bugün

genelde hep itiraflarımda kadınlar ve yalnızlık temalı oluyordu. ilk defa kaygılarım tamamen farklı bu sefer. iyi değilim sözlük, doğru bir kariyer ilerlemesi içinde miyim onu sorguluyorum, eski heyecanlarım artık yok oldu duyarsız bir insana dönüştüğümü hissediyorum. zaten plansız olan hayatım dahada belirsiz bir hale dönüştü gelecek için ufak bir adım olsa dahi atamıyorum sadece bir şeylere sabır edip bekliyorum. hayatta hiç bir zaman kendime karşı inancımı yitirmedim fakat günden güne o inancım da bitiyor... ne yapacağımı nasıl ilerleyeceğimi bilmiyorum sözlük.
hayatımda ilk kez ülkem adına endişeleniyorum. Allah yardımcımız olsun.

Askerimizin,

polisimizin,

emniyet güçlerimizin.
Uzun zamandır uzun uzadıya yazmadığımı fark ettim.

içimde delik var. içimde dolduramadığım bir delik var. Sessizlik var. Korku var. Endişe var. Huzur gibi görünen umursamazlık var. Hoşgörü gibi görünen tahammül var. Yaşamak gibi görünen diyafram hareketleri var. Doğru anı beklemek gibi görünen yerinde sayma var. Temkin gibi görünen önyargı var. Güven gibi görünen kendini bırakmışlık var. Dirayet gibi görünen duyguları gizleme var.

Duygularım bir an olsun kabından sızınca sövüyorum kendime. Yalnız ben ortaya çıkınca zamanı geri almak istiyorum. Porselen bebek olmak istiyorum. Değerli bir şey olmak istiyorum. Bir koleksiyon eşyası olmak istiyorum. Anlaşılmak ama buna rağmen kabul görmek istiyorum. Yalnızlığı arzuluyorum; sadece fiziksel yalnızlığı. Bir kez ağzımı açınca susamıyorum. Beynimden geçenler bir nehir gibi ağzımdan akıp gidiveriyor. Konuşmak, konuşmak, susmamak istiyorum. Burnum kanasın istiyorum.
Aslında herkes biraz deli bu ülkede, kendimi anksiyete sanırdım ama herkes birşeylerden korkuyor tedirginlik yaşıyor, hayatının en azından belli bir döneminde saçmalıyor. Bu ülkede yaşamak zor galiba, her gün moralini bozacak birşeyler buluyor insan sonra bir Alışveriş merkezine gidip parlak aşıklar altında kalabalıkta kendini unutuyor. Arkadaşlarıyla kahve içerken yarını nasıl çıkaracağını düşünüyor ve zaman akıp gidiyor.
Yas geciyor, 2. Uni okuyorum cogu istedigime sahiptim ama olmadı. Para-mal-mulk sevgili boslugumu doldurmadi... kizlari istemeyerek ego tatmini yapiyordum, hem reddedilmiyordum hem aldatilma korkusu yasamiyordum. Ask acisi bile cekmedigimden efkarlanamiyordum. Artik spora basladim, biraz fit olup kaslanirsam eksik kalan yanimi kendimi severek dolduracagima inancim tam.
Bir hafta önce üniversitede bir kitap alma işine girdim ve acayip pişman oldum. Aslında isteyerek aldım ve pişman mıyım tam bilmiyorum. Pişmanlığım sadece maddi kısmından dolayı. Dostoyevski, sherlock holmes, tolstoy, mitoloji vs. Bir çok kitabın setini aldım. Kitaplar boş kitaplar değil ama aylık 50 tl lik bir ödemesi var ve 2018 de bitiyor taksitler. Üniversiteye gelmişiz ve çokta boş vaktimiz olduğu için bari mezun olduğumuzda entelektüel bilgimiz olsun diye düşündüm alırken. içimde koskocaman bir boşluk var. Yaptığım şeyin iyi yönünden baktıracak yazar arkadaşları mesaj kutuma bekliyorum. içimin rahatlamaya ihtiyacı var sanırım.
onunla görüşmemiz kısa sürdü. beş gün uzak kaldıktan sonra bile bu kadarı yetti, bir saat yürüdük. soğuktu, rüzgarlıydı, bana sokuldu yürürken. koluma girdi. motorla bu yakaya geçtik. arkada sigara içmekle geçti o yol. martıların dümdüz uçuşunu izledik. tekrar ne zaman denk gelecek, bilmiyorum.

soğukta evden çıkası gelmiyor. odasında sigara içiyor. gecenin üçü olmuş. yarını düşünüyor. günün aydınlanmaz oluşu, bekleyişi artık alışılmış. geceleri uyumuyor artık. yalnız çabasının ağırlığı, ayakta durmanın güçlüğü. tatminsizliğini duyuyor, yaşlandığını düşünüyor.

