bugün

insanları ekmeyi çok seviyom lan. son anda buluşmaktan vazgeçiyom falan. zevkli valla deneyin.
Böyle bi cenabetlik görmedim. ilk defa, bak ilk defa diyorum. camın önüne bira koydum. dışarıdan benim giyimime benzeyen; beyaz sweet, kadife mavi gömlek, açık turkuaz pantolan giyen bi ipne geçti. babam odama geldi, perdeyi sıyırıp camdan beni bana gösteriyo. lan sen sandım diyo. önünde 3 şişe var. odada 4 pencere var, açtığı pencere en ücra köşede, ulaşması en zor yerde. lan ızdırabını sikeyim ya... içmeme birşey demezler normalde, dün çok içip eve kız getirdiğimden kızgınlık vardı. saklayarak takılayım dedim. öyle işte.
Baletlerle hep dalga gecmistim. Salagin onde gideniymisim. Bir baletten hoslaniyorum suanda. Ben bile kendime inanamiyorum.
çok fazla yaşadığımı düşünüyorum. bence çocukluktan sonra hayat boka sarmaya başlıyo. çok klişe olacak ama insanlar gerçekten masum değilmiş onu öğreniyosun. ufacık beyinlerinde hepsi seni sikmeye çalışıyo ve sen kendini aşağlık bi insan gibi hissetmeye başlıyosun. ya sende içten pazarlıklı olacaksın yada sktir olup gideceksin diyorum kendime içimden. bu ara sadece müzik dinleyip sözlüğe takılıyorum. burdan daha güzel görünüyosunuz böyle kalın.
öyle sıkıldım ki sözlük. sıkılmadım da, hepsini bir arada düşünüyorum. ne diyalektikmiş arkadaş aklımı aldı be. yazık değil mi bana ya
ııı çikolata mıı? diyen türk kızı aptal nedir sorusuna verilecek tek cevapsın senden nefret ediyorum.
hukuk fakületesi hakkında ileri geri konuşan insanları cimciklemek istiyorum..
herkesten kaçıp buraya sığınıyom lan. insanların entrylerini okuyup onları yorumlamak, yeri geldiğinde onlarla taşşak geçmek çok hoş oluyo. ya da solda birden bi şarkı upluyo denyonun biri alıyo götürüyo beni eski aşklara ya da deli maceralara bi anı sörfü yapıyorum o anları tekrar yaşıyorum anlıyo musun? ya da benim gibi düşünen birilerini görüp yapıştırıyorum pm'i. iki onla gülüp eğleniyorum falan. günler böyle birbirini kovalıyor. yaşlandık ölecez hala sözlük bea.
çok iyisin sözlük.. sarılasım geliyor sana bazen bir dost gibi.
bir saat önce ihtiyar bir adam kapının önünden geçiyordu bastonuyla. önce uçan tekme attım, ardından bastonununu alıp defalarca bacaklarına vurdum. oğlum neden böyle birşey yapıyorsun dedi. bastonunu yere atıp cevap vermeden uzaklaştım.
küçükken tsubasa'yı izlerken her "brezilya" kelimesini "bi rezil yer" olarak algılıyordum.
23 yaşında ergenlik dönemime geri döndüm zaar, atarlı ergenler gibi tavırlar, aileye isyanlar çok fenayım çok kendimden soğudum amk.

http://www.youtube.com/watch?v=RBN7wyNWgpw

dıdıdıt lanet olsun bu hayat lanet olsun bu sevgim.**
sinirden kendimi öpesim var hemde çok...
çalıştığım bara gelen arkadaşımın o gece tanıştığı kızlara (ikiz) beni gay olarak tanıtmasının ardından eve gidilir (ben yokum, gayım ya o sebepten). kızlar odaya geçerler ve hazırlık yaparlar. o ara evin kedisi gelir ve bizimkine sürtünüp mırlamaya başlar. kedi sırtüstü bizimkine yavşarken bizimkide eline geçen kalemle kediye minik dokunuşlar yapar. amaç eğlenmektir fakat! kızlar durumu görüp bizimkini kovarlar.
(bkz: allahbilerazıolmadıoğlum)
viskiyi şişesinden içiyorum keyfi hiçbir yerde yok!
5. nesil ve sonrasında gelen nesillerdeki 20 bin 30 bin 50 bin entrysi olan yazarları feci işsiz buluyorum.
istiklal'e yürümeye gittiğim zamanlar baya yürürüm ben. aşağı yukarı, sürekli olarak böyle. yürürken şey yapıyorum, diyelim en aşağı gittim; zuhal'in oralara filan, orda durup telefonum çalmış gibi yapıyorum. "yukarda mısın? tamam geliyorum." diyorum yüksek sesle. sonra dönüp yürüyorum geriye.

durduk yerde löp diye dönerek geriye gitmek istemediğim için.
Koyu gri bir itiraf...
itiraf ediyorum yıllar yıllar önce kız çocuğuğuyum diye beni hiç bir oyuna almayan, beni ezikleyen saygıdeğer çarşı mahallesindeki arkadaşlarım, abilerim siz eve yemeğe gidince ayakkabılarınızın içini iğrenç balçıkla dolduran bendim hepinizi çok iyi tanıdığım için evden ne zaman çıkacağınızı da bilirdim tam siz ayakkabılarınızı giyerken ben de sizi izlerdim de siz beni göremezdiniz farkında olmadan çok eğlendirdiniz beni burdan kucak dolusu teşekkürlerimi sunuyorum sizlere...
Pişman mıyım hiç değilim yine olsa yine yaparım..
bugün benim doğum günüm

ne sarhoşum, ne yastayım.

