bugün

hani böyle faydasız, aptal, yorgun, kırgın, anlamsız, yine anlamsız olunur ya, anne gelir yataktan kaldırıp gel seni gezdireyim çık yüzünü göreyim artık der.işte yaklaşık 6-7 saattir öyleyim. aklıma olmayan aklıma, baş ağrıma, aptallığıma dahi sinirliyim. böyle dişlerimi sıkıp tırnaklarımı duvara sürtüp dikkatimi dağıtmalıyım.
Mehmet abi, küçükken sizin cama taş atıp kaçan bendim.
her şey yoluna girmeye başladı sözlük. eski halime dönüyorum. demek ki neymiş? olur olmaz her şeyin peşinden koşmayacakmışız.
okulun itiraf sayfasında kendisine hiç itiraf gelmiyor diye üzülen yakın bir arkadaşım için başkasının ağzındanmış gibi fake aşk itirafı attım. ama sonuçta mutlu oldu.
çay demleyemiyorum. çünkü demlemenin ne olduğu konusunda tam bi fikrim yok.
isterdim bi yagmurdan arta kalan koku su sarkiya sigsin.
hayatımda arkada fon müzikleri olsun istiyorum, bazen birsen tezer çalsın, bazen sezen aksu... kimi zaman efkârlandığımda neşet ertaş girsin devreye, arada da aşık mahsuni... kimi zaman da kafasına göre takılsın ve sıradaki parçayı bana yollasın.
itiraf ediyorum, ben de ellerimi yanyana getirip tuhaf hareketler yaparak Perihan teyze, Perihan teyze diye çağırırdım küçükken.
bazen hiç olmadığım bi insan olmak hoşuma gidiyor.
ulusal bir radyoda sikko bi program yapıyorum.
bu kadar mükemmel olmak zorunda mıyım?
sözlükte kadın yazar olduğuna inanmıyorum. kadın olduğunu ima etmeye çalışan yazarlara da ibne diyorum içimden.
lan hakikaten kadın varsa özür dilerim. bacımsın.
geri kalanlar halen ibne.
kaç yıldır burda yazarlık yapıyorum. bu zaman aralığında 4 tane sevgilim oldu. daha bir tanesine ben sözlükte yazarım diyemedim. nitekim yeri geliyor kızıyorsun, yeri geliyor sövüyorsun. her bokumuzu da bilmesin.

oha lan en mahrem alanım sözlük mü yani şimdi? kişiliğime sokayım.
içimde hiçbir şey kalmamış gibi hissediyorum. omuzlarımda büyük bir yük var ve beni dibe batırdıkça daha batırıyor. ölmek istiyorum. susmak istiyorum. canım çok acıyor. kendimi ifade edemiyorum. kendimi bütün acı çeken insanlarda görüyorum. gördüğüm çiftlere bakıp içten içe hem kendime hem onlara acıyorum. kendinizi bir yalana inandırıyorsunuz diyecek oluyorum ki tutuyorum kendimi. kişisel tecrübelerine göre genelleme hiçbir şeyi diyorum. öyle yani kendime acımada sınır tanımıyorum. en dipteyim.
hiç bu kadar yorulmadım. Kalbimin yorgunluğunu, bedenimin tükenmişliği ile bastırıyorum.

Perşembe den cumaya uyumadım, cumadan cumartesi sabahına 3 devriye attım, bugün de 1 devriye, 1 nöbetim var. Milletin kaçmak için türlü çakallıklar yaptığı nöbeti, düşünmek için tutuyorum. Bu gece de uyku yok. yargıların urganından asılacağım.

Bir şiir gibi her şey. Her şey kafiyeli ama, sonu hep hayalkırıklığı.
itiraf ediyorum, ilkokulda beden öğretmenime aşk mektubu yazmıştım. iyi ki de kağıt evde kaybolmuş da verememişim.
kalbim o kadar sıkışıyor ki acıdan öleceğim sanıyorum.
derdimi başkasına anlatamıyorum. Yakın arkadaşlarıma bile... Yıllardır böyleyim aq, kalp ritmim bozuldu. Ortalarda oflaya puflaya dolaşıyorum. Bugün rüyamda da onu gördüm, aşık olmamaya çalışıyorum. Kendimi zorluyorum.
biri gelse de ağzının burnunun yerini değiştirsemdir.
ve ben, şimdi sağır bir yaprak tanesiyim.sonbaharda düşen.
Önümüzdeki iki gün benim için çok zor olacak. Bu iki günü atlatır isem her şey daha kolay olacak.
Sabah olmayacak sanki.
bağırmak istiyorum çok yoruldum lütfen artık beni anlayın diye, tüm evreni inletecek bir etkiye sahip olsa sesim ve herkes beni duysa. duysa da bir şeyler değişse..
artık çok yoruldum. kalbim yoruldu, çok yoruldu öyleki kalbim 23 atmıyor. hatta bazen atmadığını düşünüyorum öylesine yokluğunu hissediyorum çünkü. beynim yoruldu bir tek cümleyi daha özümseyemez, anlatılan tek bir derdi daha önemseyemez halde..
ömrün baharı denen bir çağda bu ölmeden mezara girmiş hissiyatı da nedir? bir şeyler değişmeli değil mi, değişmeli ki o yerin yedi kat dibine girdiğim gün güzel şeyler yaşadım diyebilmeliyim yaradana. oysa bu aralar diyebildiğim tek şey o' na neden ben, beni sınama artık cümleleri oluyor. bu aralar o' nla çok iletişim halindeyim. her gözlerim dolduğunda gökyüzüne bakıp gülümsüyorum bence o mesajı alıyor. bense sadece vereceği o olumlu cevap mesajını bekliyorum..
Bu bir itiraf değildir.
Ben, bitmiş tükenmiş olan ben. Benden hayır bekleyen insanlar var. Benim kendime faydam yok bir başkasına nasıl olsun. Şu halimi bilseler kaçarak uzaklaşmaları gerekir.
Allah'ım beni nolur yanına al bir an önce. Ben eğer bu şekilde yaşamaya devam edersem sana isyan etmiş bir kul olmaktan korkarım. Gerçekten tahammülüm kalmadı artık. Biraz iman olmasaydı içimde çoktan öldürmüştüm kendimi. Yapamıyorum, acı içinde ölümü bekleyerek yaşamak zorundayım. Tabi buna yaşamak denirse.
Ben çok yoruldum.
zil zurna sarhoşum.