bugün

adalet istiyorum sözlük. kul adaleti değil. allah'ın adaletini.
canım sıkılınca kedi videoları izliyorum. moralim yerine geliyor.

https://www.facebook.com/...r/videos/919281714819645/
50 krş ver la tırrek in orjinalini bulamadım. bilen olursa pm kutumu yeşillendirsin.
Herkesten nefret ediyorum en çokta kendimden.
hayatımı 2 döneme ayırıyorum ak parti'den öcne ve ak parti'den sonra.
Hayatı uçlarda ve bazen de aşırı derinlerde veyahut göklerde yaşıyorum sözlük. Bir günüm diğer günümü tutmadığı gibi bir maskem de diğerini tutmuyor. Her gün yeni bir maske takıyorum. Kendime saçma bir eziyet yaşattığımı bilsem bile... ya da, diğerlerine.
"Çook yıpranıyoom been sözlük ühühü!" Moduna giremem. Çünkü beni yıpratan şeyin yine kendim olduğumu da biliyorum. Ve nedenini de biliyorum bunun aslında...
Taşıdığım bunca maske artık beni yürütmeyecek kadar ağır. Ve ben hangi maskeyi takacağımı dahi bilmeden günleri ardalayıp duruyorum.

Neden böyle yapıyorum? Bilmiyorum.

Kendim olma maskemi ne zaman takarım? Bunca maske arasından kendimi nasıl bulurum? Yoksa asıl çözüm maskelerimin tamamını yolun gerisinde bırakmam mı..? beni kendime ulaştıracak olan...
kim ve ne...
ne zaman ve neresi...

Bir cümleyim sözlük. Ve öznemi bulamıyorum.

Çok şey biliyorum sözlük. Ama kendimi bilmiyorum. Ve bildiklerimdir bana bu maskeleri taktıran güç. Bir bir ellerime bulaşan rengarenk ve kapkaranlık yeni suratlar. Hoş belki de bu yüzden inanılır cehaletin mutluluk getirdiğine...

Bu yazım dahi, koyu renkli, karamsar bir maskemin düşünceleri sözlük. Biliyorum. Biliyorum yarın daha farklı olacak. Biliyorum insanlar beni hiç anlamayacak, biliyorum ben yine kendime üzülmek için bir neden bulacağım. Üstelik bu kadar da neden varken.

Deliyim ben sözlük. Bildiğin,belgeli,raporlu deliyim... Birileri tasdik etti diye manyak olacak değilim ya... her insan biraz delidir.

ben her ile hiç arasına sıkışmış bir kişiliğe bürünmüş yarı obsesif yarı şizofrenik vakayım.

Evet kabul ediyorum. Bunca zaman boyunca tepeden baktığım insanlar beni yeniyor. Ama ben neden adım adım sonuma yaklaşmamı izliyorum bilmiyorum.

Fark ettim de ne kadar da çok şey bilmiyormuşum... neyse, evet. Ne diyorduk? Bilmemek. Evet evet cehalet falan. Mutluyuz. Güzel...

Çay koyayım bari. Gerçi hiç de sevmem. Ama herkes böyle yapıyor.

Ve bana denen de bu: " herkes gibi olmalısın evlenmelik bey. Ancak bu şekilde topluma ayak uydurabilirsin."

Dediğim gibi her ile hiç arasındaki minik çizgi üzerinde düşmemek için kırk takla atan, yükseklik korkusundan muzdarip bir cambazım ben.

Ve aynı yerde taklalar atıp duruyorum. Kaçışım yok, biliyorum. Ve bir gün o korktuğum yere düşeceğim bunu da biliyorum.

Ve bir şey daha, biliyorum ki bir yerden sonra sıkılıp kendim atlayacağım o karanlığa. Bir kuş gibi hür ve bir profesyonel gibi ne yaptığını bilen bir şekilde.

Çay hazır.

Mesele... o derin karanlığın hangi aydınlıklara açacağı beni. Bunu yapacağımı biliyorum. Bu da demek oluyor ki, bir noktadan sonra bu karanlığın nereye çıkacağının, beni nasıl etkisi altına alacağının hiçbir anlamı kalmayacak. Hoş...
demek ki bir gün yine karamsar bir anıma denk geleceğim.

