bugün

sözlük bıktım artık. telefonda konuşurken karşı tarafın numarası düşmeden önce cıııt cuuut seslerini duymaktan, telefonlarımı gözüme soka soka dinlemelerinden sıkıldım. herhangi birini aramadan önce iletişim daire başkanlığı serverlarına bağlanmak istemiyorum artık. ya da illa güvenlik önemliyse şu işi çaktırmadan yapın arkadaşım ya ne bu böyle dalga geçer gibi...
düşündükçe yada çevremdeki olaylara baktıkça din konusu çok mantıksız geliyor. sadece islamiyet değil tüm dinlerden bahsediyorum. tanrı yada allah var mı yok mu hala tartışma konusu ki ben var olduğuna dair hiçbir kanıt göremiyorum ortada. ama yoktur da diyemiyorum. yani illa ki cevap vermek zorunda olsam dindar bir insan değilim derim. zaten bu şekilde de yaşıyorum. ama şöyle bir durum da var ki canımı sıkan da bu zaten. başım sıkıştığında, yani artık yapacak bişeyim kalmadığında dua etmeye başlıyorum. bu sefer de inanmadığım ve ona göre davranmadığım birşeye neden sığınıyorum diye kendimi yiyorum. bu alenen bir ikiyüzlülük değil de nedir? son zamanlarda bu beni bayağı düşündürüyor.
doğum günümü kutlayan; digitürk'e, türkcell'e, iş bankası'na ve de ttnet'e teşekkür ediyorum. seninle aynı günde doğmuş olmaktan mutluyum yasemin hadivent!
rüyalarım manyaklaştı sözlük rüyamda kendi kendime " evet şimdi rüyamda bunu görüyorum sabah kalkınca inetten bakaacğım bu neymiş" diye düşünüyorum. sabah kalktığımda ise direkt ineti açıp rüya yorumlarına bakıyorum. anlamıyorum sözlük nasıl oluyor da rüyada mantıklı düşünüyorum, rüya da olduğumu fark edebiliyorum? bir de sözlük bilinçsizce olsa kırk yılın başında rüyalarımı kontrol edebiliyorum o zaman muhteşem oluyor ya.
aklımdan bazen; seri artı oy veren melek'ini arayan yazarlardan birine '' benim o'' diye mesaj atmak geçiyor. ne güzel olurdu.. önceden itiraf ediyorum. belki böyle bir manyaklık yapabilirim. *
tek bir kelimesiyle bir anlık gaflete düşüp ona hala değer verdiğimi gösterdiğim için çok pişmanım... meğer hala bildiğim öküzmüş...
nefret doluyum... ve kin... ve öfke...
unutursam hatırlatın; ebediyen servis dışıyım artık onun için, bu da böyle biline...
itiraf ediyorum :
(bkz: #8288145)
son melodi adlı şarkıyı son bir saattir, sırf şarkının girişindeki kapı gıcırtısı sesi hoşuma gittiği için dinliyorum.
bazen çok sıkıntılı anlarım oluyor sözlük. unutma o anlarda sana geliyorum ve birkaç entry yazıyorum. birileri okuyor ve eksiliyor. ne yapalım bunda da eksileneceğim ama herkes düşündüğü şeyi yazmalı bana göre. karması düşücek deyipte susmamalı, böyle olmamalı.
efenim itiraf ediyorum itiraf edecegim bir sey yok.
hayata hep geç kalıyorum, oysa ki kimseyi bekletmem, beklemeyi de sevmem.
ders notlarım önümde dururken

survivor izlemek,
arada bkm mutfak'a bakmak,
çekirdek çitlemek,
sözlükte takılmak vs gibi bir sürü gereksiz şey yapıyorum. yarınki sınava babam girecek sanki.
bir komşu vardı serpil abla güzel bir abla idi... beni anneme şikayet etmişti...
senmisin beni şakayet eden diye arabasının önünden siteye doğru giderken anahtarla boyyydan boya çizmiştim arabayı...
ertesi günde camları spreyle boyamıştım.
bir ertesi günde pişmiş kelle gibi ona bakıp sırıtıyordum...

bir ertesi günde babamın yumruklarını hatırlıyordum sadece...
sözlük ilk yazarlık tecrübemi sende yapıyorum..beni uçuracaklar diye çok korkuyorum be sözlük..*
ikinci kez sünnet olmak istiyorum, paraya ihtiyacım var altın maltın takarlar iyi para gelir. hmm mantıklı...
çocukken gözlerimi yumar, bazen tek başıma, bazen de birini katıp oyunuma hayal kurma oyunu oynardım.