evine gittim. hasta gibiydi. yeni uyanmış. yattı uyudu yine. televizyonu açtım. kanepede yanımda kül tablasıyla oturdum. mandalina soymuş, kabukları bir kenarda duruyor.
aleyna tilkiden nefret ediyorum. nokta.
Senle uyumayı seviyorum. Biriyle uyumaya alışık değilim ama senle uyumak çok güzel.
Bir insan var hayatımda.Şundan 1 ay önce olsa canımı verirdim onun için ama bir ayda bitti bende.Bitirdi kendini.Ama saçmalıyorum.Bırakmadım hala kendisini.Çünkü kendisi bunu kaldıramayacak kadar güçsüz ve bulunduğu şehirde benden başka kimsesi yok.Sevgim çok azaldı.O da bunun farkında.Bikaç defa tamamen ayrılmaya calıstım ve kendine bişey yapmasından korktum.Halbuki kendisi bizi bu hale getirdi.Şimdi diyceksiniz itiraf nerde ? Tam olarak burda.Sevmediğim biriyle birlikteyim.Kendimden soğutmak için sürekli çabalıyorum ama nafile.Yalnız bırakamıyorum korkutuyor beni.Bunu anlatabilecegim kimsem yok.Siz beni tanımıyorsunuz.Tanıdıklarıma anlatsam beni yargılarlardı.Siz yapmazsınız.
Birisi bana nasılsın, naber ya da iyi geceler deyince mutlu oluyorum.
Bu başlığa gelip ondan bundan nefret ediyorum yazmaya geliyorum ama sonradan bu başlıktaki okuduklarımdan sonra kendime kızıp ağlamaklı bir şekilde çıkıyorum başlıktan. Dinlenecek değer verilecek çok insan var burda.
Iyi hissetmiyorum.
Sözlüğü sadece Kalbim kırılınca hatırlıyorum.
hamileyim.
uzun yazıları okumuyorum.
baya stresliyim
okulumdan nefret ediyorum
aglamak istiyorum
hep idarelik yasiyorum
kik den giden pusttan msj bekliyorum
vizelerden bunaliyorum
zorlu bir hayat geciriyorum
sadece sevilmek istiyorum
sevmekte onemli tabi
guzel gunlerin artik gelmesini umut etmekten yoruluyorum
cok ugrasiyorum
cok guluyorum
evimi ozluyorum
dostlarimi hasretle yad ediyorum
ve kalpte yangin alev aliyor...
Saçlarımı öperdi, avuç içlerimi öperdi. Bugün bir baktım ki farkında olmadan bende saçlarımı, avuç içlerimi öpüyorum. Dedim kızım sen iyice delirdin. Gittim saçlarımı kestirdim ama ağlaya ağlaya. Hadi tamam saçları kestirdik de elleri de mi keselim şimdi?
Seni sevdiğim için pişman değilim, sana bağlandığım için de.
Sana kızmıyorum beni sevmediğin için, ya da şuan başkasını sevdiğin için. Hatta mutlu bile oldum. Entrylerinden o heyecanın ve telaşın anlaşılıyor. O kişinin seni sevmesini istediğin de. ilk kez aşık olmuş gibisin. Her zaman bana karşı hayal ettiğim gibisin. Bana karşı olmadı ama, sonuçta ilk kez aşık olarak gördüm seni. Ve sen böyle seviyorsan karşındaki kişi bunu haketmiştir. Umarım sever seni.
Bi de en önemlisini söylemeyi unuttum.
Artık beni unutmak zorundasın. Suçlu değilsin. Ben mutluyum, çünkü sen mutlusun. Bizim konuştuğumuz sürede hiç olmadığın kadar. Hayatıma renk kattın. Sahi sen hayatıma renk katmaya başlayalı 7 ay 4 gün oldu.
Bak lütfen artık beni unut. Ben de unutcam söz bak. Geldim ve gidiyorum. Sen psikolojisi bozuk kompleksli bir ergenden daha iyisini hakediyorsun. Psikolojim iyi durumdayken bunları yazmak zorundayım. Kendine iyi bak olur mu? içinden geldiği gibi davran. Mutlu ol.
koskocaman bir yıl geçti aradan... yarın geçer bi daha ki ay geçer derken içten içe huzursuz olduğum bir yılı geride bıraktım sensiz. eyvallah hiçbir zaman normal sevgililer gibi çok yakın değildik aramızda mesafeler vardı ama ben o mesafeler varken bile huzurluydum be. hatta bi ara tırlatma noktasına gelmiştim otobüste giderken falan yanımda olduğun anların hayalini kuruyordum salak salak gülüyordum millet deli gözüyle bakıyordu. şimdi sen hayatına gayet güzel devam ediyorsun bensiz yaşayamacağını söyleyen sensin bu. bense her ay hayatıma devam etmem gerektiği kararını alıyorum ama kararda kalıyor işte. senden sonra kimseye güvenemiyorum da... birine güvenemeden nasıl seversin ki? sevebilir misin yoksa? yapmam gereken bu mu? kimseye güvenmeden kendimi ön plana atmak mı? bunu yapmadığım için mi hala rüyalarımda seni görüyorum? peki çekmecedeki beraber çekildiğimiz çerçeveli fotoğrafı duvara fırlatamamam da bununla mı alakalı? sen belki de benim soyadımı bile hatırlamıyorsun artık. bense sanki senin tarafından lanetlenmiş bir hayat yaşıyorum. belki de öğrenmem gereken bir şeyi öğrettin bana ama bunu aniden ve inanılmaz acı verici bir şekilde yaptın. sonuçlarını etkilerini düşünmeden... belki de senin için çokta önemli değildi bu. ya da sen benim için çok önemliydin nedersen de... bazen düşünüyorum da keşke diyorum keşke o lanet mesajı atmasaydım da hiç yollarımız kesişmeseydi... o zaman belki her şey olması gerektiği gibi olurdu değil mi?
rüyamda neden görüyorum ki onu. ne alaka. neden dansa kaldırıyorum onu bir anda. dans etmeyi sevmem ki ben bir kere. saçmalık işte.
Ne senden ayrı kalabiliyorum ne ailemden içim çok karışık bişeyler yaklaştıkça korkuyorum özlemekten .... burda sana hasretim orda aileme ... neden bi yolu yok bunun ... alışamamaktan acı çekmekten üzülmekten korkuyorum ben... ben artık özlemek istemiyorum ... ben artık sevdiklerime istediğim zaman fokunabilmek istiyorum ... ömrüm aşkım ve ailem... siz benim için cansınız birinizin olmadığı bir hayat yok bana...
Kaliteli ve bilgilendirici yazılar tutmadığından trollüğü seçtim.
Sözlük sıkıldım, üniversite okurken mezun olduğumda daha keyifli daha güzel bir hayat bekliyordum.
Mezun olalı 4-5 ay oluyor yaklaşık 2.5 aydır çalışıyorum ama sanırım iş hayatı benim beklediğim gibi değilmiş.