Bir yudum... ve bir yudum daha.
facebookta smile göndermek isterken, senin için kurduğum emoji paketi gözüme çarptı da. bir değişik oldum..
inciye de ekşiye de üyeyim.

dikkat: çaylakken 40 karakterden daha kısa entry giremezsiniz.
Degirmenim terse döndü bu sene :(
Olmuyor sorun bende mi bu hayatta mı bilmiyorum. Neye elimi atsam ters tepiyo neyi düşünsem tam tersi oluyor. Tam diyorum bu sefer benim istediğim gibi olsun herşey bi kelime ya bi kelime her şeyi alt üst ediyor. Bense yine yeniden tavanımla dertleşiyorum. Çok acı sözlük bu durum çok.
Hep olmasını istediğim olay sonunda gerçekleşiyor.
Şimdi de gerçekleşsin istemiyorum.
Öyle bir şey ki elimden de bir şey gelmiyor.
Çok fazla hata var ama olay bende bitmiyor.
Elden bir şey gelmeyince de gelmiyor.
26.10.2015/ilk kazami yaptim sozluk. Ve Yaşıyorum.
bizim yan komşunun bahçesinde beslediği sevimli bir alman kurdu vardı. ne zaman balkona çıkıp sigara içsem beni görünce sevinçli bir hal alırdı kuyruğunu sallardı havlardı felan. bende ona bazen et felan atardım hayvancağız yesin diye. neyse zamanla köpeğin eski halini yitirdiğinin farkına vardım. artık beni görünce hiç bir tepki vermiyordu. mağdur mağdur bakmaya başlamıştı öylece. şaşırmıştım bu köpeğe ne oldu diye. bir sabah gene sigara içmek için balkona çıktığımda köpek yerinde yoktu. herhalde gezdirmeye çıkarmışlardır diye düşündüm. aradan iki gün geçti köpek halen bahçede yoktu. içime kurt düşmüştü. sokağa çıktığımda köpeğin sahibini gördüm. ve ona ''köpeğiniz nerede'' diye sorunca '' öldü'' dedi. hastalıktan ölmüş hayvancağız. az önce gene balkona çıktım gözümde hayal felan canlandı. ara sıra rahatsız olmuyorda değildim ondan ama işte...
Kız olsam kaşar falan değil orospu olurmuşum onu farkettim geçen.
Neden yaşadığımı ara ara düşünüyorum. işe git, akşam eve ceset gibi gel. Ev bomboş zaten yalnız yaşıyorum. Bir kaç yemek tarzı bir şeyler ye, sonra dinlenmek için yatağa giriyorum 1 2 saate uyuyakalıyorum. Her gün bu. Robot gibiyim ne bileyim.
üzerime yapışan bi umutsuzluk var ki.. ikili ilişkilerime, arkadaşlıklarıma, şimdi bi de işime yapıştı namussuz.
Seni seviyorum diyen adama sorgusuz sualsiz inanmamım vermiş olduğu aptallıkla boğuşacak kadar aptal olmam.
Acayip hastayım lan sözlük. Burnum akıyo üşüme hiç bitmiyo ve en kötüsü derdimi anlatacak kimse yok. Mal gibi yatakta dönüp duruyorum. Uyuyamıyorum.
yıllar önce 95-96 yılları. o zamanlar abimle aynı odada kalırdık. gece tam uyku saatinde radyoda bir program vardı zaten çoğunlukla onu dinlerdik bir de melon şapka vardı best fm de onu. neyse o programda sesi yumuşacık bir kız vardı şiir okurdu. en çok tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil diye başlayan o güzel şiiri tahir ile zühre okur arkadan da https://www.youtube.com/watch?v=3gGNlX_3tUY bu şarkıyı çalardı. huzur içinde uyurdum o yıllarda. bazı bazı bu saatlerde aklıma gelir özlerim o yılları. o yıllardaki gibi huzurla uyuyacağım bu gece diye söz veriririm hatta kendime. ama nedense olmaz. belki bu gece ne dersin sözlük? huzurlu uykular.
dünyada o kadar insan varken mario gomez e benzemek niye vicdansizin oğlu. aklima gelme diye beşiktaşın maclarini da mi izlemeyeyim amk.
ekşide milliyetçi yazarları şutlayında ekşide milliyetçi yazarlar olarak hepimiz buraya geçtik yakında zaten ne olduğu anlaşılacak.
rüyamda gördüğüm birine aşığım ve onu 3 yıldır stalklıyorum.
itiraf ediyorum benim itiraf edeceğim hiç birsey yok.
Evet, belki de şu sıralar istediğim tek şey.
lan saat ne ara 2.30 oldu. ama güzel geceydi. dostuma içimi döktüm. dedim böyle böyle bi kız var napsam. o da pek bi şey demedi ama anlatmak iyi geliyo. zaman gösterecek ne şekilde ilerleyeceğimi. yarın da sınav var ak sikem böyle işi.