bugün

ey ulu sözlük. benim çok derdim var lan. hangi başlığa girsem yazacak çok şeyim var. özellikle bu başlığa. itiraf edip rahatlayacak, yazıp rahatlayacım çok şey var. ama ben bunları kendime itiraf edemiyorum ki sana edeyim be.

sevdiğim kızı seviyorum evet, sevmesem sevmem demem. ama hiçbir çabam yok, üşeniyorum. seviyor muyum sevmiyor muyum bilmiyorum ki. neyini yazayım sana.

bir an oluyor "gel lan" demesini bekliyorum. bir an oluyor "tamam bitti, arama beni" demesini bekliyorum.

ahanda kesin olan tek birşey var. bak kendime itiraf etmekten korktuğum ama sana söyleyebileceğim birşey;

ben bu kızı sevgili olarak görmüyorum. ben bu kızı evlenecek kız olarak görüyorum.

neden sevgili olarak görmediğim ise çok farklı ya. ben 25 yaşında doğru düzgün seks hayatı olmayan bir insanım. ya aklım ister istemez oraya gidiyor. herşeyi yaşayamadan evlenmek bana biraz eksiklik gibi geliyor.

mesela şu yaşıma kadar çeşit çeşit kız ile birlikte olsam, çıksam, etsem felan şu anda bu düşüncede olmazdım eminim.

Beni çok seven birisi var ama ben "yaşayamadıklarımı yaşamak için" ondan uzak kalmayı seçtim. bu kendimi düşündüğüm için değildi lan. ileri de ona "ulan senin yüzünden gençliğimi yaşayamadım bee" dememek içindi. onu düşündüğüm içindi. alkol yüzünden çok çektiğinden, ben de alkol kullandığım içindi.

benim için canını verecek bir kız için ben alkolu tercih ettim, çünkü benim ileride alkolü bırakma ihtimalimin ne olduğunu bilmiyordum, kestiremiyordum.

Bu nisan ayında askere gidip bu amına kodum meretinden ebediyen kurtulup beni çok seven kızla beraber olmak istiyorum.
Insan inanmak istiyor birine.
dalgınlıkla yanlış mesaj atmak kadar kötü bi duygu yok. hayır amk bide bilerek yapmıstır diyceni bildiğin birine gittyse o mesaj.
gecen gün sigara ictim ve ölüyorum zannettim. masayı falan yakmışım, midem bulandı, başım döndü ve ağrıdı.. bayılıyorum sandım can havliyle bi agrı kesici alıp yattım tabiki sigarayı bırakma kararı aldım. sigaranın benim kadar dokunduğu ikinci bir kişi daha olduğunu düşünmüyorum.. *
fatihintakendisi ni gördüğüm yerde eksi veriyordum...ama artık tövbe ettim adam fenerbahçeyi yaşıyor aga...şaka değil lan adamın hayatı bu bulaşmayın herife yemin ederim çeker vurur.
erkeklik barda eli omzuma değdi diye adam dövmek değil, erkeklik bakire olduğu için sevgiliyi terk etmek hiç değil, erkeklik küfrü ağzından düşürmemek değil, erkeklik siyah giyinip küpe takmamak değil, erkeklik Esrar içip alkolik olmak ya da günde iki paket marlbora içmek de değil.
Erkeklik sana en ihtiyacı olduğu anda sevgilinin elini tutmak lan. sana döktüğü içini paramparça etmek değil.
gözlerine en son baktığımda şunları söylemiştim; " ben sana sarılırken ölmek istiyorum. "
dengesizim. örnek verecek olursam akp'ye oy veren kişilere karşı chp'yi , chp'ye oy veren kişilere karşı ise chp'nin boş bir parti olduğunu savunurum.

hatta dini inançlara saygımın sonsuz olmasına rağmen bu yapımdan dolayı, alevi arkadaşlarla tartışırken alevilerden başbakan yahut büyük bir devlet adamı çıkmamasını istediğimi söylemiştim. oysa normal olarak sorulsa çıkabilecekse çıksın derim.

