bugün

bugün cami tuvaletinde hacetimi giderdim. girerken baktığımda helacı amca yoktu ama içerde ellerimi yıkarken duvarda para kutusu olduğunu fark ettim. ikileme düştüm para atsam mı atmasam mı diye. ulan dedim şöyle bi sallayayım içinde para varsa ben de atarım. inanın içinde 5 kuruş para yoktu.
bazen düşünüyorum da, ben yalnızlığa mahkumum galiba sözlük.

çok insanla konuşuyorum, çok kızla tanışıyorum, arkadaşlarım var, param var, bekarım, leş bi tip te değilim ama... yalnızım yinede.

ömür boyu çimlere uzanıp hayal kurabileceğim birini isterdim, dağın başında kendi yaptığımız kulübede elektrik olmadan yaşayabilecek, rüzgarda uçan saçları gözlerime kaçıcak, canımız sıkıldığında günlerce süren yürüyüşlere çıkabileceğim, bugüne kadar gizli saklı kalmış köşeleri beraber keşfedebileceğim, akşamları ateşin başında oturup şarkı mırıldanabileceğim, aynı battaniyenin altında uyuyabileceğim birini.

birlikte en güzel kitapları yazardık, en güzel bahçe bitkilerini yetiştirir en lezzetli yemekleri o eski kazanlarda pişirirdik. yazın bir şelalenin altında yüzerdik. kendimize kürk kıyafetler yapardık. dalların ucuna yakaladığımız balıkları geçirip pişirirdik. kendi un değirmenimiz. kendi fırınımız.

kendi hayatımız, kendi sorunlarımız...

aslında modern yaşayan bir adamım. konforma alışığım. ama özüm budur itiraf ediyorum. benim ruhum hala ilkel. hayallerim ilkel, isteklerim ilkel. beklentilerim de ilkel.

bir gün bulacağım ruh ikizimi inanıyorum. ama inşallah geç olmaz sözlük. yoksa "galibalar" ın yerini "heraldeler", "heraldeler"in yerini "basbaya" lar alacak. bende alıp başımı gideceğim dağlara. tanrıyla başbaşa.
bugün şirketimi aldattım sözlük, sabah iş görüşmesine gittim. olursa var ya of ki ne of sabahlar olmasın.
normal şartlarda bir daha hiç görmeyeceğim birinden hoşlanıyorum. ona ilgimi belli bile etmiyorum ama onun fark etmesini umuyorum. işte ben buyum be sözlük.
Daha demin bir başlığa entry girecektim ama benim düşündüğüm şeyi başkası benden önce yazmış eksiledim,pişman değilim.
ben bu havayı çok seviyorum.böyle kapalı, kasvetli, yağmur ha yağdı ha yağacak gibi gıpgri renkte gökyüzü.bana tam olarak ne olduğunu anlatamayacağım ama biraz hüzünle karışık güzel şeyler hissettiriyor, hayatımda bitmesini istemediğim güzel şeyler bitince ruhum sanki bu griyle doluyor hep.böyle havalar bana yalnızlığı ve bitişleri anımsatıyor,böyle havalarda yalnız olmaktan mutluluk duuyorum.
hastanede 6 tabak yemek yiyerek rekor kırdım.
aşık olmak istiyorum sözlük. sırf eskisini unutmak için.
bazen ozellikle yazili olarak bir seyleri anlatmaya calistigimda, kufur iceren kelimeler kullanamadigim icin sanki cumlenin tam anlamini veremiyormusum gibi geliyor.

sozluk uslubumu bozdun ( lan ) allahsiz .
diyebilmeyi cok istedim mesela. ama diyemem.

bazen bazi cumleler bazi duygular bazi seyleri cok hakediyor ama ben hakettigi degeri veremiyorum/
mesela ;

bu nasil ozlemek amk?! -diyebilseydim keske.

ama kadiniz, kadin olunca, olmuyor..

edit : dedim rahatladim.