şimdilerde

yapamıyorum...
sözlük yazarlarının en son izledikleri filmler başlığını seri eksilememek için kendimi zor tutuyorum.

arkadaşım izlediğin filmi o filmin başlığında iki kelam bilgi vererek açıklasan, biz de '' aaa bu filmi çoğu insan beğenmiş hemen izleyeyim'' desek süper olmaz mı?
arkadaşın birinde honda today vardı, birkaç hafta önce almış ilk gününde düşmüştü. çocukla dalga geçiyoduk, ulan göt kadar motordan düştün, diye.
buğün yine arkadaşlarla toplandık sohbet ediyoruz, o arkadaş motorla geldi, güzelcene yıkamış, parlatmış gözümüzü alıyo.
neyse, ver bakayım şunla iki tur atayım, dedim. aldım kontağı bastım gaza. zaten limit 60 son gazla falan gidiyorum sayılır, arkadaşların yanına geldim artık, yavaşladım ibre 20 de falan, tam duracam, direksiyonu kaydırdım, gaz fren hepsine birden yüklendim bişeyler oldu ve dalga geçtiğimiz arkadaşın motoruyla onun gözü önünde yere abandım.
o değilde eğer motordan düşmüşseniz ve kafanızı bir yere çarpmamış ya da ölmemişseniz kol ve bacaklarınız acayip acıyor. *
evimizin arka balkonunda, çok rüzgarlı havalarda, ablamın kucağında oturmuş, o ulu, o kocaman, o yemyeşil kavak ağacının yapraklarını yakalamaya çalıştığımız günleri özledim...

oyuncaklarımı döküp saatlerce oynamayı özledim...

annemin koynunda güzellik uykumuza yatarken "sen benim minik kuzumsun" diye başımı okşayan annemi özledim...

camdan dışarıda oynayan çocukları izlemeyi özledim...

"orada oynamayın çiçekleri eziyorsunuz, piçlerrr" diye bağıran, hiçbir kan bağım bulunmamasına ramen kendisine babanne dediğim insanı özledim...

ilkokulun bahçesinde dona dona annemi beklediğim günleri özledim...

evde tango yapan mutlu çift görmeyi özledim...

özledim...
verdiğim bkz.ların yarısı doldurulabilir bkz.lar değil. formata uymuyorum sözlük.
itiraf ediyorum; unutmak istiyorum. Her şeyi geride bırakıp yeni bir aşka başlamak istiyorum. Ama her unutmaya çalıştığımda yine onu hatırlarken beyhude kürek çektiğimi düşünüyorum. yanlışmıyım sözlük ? Bana cevap verebilmeni isterdim..

Dumanını içime çekiyorum...
Her nefeste küllerinden bir parca düşerken yürek yangınıma,
Harlanıyor alevim...
Ve yakıyorum aşk ünitemde hayallerini,
Gözlerimden düşen her katre,
Söndürmek için umutsuz yangınımı...
Söndürdükçe ağlıyorum,
Ve dumanını içime çekiyorum...

Aldığım koku, aldığım her nefes götürürken beni senli hayallere,
Bende duman oluyorum...

Karışırken dumanlı silüetine,
Yok oluyoruz ikimiz birden,
Acımasız rüzgarla savrularak gökyüzüne...
Ve sonra, ben seni unutuyorum.

Ruhun bedeni terk etmesi gibi,
Aşkım terk ederken yüreğimi,
Nefret hançerimle öldürüyorum senli hayallerimi...
Ve yüreksiz ben.. bende ölüyorum...
inci sözlük'te de yazıyorum... *
bir buçuk senedir bu sözlükteyim, bu başlığı her gördüğümde 'sözlük yazarlarının iftiraları' şeklinde okuyorum. birkaç saniye sonra düzeltiyorum ama ben bunu hep yapıyorum...
hayatımda ilk kez ilgilendiğim bir kişinin ilgisizliği karşısında canım sıkıldı. daha önce de benzer durum olurdu ama nedense bunu kafaya takmazdım ve canımı sıkmazdı, ilk kez sıkılmış olmak canımı extradan sıktı...
sabahtan beri aklımda öğretmen marşı .. nolacak bu işin sonu ..