istediği ama kuramadığı cümleleri burada kurarken şimdi tam bir saçmalama alanı olmuş. Sözlük yazarlarının itirafları başlığı bile tüm popüleritesini kaybetmiş. Sözlüğün bu hali beni biraz üzüyor.

Ben belirten kelimeleri kullanmanın yasak olduğu o günlerden adete forum havasına dönmüş. Bu beni biraz üzüyor, sözlük. Sen bu hallere düşecek platform muydun?

Edit: Vay bee, sözlük. Şöyle bir baktımda yazar olalı 7 yıla merdiven dayamışız. Bir de artist artist çok eski değiliz diyoruz. Yeni de sayılmayız ne diyorsun?
yatın uyuyun.ewed
Bu ayın sonunda 20 olacağım ama hayatta hiçbir şey olamamış gibiyim.