biriyle ortak bir kitap okuduk mesela. kitap hakkında konuşuyoruz. o kitaba iyi derse ben kötü derim, kötü derse iyi derim.

böyle de saçmasapan bi huyum var işte sözlük.
birkaç sene önce çok ergendim lan.. bilmiyorum ne değiştirdi beni ama şuanda tamamen farklı bir konumda olduğumun farkındayım. neresinden başlasam bilmiyorum; sözlüğe de aylardır girmiyordum zaten. önceki hayatımda şuyken şimdi bu oldum vs vs hikayelerine girmeden kısaca özetleyeyim.
-özlemenin aslında can acıtan değil güzel anıları akla getirip fazla takmayınca aslında gülümseten birşey olduğunu öğrendim.
-kadınlara saygı duymayı öğrendim. yaşıtım tüm bayanlara karşı oldukça kibar davranıyorum artık. kafasına silgi atıp 'seni seviyorum uleen' deme yaşımız da geçti malum.
-kalıcılığın aşkla değil karşılıklı saygı, sevgi, hoşgörü ve tahammülle olacağını fark ettim.
-büyüdüm sanırım.
-aslında değer vereni sevmem gerekeni, güvendiğini hissettirene güvenmem gerektiğini öğrendim.
-elimdekiyle yetinmeyi, fazlasını da ucundan yakalamayı öğrendim.
-bir insanın 480 km uzaktan beni nasıl mutlu edebileceğini öğrendim.
-kadınlar tarafından büyütülmüş bir erkek nesli olarak ihtiyacımız olan tek şeyin annelerimize çok benzettiğimiz başka bir kadın olduğunu öğrendim.
-bunların büyük bir kısmını son birkaç ayda yıllardır beklemiş gibi olduğum bir kadından öğrendim. ve dedim ki;

jamiryo.

işte bi adam olmayı öğrenemedim. 2 dakika ciddili konuşamıyorum hala.
bazen bana küçük süprizler yapıyor bu sözlük. ürkütücü oluyor bazen de.

bu aralar dilime ölümü çok taktım .

sürekli yaağ tamam ya anladık geziyoruz eğleniyoruz aşık oluyoruz terk ediliyoruz gülüyoruz ağlıyoruz . anladım hayat neymiş. ama sıkıldım. yeter ben daha fazla mutlu olmak istemiyorum daha fazla acı çekmemek için gücüm de yok.

hadi gelsin azrail. hadi uyurken kalbim dursun hadi otobüs kaza yapsın bir ben öleyim deyip duruyorum. duruyordum.

yaşamak ciddi bir iş demiş ya nazım. ne doğru.

ölmek de öyle .

sevgilinin ölmesi geldi önce şükelada. sonra anne...

baba...

defne joy bile çıktı...

sonra bu ne ya dedim içim karardı. tabi hala ölüm , ölsem düşüncesi kafamda.
devam ettim, başka bir şey çıktı oh dedim bir söz okudum başlığı hatırlamıyorum.

damdaki deliye aitmiş. yaşamayı iyi bilirim 26 yaşındayım hala yaşıyorum gibi bir şey...

ne anlamlı söz dedim ne güzel konuşmuş.

iş bu ya , devam ettim şükeladan. ve damdaki delinin nickaltından bir sayfa açıldı.

ölümünün ardından yazılan ve şu an dolan gözlerimden yaş akmasına sebep olan bir yazı.

vefat eden yazarın ardından duyulan acı onu anlatan ve buram buram özlem kokan yazı.

ölüm ya ötesi yok berisi yok.

çaresi yok.

acısı katlanılmaz , alışılmaz...

annem dedim ya babam kardeşim. dostlarım...

hadi sevgilileri siktir et onlar ölmeden de ölü taklidi yaptılar zaten terk ederken dedim.

henüz 19 yaşındayım. evet yorgun hissediyorum evet bazen 3 çocuğuyla sokağa atılmış gibi de oluyorum . benim de yaşanmışlıklarım ağırdı.

sonra düşündüm . yaşamalısın joje. ölüm seninle yaşamak isteyene kadar yaşamalısın.

ve ölüm seni çağırmadan , sevgili tribine girip asla onu aramamalı mesaj atmamalısın.