utanmis swh
kakam geldiğinde tuvalete giriyorum. Girdiğimde de kaçtığı zaman uzun uzun tuvalette duvarı seyrediyorum niye gitti diye, nerede yanlış yaptım diye.
sikiyim böyle insanların evliyatını, sikiyim böyle hayatın gidişatını. tiksiniyorum insanlardan, yaşamımdan, babamdan, işimden. bu gece sadece içip küfür etmek istiyorum, unutmak istiyorum bi gecelik olsa da. çünki biliyorum ki, yarın yine boktan hayatıma devam etmek zorundayım. ben her gün ölüyorum lan, kaderime lanet ediyorum. hiç bir şeyi değiştiremiyorum, içiyorum etrafa küfürler savuruyorum. kırıyorum dağıtıyorum etrafı, sonra aptal gibi tekrar dönüyorum eski çaresiz halime. her gün bir az daha tükeniyorum, bir az daha ölüyorum ..
Pırıl polatı rahatsız eden benim.
çırılçıplak bir yalnızlığın koynundayım.
yaklaşık 4-5 ay önce metrobüste taciz edildim sözlük. anlatayım..

akşam saatleriydi. sevgilimle beraber söğütlüçeşmeden metrobüse binmiştik. tam orta kapıdan girip, hemen solda, kapının dibinde bulunan ikili koltuklara oturduk. arkadaşım cam kenarı tarafına, ben de hemen yanına oturdum. her neyse, gittikçe doluyordu tabii ki metrobüs. yolcu ala ala, uzunçayır vs.. giderken, köprüye gelmeden tıklım tıklım olmuştu. kız arkadaşım uyumuş, ben de uyumak üzere bir halde gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum. derken saçımı biri elledi. aslında bu ellemekten ziyade ''okşamak'' olarak nitelendirilebilecek bir hareketti; fakat ben yine de bu ihtimali düşünemeyecek kadar uykusuzdum. ''kalabalıktandır'' diyerek ses etmedim. daha sonra bir okşama daha geldi. dönüp kız arkadaşıma baktığımda hala uyuyor olduğunu gördüm. yani onun yapmadığına da emindim artık. soluma, beni okşayan adamın suratına baktım. 50 yaşlarında, 1.70 boylarında, saçları ağarmış bir herifti. kendimi orospu gibi hissetmiştim, sözlük. hele adamın yaşını başını almış olduğunu gördüğümde iyice sinirlenmiştim. suratına sert bir bakış fırlatıp, yeniden önüme döndüm; artık uykum da kaçmıştı.

tam köprüyü geçtik ki, herif bir atak daha yapıp, bu sefer yüzümü ve boynumu da elden geçirdi. yüzsüzce, elini de vicdanıma koydu. göğüslerim diyorum sözlük, göğüslerim.. terli ellerini gömleğimden içeri sokmuş, avuçluyordu önüne geleni. artık öfkeden deliye dönmüştüm. adamın elini tuttum ve ''napıyorsun lan orospunun evladı'' dedim. kalabalık ayırmaya gelirken, hemen adama bir tokat attım. insanlar sormaya başladı: ''nooldu?'' diye.

''şerefsiz yaa'' demekle yetindim. taciz edildiğimi söylemeye utanmıştım. kendimi kirletilmiş hissettim sözlük. ellenmiştim artık. namusum iki paralık olmuştu. bağırışmalara uyanan kız arkadaşım da ne olduğunu sordu. ''hiçbir şey'' dedim sırıtarak. işin kötüsü, bir de insanlar bana ters ters bakmaya başlamıştı. sorulara hiçbir mantıki cevap vermemiştim. ve adamı da bir güzel tokatlamıştım. kimsenin de o adamın beni taciz edeceği aklına gelmeyeceğinden, anlam verememiş, beni belki de deli sanmışlardı.

adam çoktan arka kapıya doğru kaçmış ve ilk durakta da inmişti.