Bazen risk alıp kendi işimi kurmak istiyorum içimdeki ses hep sen bir şekilde yaparsın yeter ki başla diyor falan filan işte böyle enteresan sıradan şeyler...
lütfen üşenmeden 2 dakikanızı ayırarak okuyup düşüncelerinizi söylerseniz sevinirim.bir kaç ay önce avustralya'ya gitme kararı aldığımı yazmıştım buraya.Çokta kararlıydım bu konuda,planımı arkadaşlarıma,aileme anlatırken içimden hep kimsenin ikna çabalarını dinlemiceksin,kimseyi dinlemiceksin diye içimden tekrarladım hep.Genelde mucizeler insanın karşısına hiç beklemediği anlarda çıkar buna inanan bi insanım ve benim de öyle oldu diyebilirim.Hayatımda bir anda o kadar güzel bir şey oldu ki kendim bile inanamadım buna allahım noluyo ben bi iyilik mi yaptım da böyle bir şey oldu diye.yakın bi arkadaşımın sevgilisi var ve onun kardeşiyle aramızda yakınlaşma olmaya başladı.26 yıllık hayatımda en mutlu,en huzurlu olduğum günleri yaşamaya başladım.Daha önce hayatımda kimse bana o şekilde bakmamıştı, aynı şekilde ben de birinin yanındayken o şekilde hissetmemiştim kendimi.kimse bana daha önce o şekilde içten samimi bir şekilde sarılmamıştı.bir anda dipte olan,her şeyi bırakıp gideceğim hayatım tam tersine dönmeye başladı ama bir sorun vardı,arkadaşım ve kız arkadaşı bizim bu ilişkimizi onaylamıyolardı.bunun yanlış olduğunu ve dışardan çok kötü bi görüntü olduğu düşündüler hep.bizse onlara defalarca mutlu olduğumuzu anlatmaya çalıştık ama hiç bir şekilde anlamadılar ve inanmadılar.son 1 ay içerisinde çok zor günler,zamanlar yaşadık direndik ve pes etmedik.geçen hafta konuşup belki de ayrılmak için bir araya geldik ama bizim konuşmaya başlamamız çok uzun zaman sürdü çünkü önce kız arkadaşım ağlamaktan konuşamadı daha sonra da ben hayatımda ilk defa bi kızla konuşurken ağladım,sesim çıkmadı,kalktım gittim sigara içtim kendime gelmek için ve yine yapamadık.Bu tarz şeyler bir kaç kere daha oldu ama yapamadık.2 gün konuşmadık o 2 gün nasıl geçti daha doğrusu nasıl geçmedi mutlaka yaşayan çok fazla insan vardır.ben arkadaşım ve sevgilisiyle konuşmaya karar verdim.ikiye tek konuştum onlarla,bana inanmadılar mutlu olduğumuza,kısa sürede böyle bir şey olduğuna.Ben yine direndim yine pes etmedim.çünkü yapamazdım bunu mutluluk kolay bulunan bir şey değil.daha çok yazarım ama benim istediğim bu uzun yazıyı okuyanların bizim yanlış bir şey yapıp yapmadığımızı söylemeleri.sadece fikir almak istiyorum hata mı yapıyoruz acaba diye.

edit: konuyla alakalı olarak çok güzel ve destek amaçlı mesajlar aldım.herkese teşekkür ediyorum ama maalesef olmadı.