bugün

DiNLEYiN SAYIN HOCAM
Bu dizeleri yazdığım için bana günahkar muamelesi yapacaksınız;
Biliyorum sayın hocam.
Ama inanın bana hiç sinirlenmeyeceğim,
Umursamayacağım bile.
Dediğiniz bir hükmü eleştirdiğimde bana acımanıza kızmadığım gibi
Ben dinimden olmayacağım sayın hocam!
Ama sizin dediğiniz dini de yaşamayacağım.
Ölmüş bir akrabamın ardından,
Pilav pişirip ilahi söyletmeyeceğim mesela…
Ya da başım sıkıştığında, rüyamda büyük zatları görüp rahatladığımı anlatmayacağım kimseye
Emek harcamayıp da binlerce zikire bel bağlamayacağım örneğin,
Ya da saçlarım uzadı diye cehenneme tepe taklak düşmeyeceğim.
Ve sizi sevmiyor ya da eleştiriyor diye kimseye düşmanlık beslemeyeceğim.
Çünkü benim sevdiğim Efendim kimseye düşmanlık beslemedi,
Çünkü benim sevdiğim Efendim kendinden olmayanlara da saygı gösterdi.
Ve benim Efendim kimseyi cehennemle korkutmadı.
Özgür yaşayacağım ve inanın sayın hocam;
Dinimden olmayacağım!
Müzik dinleyeceğim istediğim sanatçıdan.
Ve köyünde kalan, sırf siz günah dediniz diye ressam olamayan her çocuk için
Yüzünüze tüküreceğim!
Ya da sorgulatmadığınız, sizden gördükleriyle ezbere bir din yaşayan her insan için;
Bir kez daha nefret edeceğim sizden!
Ve eşime köle muamelesi yapmayacağım!
Kitap okuyacağım, her dinden her telden yazarı okuyacağım.
Ve Mushaf’ı Türkçe okuyacağım hoca hazretleri!
Her harfine sevaplar dizdiniz diye sabah akşam arapça hatim etmeyeceğim ama
Türkçe defalarca okuyacağım ve onu yazanın sırrını anlamaya çalışacağım.
istediğim gibi giyineceğim, istediğim gibi yaşayacağım
Ve kesinlikle kitaptan sapmayacağım!
Sevgilim olacak, onun elini tutacağım ve aşık olacağım.
Çünkü bana ahlak dersi veren herkes daha pisliğini yaptı!
Sizin koşulsuz talebeniz olmayacağım ya şeyhim!
Siz bana acıyacaksınız ben size.
Siz bana kayboldu diyeceksiniz, ben size demeyeceğim.
Dua edeceğim her fırsatta.
Ama çalışacağım da; ne duama ne de binlerce salavatıma güveneceğim.
Siz bana kızacaksınız bunlar için ama ben size kızmayacağım.
Tıpkı her olayda Hızır görme merakınıza kızmadığım gibi.
Gülüp geçeceğim sadece ama sade, soğuk bir gülümseme olacak.
Ne bir tarikatın, ne de ihtiyar bir dedenin hocasının eteğini öpeceğim.
iki temel rehberden şaşmadan, modern bir hayat yaşayacağım.
Eğleneceğim,
Bid’at’lara dil uzatacağım!
Ve inanın bana dinimden olmayacağım!

Yasin TAÇAR : Adetlerle yaşanılan dine kalemimizden geldiği kadarıyla tepki gösterdik. Görüşlerinizi mesajdan iletebilirsiniz.
yeni bir imtihan kapıda. şeytan boş durmuyor. yine beynimde olumsuzluklar açma derdinde.
Arkadaş ne kadar yanlış insana sığınıyorum ne kadar yanlış. Bile bile yapılmaz insan insanı durduk yere bile bile kıramaz. Nesin sen?
burda ki bazı kişiler gösteriş peşinde;yazık,kendiniz olun.
Kapısına gidip seviyorum ulan seni diye bağırasım var. Ulan en çokta ben onu düşünürken onun umurunda olmamam koyuyor.