akşam eve geldiğimde kafamı dağıtmak için spartacus'ü açtım. sevdiğim bir diziydi. tesadüfe bakın ki, crassus'un oğlunun sezar'ı masaya yatırıp, tecavüz ettiği bölümdü. diziye de küfredip, kapattım. yatağıma yattım. rüyamda roma dönemindeydim. metrobüsteki adamla çadırdaydık..
Gözleri pörtlek olan insanlardan korkuyorum sözlük. Hayır büyük göz ayrıdır pörtlek ayrı. Tabi ki saygısızlık etme gibi bi' durum söz konusu olamaz da... ne bileyim bendeki farklı bir korku, çekingenlik belki.
ağır depresyona girdim bugün. yaz olmasına rağmen (okulu açılmayan hacettepelinin yaz anlayışı) bi dondurmam eksikti elimde. ne zaman dedim. ne zaman? ne zaman gerçekleşecek kalbimin en derininde sakladığım, en çok arzu ettiğim şey? ne zaman? benim sınavım, benim sıram.
haa unutmadan

bu dünyada aptalca bir hayal gibisi yoktur.
dönmek istiyorum evime, yapamam burada.
bütün gerizekalıları bir okula toplamışlar. iki sene duramam burada.
sabır allahım! dönememde eve, arafta kaldım resmen!
abimle babam fener maçını izliyorlar şimdi.. biri gs li diğeri trabzonsporlu. bu bilgi önemli değil tabi, maçı laptoptan izliyorlar ve ben babamı eline kumandayı alıp laptoptan maçın sesini açmaya çalışırken yakaladim.. hafif gülümsetti be sözlük..
bu başlıkta enrty yazılmamaya başlandığı günü beklemekteyim.
hiç bir adım atmadan adım at diyen kıza ayar oluyorum.. aşkta her şey karşılıklı gelişir, sen bir adım atarsın sonra o adım atar.. o adım atar sonra sen bir adım gelirsin.. her şey de erkekten beklenmez ki arkadaş...
itiraf ediyorum son picikan tam 7 yıldır sevgilim .

(bkz: seviyorum uleyn) :D
Başında ersun yanal'ın olduğu, Selçuk şahinin orta sahasında oynadığı, moussa sow gibi bi futbolcunun 18'e bile alınmadığı, efsane alex'in tekme tokat gönderildiği bi takımı tuttuğuma inanamıyorum sözlük.
Bu hayatta ağzınıza sıçan biri muhakkak çıkıyor. Bu eşiniz, dostunuz, arkadaşınız ve kız arkadaşınız olabiliyor... Benim başımdan geçen kız arkadaşımla alakalı. Şahsım çok sevdi hatunu lakin zat-ı muhterem sevemedi bir türlü bizi. Sevdim dedi, öyle davranmadı. Sevmiyorum dedi çok sevenden daha güzel, aşık davrandı. Git gellerimiz de oldu, kısa süreli ayrılıklar peşinden geldi. Kopamadık bir türlü...

Her defasında ben söylendim; bitmemeli, bu aşk yaşanmalı diye. Bir şekilde yine, yeniden devam ettik. Ben istedikçe kendisini geri çekti, ben yaklaşmaya çalıştıkça daha bir geri adım attı ve ben her defasında gururumu, kişiliğimi hep ayaklar altına aldım her ne kadar bunu bittikten 1.5 ay sonra farketsemde.

Bitti dedi, gitti. 3-5 gün sonra özledim dedi geldi. Ertesi gün tanımıyormuş gibi yaptı, akşamında telefonla aradı hiçbir şey yokmuş gibi konuştuk. 3-5 gün konuşmadık, iş yerinde konuştuk, dertleştik. Akşamında birbirimizin yüzüne bakmadık. 2-3 gün telefon, mail trafiği yaşadık ertesi sabah birbirimize küfürler yağdırdık. S.ktir git dedi o an için gittim ertesi gün "kapıyı açar mısın?" dedi. Konuştuk, eğlendik ertesi gün yüzüme bakmadı. Sırf necronom'la konuşuyor demesinler diye her defasında bana bir cephe aldı.

Ee diyeceksiniz burada itiraflık ne var?
Şu var; o her defasında gitti ben her defasında kal dedim ve her defasında kapımı açtım. Bu yüzden ona hiçbir şekilde kızmıyorum çünkü aptallık bende. Çok sevmeyeceksin ağa, s.kenin çok oluyor yoksa.
o kadar guzel di ki. boyle sonlandigi icin uzuluyorum. ben cok ozluyorum.
beyler bayanlar sizinde hayatin size uymadigini ve aksi gidip mal mal hayaller kuruyosaniz bendensiniz.