bir garip yurt odasında

browni yiyerek yatmaktayım.
ben sevmesini bilmiyorum heralde. kimi sevdiysem bana düşman oldu.
öğrenci işlerindekilerin gülmedikleri her saniye için prim aldıklarını biliyor muydunuz? bilmiyodunuz, çünkü ben uydurdum, ama olabilir yani...
cahilden kaçarım. yarı cahilden korkarım.
güzel insanlara sevgiyle bakarım, çirkin insanlara hayranlıkla...
yaratanın varlığından şüphe etmem, allah'tan korkmayanlardan korkarım.
politik insanları ve çıkar ilişkilerini anlayamam, anlamaya da çalışmam; kaçarım.
Söylemimle eylemim arasında fark yoktur.
Batıyı da doğuyu da yaşadım. Yıllarca...
Bazı bakış açılarımdan ötürü yanında olduğum kişiler yoktur. Yine de fikir alış verişi yapmayacağım anlamına gelmez.
"Din, dil, ırk" ayrımına, aynı ümmetin çocuklarının birbirlerini vurduğu ülkede "ırk" kavramını karıştırmam. Bu ülkede sadece "din, dil" ayrımı yapmam.
sıklıkla faşist damgası yediğim doğrudur lakin bilen bilir, içi boştur.
Bu ülkede yüksek gelirliyle orta halli, orta halliyle düşük gelirli sınıfındaki insan arasında uçurum olduğunu bilirim.
Bu ülkede yüksek gelirlinin canı isteyince, orta hallinin senede 1 hafta tatil hakkının olduğunu, düşük gelirlinin de bu iki grubun tatilinde hizmet ettiklerini bilirim.
Bu ülkede düşük gelirlinin yüksek gelirliye "zengin" diye, yüksek gelirlinin düşük gelirliye "fakir" diye hakaret ettiğini, düşük gelirlinin orta halliye "memur" diye imrendiğini, yüksek gelirlinin orta halliye "memur işte" diye burun kıvırdığını bilirim.
Bu ülkede insanların kimliklerinin mesleklerinin önüne geçtiğini değil, mesleklerinin kimliklerinin önüne geçtiğini bilirim.
Bu ülkede Başbakan televizyonda konuşmaya başladığı zaman sesini açmak yerine kombinin kısıldığını bilirim.
Çok konuşurum, iyi de dinleyiciyim. Dinlemeyene de dinletemeyene de tahammülüm yoktur.
Bireylerin düşünce ve ifade özgürlüğüne duyduğum saygı, kendime duyduğum saygıyla eşdeğerdir. Saygının bireyler arasında sonradan kazanılan bir olgu olduğuna inanırım. Bir insana saygı duyacaksam söylemlerine ve eylemlerine bakarım.
"Bir" olduğumuza inanırım, yaratan ve yarattığı her şeyle. Ama bilerek ama bilmeyerek aksini düşünen her bireyin doğaya ve hayvanlara saygı duymayacağını bilirim. Ve yine bu bireylerin insanlara kazanılmış saygı duymayacağını da.
Keşkelerim yoktur, geleceğim için endişelenmem. "An"ı ne kadar "an"da yaşarsam, geleceğimin o denli iyi şekilleneceğini bilirim. ilahi akışa güvenirim.
Materyalizm ile Realizm'i karıştıranlara bıyık altından değil, göstere göstere gülerim.
Art niyetli değilim. Olduğumu varsayarsanız değil, varsaymayın isterim.
Karanlıktan korkarım.
Takıntılıyım. Aralık kapılarla aklımı bozmuşluklarım vardır.
Şüpheciyim.
Ayrıntıların yoluma ışık tutmasına izin veririm.
Dik başlıyım.
Gerçek sanıp günlerce etkisinden kurtulamadığım rüyalarım, rüya sanıp günlerce etkisinden kurtulamadığım günlerim var.
Hayallerime tutunurum, hayallerime inanırım, hayallerimi yaşarım.
Kimseyi ilahlaştırmam.
Kaliteli müzik ile kalitesiz müzik arasındaki farkı bilirim, ikisinin bir arada dinlenmeyeceğini de. Dinleyenin özünde ne olduğunu da.
insan severim. Fakat her sevdiğimle yan yana, dip dibe olmam.
Mavi bir kuşum var. Bukowski’den bağımsız. Mars...
Günün yarısını onu izleyerek geçiriyorum ve konuşarak.
insanları da onu izlediğim gibi...
Sonuç mu?
Çok da bir halt olmadıklarını anladım.
Çok da bir halt olmadığımı anladım.
korkmaktan korkuyorum sözlük birkaç gecedir uyuyamıyorum bu sebepten.:(
piçlik değil mi demin gittim eskilerden yazdığım bir entrymi sildim amk. *

baba24 adlı yazar 77777. itirafı yaptı diye çok mutlu olmuştu, dayanamadım amk. * artık siksen bi daha 77777. itirafı kendisi yapamaz. anca biri entrysini canlandıracakda ohooo. yıh yıh yıh. şimdi gönül rahatlığıyla yatabilirim.
yaşasın kötülük...

sognefjorden şimdilik hayırlı olsun 77777. *
hani tanıyacaktık birbirimizi, hani anlaşmıştık, hani 'yüzüme de söylersindi' ne zaman görecem ki güzel yüzünü