damdaki deli... senin de mekanın cennet olsun...
Kafam çok karışık. Ne zaman bir şey düşünsem bir ses beni yanıltıyor. Yapmayı düşündüğüm şeyin aksinin doğru olduğunu iddaa ediyor.
internette dolaşan kamera karşısında mal gibi dans edenlerin videolarını izlerken hep düşünürdüm bu insanlar ne iş yapar, nerede otururlar nasıl hayatları var diye. dün akşam eve giderken apartmanın 2. katına gözüm çarptı 15 16 yaşlarında ki bir kız elinde sarı temizlik bezi bilgisayar ekranın karşısında dans ediyor. durup onu izledim hayda hobba diye bağırarak dans ediyordu. eve gittim yaktım bir sigara anneme burada taşınalım mı dedim yok dedi tabi.

edit: unutmuşum sözlük bu olayı yaşadıktan sonra kardeşimin odasının kapısında one direction çıkarması gördüm, anneme bağırdım '' bu ne böyle'' diye teyzemin kızının çocuğu yapıştırmış kardeşimle olan bağlarımı koparmayı düşünüyordum ufaklık yapıştırmasaydı. *
hala bkz vermeyi öğrenemedim. kaz kafalıyım galiba.
itiraf ediyorum sözlük. yıllar önceydi, o zamanlar msn vardı düşün artık. ilk mailimi aldım internette geziyorum surf yapıyorum hatta. surf'le chatin farkını bile bilmeme rağmen. velhasılı msn'de sınıftaki arkadaşlarımla görüşüyorum sanki sabah görmemişim gibi. çok geçmemişti bir ya da iki gün birisi eklemiş mail adresimi kim olduğunu da bilmiyorum abidik gubidik mailler vardı o zamanlar deathangel@hotmail.com, theknightoftheworld@.. filan anladınız işte yani kimin kim olduğunu bilmiyoruz ki. ekledim kimsin filan diyorum ben bilmem ne ee dedim beni niye ekledin. sonrası diyalog gelsin:

-cami açsana
+ cami mi niye açıyorum ki (içimden diyorum kim lan bu aha da sapık biri karşı apartmandan görüyor da camı açtırıp bişi mi diyecek)
- cam cam açsana
+ açmıyorum cam mam (ne açcam lan kesin sapık bu)
- (ana avrat küfürler)

zavallı ben hayatımda ilk defa duyduğum küfürleri görünce gözlerim yuvalarından çıkarcasına adamı nasıl sildim nasıl engelledim attım kendimi dışarı. nitekim daha sonraları da öğrendim cam dediği bizim evin camı değil camera'ymış. işte o an onu öğrendiğim an o herifin bana küfretmesinden daha da dumur oldum. salaklıkta doktora yapmış bir dönem.

not: eklemesem mi entry'yi diye kendimle savaşıyorum ya!
ne zaman buluşsak yağmur yağıyor diye bu bozuk havalar seni hatırlatıyor sanıyordum; aklımdan bu yüzden çıkmıyorsun diyordum kendimi kendime savunurken. ama bugün hava açık ve güneşli. ve sen gene... ve halaa... bak halaa...