Unutucam demiştim burada. Unutamadım amk unutamıyorum. Bir şans vermedi diyorum. Behzat amirimin oğlum insan sevdiğine şans verir sözü geliyor aklıma.
komşunun internet bağlantısını kullandığım zamanlar bağlantı arıza verdiğinde modeme rest atamadığım için apartmanın içinde olan sigortayı kapatıp açıyordum.
geçen gün 2 sene önce tanıstıgım biriyle tekrar karsılastım.oturduk,muhabbet ettik.durup dururken sen çok değişmişsin ya, sakinleşmişsin, eskiden böyle değildin,daha hareketli,daha heyecanlı,hadi şunu yapalım hadi bunu yapalım,yerinde duramayan bir tiptin. şimdi şaşırmıyorsun bile dedi.sonra döndüm ve dedim ki, valla biz artık her türlü götlüğe alıştık, şaşırma duygusu filan kalmadı bizde.
Yalnızlığımı özlüyorum. insanlardan her geçen gün daha da çok uzaklaşıyorum. Daha da kötüsü kendimden uzaklaşıyorum. Ya da yakınlaşıyor da olabilirim. Bilmiyorum. En yakınlarımdan kaçıyorum. insanlara nefret besliyorum. Sebep yok. Başkalarından nefret ettiğim için kendimden nefret ediyorum. Sanırım iyi değilim. Bu kadar kötü hissetmek normal mi acaba. Ya da olmamalı. Ben normal değilim zaten. Suçlu hissediyorum kendimi. Korkuyorum kendimden ve her şeyden. Uzaklaşıyor gibiyim dünyadan. Dünya da kaçıyor gibi benden. Ya da daha çok üstüme geliyor gibi. Bilmiyorum. Sanırım dünya bana göre değil. Ne zaman bitecek bu çile. Sanki işkence. Evet bitmeli bu işkence. Lütfen bitsin. Lütfen.
ankara gibiyim; ya tutkulu bir şekilde seviliyorum ya nefret ediliyorum, arası yok.
(bkz: buddha bar) için (bkz: new age) tür dediğim de neden garipseniyor ki?
Aşık oldum sözlük. Yeşul eruğum dedi eridim bittim.
Oda arkadasimi boğmak istiyorum. Tabi arkadas denmez ona o ayri.
Insanları önce kırıyorum, sonra fazlasıyla pişman oluyorum, kavga edenler neyse çok umrumda olmuyorda, alttan alanlar varya onlar öldürüyor beni, yatağa girdiğimde düşünmekten uyuyamıyorum , ya bir insan arakıklarlada olsa tüm iş arkadaşlarıyla münakaşaya girmiş olabilir mi? Annem psikolojimin bozuk olabileceğini söylüyor , birim değiştir diyor, iyide ben arkadaslarımı seviyorum , onlarda beni seviyor , ama dilimin ayarı yok işde, Haksızlığa gelemiyorum , herkesin düşündüğünü söylemek zorunda olan kişi ben değilim biliyorum ama söylemeden edemiyorum , şu laf sokma saçmalığını bir kenarıya bıraksam iyi olacak..
Oda arkadasimin ses cikaran bilgisayarini kafasinda kirmak istiyorum. Saclarini kokunden kesmek istiyorum.

Evet. Cok sinirliyim. Daha yazardim ama neeyse.
dünyaya bir daha gelecek olsaydım onun gibi abim olsun isterdim.
1 saat önce eve geldim. duş aldım, biramı yudumluyorum. sırt çantama eşyalarımı koyup sabah yola çıkacağım.

3 saat önce gösteriden çıktım. hayatta yapmaktan en çok zevk aldığım işlerden birisini yaptım. keyiften ölüyorum. vefanın ne demek olduğunu bir kez daha gördüm, iyi insanların yanımda olduğunu gördüm. kural tanımadık bu gece. sistemin anasını belledik yaptığımız işle. mahalleye geldim, çok sevdiğim bir dostumla sokakta bira içerek dolaştık. kaç tur attık hatırlamıyorum.

1 saat önce eve geldim. duş aldım, biramı yudumluyorum. sırt çantama eşyalarımı koyup sabah yola çıkacağım.

sırtımda çantamdan başka yüküm olmasın istiyorum. türlü dertlerim var ama. hepsini tek tek aşıyorum. çevremdeki o kadar insana rağmen yine de bir başıma yapıyorum. bu kadar derdin arasında geçmişteki yaşananların kinini taşımam sırtımda. kin, yüktür benim için. imkanı yok taşımam.

