bugün

hayatıma bundan sonra insanları kolay kolay almayacağım.
çevremdeki insanlar, yaşadığım yerler, gördüklerim sabit olmayacak. acısını çekeceğim, gitme ihtimali olan şeye bağlanmayacağım.
ben bi sürü aşk yaşadımda kendi içimde, karşılıklı olarak çok az yaşadım işte asıl koyan budur. şuan ölüp gitsem adam gibi şöle ballandıra ballandıra bir aşk yaşayamadım diye üzülürüm.
bir bardak süt için inek beslemek mi?
-asla
sadece yüzüma bakıp bir iki dakika benimle konuşması ufacık bir tebessümü belkide beni ona çeken yada tatlı tatlı konuşmasımı demeliyim bilmiyorum bilemiyorum. şuan karşımda oturmuş ezeli izliyor ve ben karşısında çaktırmadan onu kesiyorum yüzüne bakıyorum o beni görmüyor yada gözü bemi görmüyor. aklım zaten ona akmış ya kalbimde giderse hem yakın hemde uzak bir şekilde nasıl devam ederim bilmiyorum...
sadece bir kere aşık oldum ve terkedildim. o yüzden bir daha hiç aşık olamayacakmışım gibi hissediyorum. çünkü hala seviyorum.
"gardım düşüyor, tutamıyorum, bakışların çarpınca bana"
Ama yinede insan soruyor kendine,

Bu yazık hikayenin neresindeyim?
kendime ve hayata dair doğru bildiğim ne varsa sallantıda. felaketim olursun, ağlarım.
Seviyorsan neden gittin,
Sevmiyorsan neden geldin?
hiç aşık olmadım, nasıl bir şey bilmiyorum.
çok fazla ilişki çok az aşkın olduğu bir şehirdeyim sanırım.
(bkz: istanbul)
Deli gibi seviyorum.
o bana, ben ona aşığız. Mutlu mesut geçiniyoruz.**
yorgunum sözlük çok yorgunum...neye ve kime olduğunu bilmesemde yorgunum...
(bkz: inception izleyip ruyanız hayrolsunu aramak)
2000 senesi haziran ayında liseden mezun olduğumuzda 11-B sınıfı olarak tekne kiralayıp boğaza açıldık.

kendisine bir türlü aşkımı itiraf edemediğim aynur'da o teknedeydi. şişman sevgi ile güzeller güzeli esmer aynur sohbet ediyorlardı. vedalaşmak için yanlarına gittiğimde onlar dönemin popüler programı olan biri bizi gözetliyor karakterlerini tartışıyorlardı. kendisine 3 eğitim yılı boyunca itiraf edemediğim aşkımı o andan sonra hiç edemeyebilirdim. bir daha hiç görüşemeyebilirdim. sohbetlerini kestiler. aynur'a veda konuşmamı yaparken kendisine övgü dolu sözler sarfetmeye başladım. hiç hız kesmeden lafımın sonuna ekledim "3 yıl boyunca iyi bir arkadaş olamnın yanında aşkı tattırdığın için bendeki yerin ayrı olacak." dedim. aynur sevgi'ye baktı sevgi aynur'a. bir süre sessizlik oluştu aramızda. ben ise sigaramdan derin bir nefes çekip ufka bakarak "nar-ı hicran ateşi suzandır" dediğimde zannettimki omzuma başını koyacak.

aynur bir süre düşündü ve sordu; sen eraycı mıydın yoksa melihçi mi?
dünya yansa umrumda değil...sadece seni çok ama çok seviyorum.
(#10987390)
hayır sözlük itiraf falan edemem sadece 2 kez gördüğüm birine aşık falan olmadım ben. tamam çogzeldi. tamam içim kıpraştı ama yok cık. yoksa?!
iki arada kaldım. ne yapacağımı bilemiyorum. birine kalbim onay veriyor, diğerine aklım. yani olmuyor..
Alıştım yalnızlığa , varlığın yokluğun bir.
Önceleri de böyleydi zaten , olsun yine de sevdim seni hala da seviyorum.
Kime ne.. Adı lazım değil kod adı ; werwe
hiç bir cümlenin ikna edemediği yüreğimi,
kocaman bir diş gibi sancıtan sadece benim bildiğim bir sevdam var.
Çok seviyorum, çok,çok seviyorum ayrıldık. Aşığım deli gibi ayrıldık. Sebep? "Beni gerçekten seviyor musun, anlayamıyorum, çok terssin" Ulan ben senin için iki aydır hiç kullanmadığım saati, günü, ayı kafama kazır oldum. ilk kez planlı yaşamaya başladım. Sadece konuşmak için kullandığım telefonu yanımdan ayırmaz oldum. Hiç toplamadığım odam deterjan kokar oldu. Hiç bağlanmayan bedenim müptela oldu. Sonuç "Benim için hiç bir şeyi değiştirmiyorsun hayatındaki" Can Dündar dememiz boşuna "Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne. O olmazsa yaşayamam demeyeceksin"
(bkz: doğmamış çocuğa mektup)
vazgeçtim aşktan.
evet sözlük ilk görüşte aşk vardır ve onun da dediği gibi tesadüf diye birşey yoktur.