- ve ötekinde kayıp giden yıldızlar laaa la...
"farkinda miydin nasilda sana
ben bir zamanlar........
bosver aldirma"
kendi öz kızına erkeklik yaptığını zanneden baba orospudur. kansızdır. şerefsizdir. götün yiyorsa o bıçağı bana çek cesaretini siktiğim. sen gibiler erkek diye dolaşıyor ya etrafta, toplayıp sikmek lazım alayınızı. o zaman anlarsınız erkeklik neymiş, nasıl olurmuş diye.
tanım: ancak kendi kızına gücü yeten orospu kılıklı adamlara ithaf edilmiştir. senin erkekliğini sikeyim ben.
sanırım sözlük kariyerim doğal sınırlarına ulaştı. iyi kötü hiçbir değişiklik yok günlerdir. Gerileme dönemi ile yakında sizlerle... (ha bence de olmasın orası ayrı)
kalın çerçeveli gözlük takan kızlar var ya ha işte onların sevin lan üzmeyin. çok tatlılar.
pastanede garsondan vodka istedim.
bugün gördüğüm uzun saçlı telli tacı olan çocuk çok tatlıydın yaaa.
meslektaşım ( ona böyle hitap etmekten nefret etsem de) öğrencilerine ( orta okul 2 ) kendi adına hayran sayfası açtırmış. "bakın beni ne kadar çok seviyorlar" diyor. ya sabır! ya sabır!
son 2 saattir yutup'da deliler gibi harlem shake videosu izliyorum. Hayır hala da sıkılmadım aksine benim de birkaç kişiyi toplayıp yapasım geldi. Yarın en kısa zamanda bir doktora görünmeliyim. Üşüttüm galiba.*
birinin hayatına öyle insanlar girmeli ki... bırak dostumu kardeşim diyebilmeli değer verdiği insana. kardeşe geldi mi hassas noktaları bilir dokunmaz, acıtmaz. ya da yanlışlıkla acıttığında kendi daha çok acır. belki bir kere kırar, belki iki kere ama defalarca olduğunda insan dönüp bakar geriye. ve mutlu olması için kendinden taviz verdiği insanlar defalarca, umarsızca yakmıştır canını. ve sonra anlarki boşa geçmiş, yapayalnız geçmiş koskoca bir ömür. ve sonra hatırlar, necip fazıl ne de güzel anlatmıştır derdini."yalnızız yalnız; beşikten tut mezara kadar yalnız... / ülfet; yalnızlık madeninde parlayan yaldız..."
aklıma nerden geldi bilmiyorum ama bundan ta 2,5 yıl önce lisedeyken fena bir aşk acısı çekmişliğin ardından arkadaşımla aynı serviste olan bizim okuldan bir kızı beğendiğimi söyledim, tanışmak istediğimi söyledim, o da kıza "bizim sınıftaki xx çocuk senden hoşlanıyormuş(ne hoşlanması gerizekalı sadece beğendiğimi söylemiştim ama neyse), tanışmak istiyormuş" demiş. kızda olumlu cevap vermiş konuşalım demiş. sonra kıza ben daha bir şey yazmadım bir süre, face'de durumlarımı beğeniyor beni görünce hafif bi heyecanlanması oluyor, naif bakışları oluyor, yani anladım onun da beni beğendiğini. neyse kız beni reddetmediğinden olmalı kıza hemen yazmadım konuşmadım konuşalım dediği halde bu bakışlar heyecanlanmalar bir süre devam etti, tabi eşşek kafalı ben belki de sırf kız hemen olumlu cevap verdi diye ağırdan aldım işi. dediğim gibi bir süre geçti böyle sonra ne öğreneyim. kız liseden beri en yakın arkadaşı, 3 yıldır yediği içtiği ayrı gitmeyen çocukla çıkmaya başlamış. sonra kafamı yerden yere vurdum ama nafile eğer ben elimi çabuk tutup kızla konuşmaya başlasaydım muhtemelen çocuk kıza açılmayacaktı kızda ona karşı birşey hissediyorsa benimle ilişki yaşayıp onu arkadaşlıktan yukarı çıkarmayacaktı...

neyse bu bana bir ders oldu, elini çabuk tutma dersi bundan sonra 3 kızla ilişkim oldu üçüne de 2 hafta içinde açılıp tavlamıştım. onunla eşdeğer güzellikte olanlarla da çıktım ama onun yeri hep bi ayrı kaldı çünkü onunla ilk defa uzun bi ilişki yaşayacağımı tahmin etmiştim her önüne gelenle takılan motor bir kız değildi, eğer o zaman elimi çabuk tutsaydım belki de hala sevgilim olacaktı...ama hayat bu belki yeniden onun gibi biri çıkar karşıma ama bu sefer hemen konuşacağım bir musibet bin nasihattan yeğdir hesabı...

işte arada aklıma geliyo böyle şeyler kimseye itiraf edemiyecek olduğumdan burada yazmak rahatlatıyor insanı iyi ki varsın sözlük. teşekkürler ssg ve zall.