geçmiş geçmişte kalmıştır benim için. nazım hikmet'in de dediği gibi "artık seninle biz, düşman bile değiliz".
izmirde çalıştığım zamanlarda birini tanımıştım. denetleme görevi için çıkmıştık o gün. bizi konteynır çadıra davet ettiler çay ikram edeceklermiş. oturduk sohbet ederken dünyadan onun telaşından falan konu açıldı. benden 2 yaş büyüktü bu arkadaş. bana bavulunu gösterdi. biraz büyükçe çek çekli bavullardan biriydi. bak dedi, benim evim eşyam varım yoğum bunun içinde. her yere taşıayabileceğim ve dünya malı adına ne varsa bu bavuldadır... gözlerine baktım anatırken en ufak bir hayıflanma ya da mutsuzluk işareti yoktu aksine çok mutluydu. o gün iyice anladım ki mutluluk=az eşya az insan.
erasmusu kazandığım halde aileme kazanamadığımı söylememdir.
Ekşi ekşi diye ağlıyorum geceleri
Ya arkadaş gerçekten kaliteli yazarların olduğuna inanıyorum. Gördügümüde takip ediyorum ama bu anca kompozisyon yazarak türkçe derslerini geçebilen cahil yetmeler neyin nesi ?
köpek almak istiyorum ama eşim izin vermiyor. ne olacak sanki yavru bi köpek alsam.
bu gece bir arkadas bizde kalacakti. Arkadasi annesi aradi ve babasinin mezartasinin yapildigini yarin sabah on gibi mezarliga gelmesini soyledi, tuylerim diken diken oldu.babamin mezartasi yapilmis yarin mezarina gidicem dedi sevincle. Ben hayatimda boyle buruk bir sevince tanik olmadim. Uzgunum.. annesini babasini kaybetmis herkes adina uzgun ve isyankarim. Dunya bok gibi bir yer, artik gitsek mi..
kötü bi' insanım oğlum ben. kesinlikle iyi değilim. evet, kimseye bi' kötülük yapmadım bu zamana kadar.
evet, kimseyi üzmek istemedim, bilerek üzmedim, sevdim, saygı duydum, gereken saygıyı hep gösterdim,
sonra sınırımı bildim hep, kendimden çok karşıdakini memnun etmek istedim ömrümün başından şu dakikaya kadar,
ortak bi' yemek yenilecekse, karşıdaki ne istiyosa onu yedim ben de, üstüme düşeni yaptım, gerekirse karşımdaki insanın
işini de yaptım. daha sonra kimseye bi' eyvallahım olmasın istedim, bi' şeyi aynı insandan iki kere istemedim hiç,
birincide zaten zorlanarak istiyorum. anneme taptım. 23 yaşında adam, şu an sarılıp uyumak istiyo kadının kollarında.
yolda gördüğüm kemikleri sayılan köpeğe üzüldüm, yemek verdim. ankara' da kışın göbeğinde kapriyle çorapsız dilenen adama
acıdım, pasaja soktum, 5 çift çorap aldım. ertesi hafta aynı adamı çorapsız dilenirken gördüm, ona rağmen üzüldüm.
en ufak duygusal film sahnesinde ağladım, izlediğim, sevdiğim karaktere bağlandım. aşık da oldum. az oldum, ama tam oldum
bence. öyle biten ilişkinin ardından intihar naraları atmadım, ilişki bitti, ama bende bitmedi, arkasından sevdim defalarca.
anısını sevdim, hatırasını. kırılgan bi' insandım, bi' arkadaşım kötü bi' şey söyledi, beni düşünmedi, ona üzüldüm kırıldım mesela.
eyvallahım yok ya, bi' kere sevmediğim adamı bi' daha siksen sevemedim. ama sevdiğimi de sürgüne göndermedim hayatımdan hiç.
işte bunların hepsini toplayınca, kötü bi' insan oluyorum ben ağzına tükürüyüm, vidamı gevşeteyim, tıpamı sıkayım.
kimseye bi' kötülük yapmadım eyvallah, ama en büyük kötülüğü kendime yaptım ben.
kendimi üzdüm, kendime saygısızlık yaptım, kendimi memnun etmedim. kötüde hollywood'um oğlum ben. bi' insan
daha nasıl kötü olabilir ?
kötü mü ? kötünün cem yılmaz'ı, kötünün araba sevdası, kötünün edebiyatı, kötünün şiiri, kötünün en güzel romanıyım oğlum ben.
imzalı göndereyim mi evine ?
boğazına düşkün bir çocukluk geçirdim dostlar. gerçi hala öyle ama hayalime bakılırsa o zamanlar baya baya kafayı sıyırmışım demek ki yemek yemekle. çocuk aklımla cennete gittiğimizde istediğimiz her şeyden, istediğimiz anda yiyebiliyor oluşumuz çok cazip gelirdi. allahım beni cennetine al derdim. ne saf, ne aç gözlü, ne malmışım.
ne boktan bir hayat kaybedenler dedirtiyor.
geçen gün çocuğun birine büyüyünce ne olmak istediğini sordum ve bana; "tır kamyonu olacam." diye cevap verdi. önce çok komik geldi ve ardından fark ettim ki hayal kurmak çocukluğun en güzel yanıymış ve biz fütursuzca hayal kuran yanımızı kaybediyormuşuz büyüdükçe.
güncel Önemli Başlıklar