"Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar. Sonra, tabiat ne emrederse, o olur. Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir."
hiç bir şey.
gölge etme başka bir şey istemem denebilir.
senin ben amına koyayım, bi sus artık kafamı siktin, zaten konuşmuyon resmen ağzından sıçıyon pezevenk, mantığı sikeyim senin. Ve daha fazlasıdır, ama söylenmiyor aliminyum.
çok seviyorum lan seni... keşke bir bilsen bir anlasan. bir gün gideceksin diye, sevmeyeceksin diye ödüm kopuyor ödüm!
insanlar kelimelerime dokunamıyorlar. Onları yakalayamıyorlar.
seni her şeyden herkesten çok seviyorum.
anahtarı içki olan ve söyleyeni pişman eden sözlerdir.
Dişe takılmış pul biber, gözde oluşan sümüğümsü pislik, burundan sarkan kıl, saçtaki kocaman kepek ve niceleri. .
arkanı dönüp, uzanır mısın şuraya?
(bkz: hayır)

bir söylesem kendim hiç zor duruma düşmeyeceğim karşımdaki insan için. kıymet bilmiyorlar çünkü...
bir söylesem yumuşak yüzlülüğümün yarısı uçup gidecek ve insanlar tarafından kullanılmaya hazır bir meta olarak görülmekten feragat edeceğim belki...
Dip boyan gelmiş.
ayıplanmaktan korkulması garip karşılanması şüphesi nedeniyle içe atılan saçmalıklardır.
Kelimelerin ruhunuzu anlatmada kifayetsiz kaldığını anladığını an.
diş arasına sıkışan kelimelerin karın doyuramadığı sözcüklerdir.
kelimelerin ağzında asılı kalmasıdır.
kibarlıktandır, boş ver kardeşim onun seviyesine inme demektir kendi kendine. içimde durup şişeceğime söylerim ben ne yapayım o sözü hak etmeseymiş.
genelde söylenmesi gereken anda akla gelmeyip daha sonradan da beyni yiyen sözlerdir.
içimizde patlayanlardır.
"söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil"
(bkz: fuzuli)
bazen çok pis sövesim geliyor aq! Gerçi zaten sövüyorum.. Vay aq.. Bu kafayı hiç sevmiyorum! işte bunu isteyipte söyleyemiyorum.
öndeki arabayı takip edelim.
beni bırakın, bensiz devam edin.
+kaptaaaan! arka kapı!
seni görünce kalbim nasıl çarpıyor anlatamam.
ukte kalırlar.
genelde her insanın yaptığıdır. karşındaki kişi kim olursa olsun baban, amcan, sevgilin, annen, kızın, oğlun, arkadaşın, amcan, halan, teyzen her neyse işte. bunların genelini düşündüğümüzde her ne olursa olsun akla ilk gelen söylenmez. önce kafada söylenecekler ölçüp tartılır ondan sonra söylenir. birisini ele alalım mesela.

yolda gidiyorsun arkadaşına rastladın acelen var.

+aaa merhaba naber yaa iyimisin. (ulan şerefsiz ne zamandır aramıyosun insan bi arayıp sormazmı beee)
-iyiyim yaa senden naber. (offf nerden çıktı bu geveze şimdi acelemde var.)

bu kaçınılmaz herkeste olan bir şeydir. atıyorum çok palavracı bi dayın vardır. sana bir şey söyler ona hiç bir zaman langırt diye "offf dayı amma palavracısın sanki tanımıyorum seni" diyemezsin. belki patavatsız bir kişilik olarak tanınıyorsan yapabilirsin. ama onun dışında "anladım dayı. hayırlısı bakalım iyi yapmışsın" falan gibi geçiştirmeler olur. hadi herkesi geçtim abi insan sevgilisinede mi aklına geleni hemen söyleyemez. bu hatun yada erkek her neyse işte senin özelin, her şeyini biliyor senin. ne diye kaçınırsın. eğer söylenirse tartışma kopar çünkü. düşünsenize, siz hiç sevgili bir şeyden bahsederken böyle küt diye lafı yapıştıranını gördünüzmü. aslında kibarlık denen şey bunu gerektirir. ama insanların empati kurmasını geliştirir belki böyle olması. hadi sevgiliyede bi örnek verelim o zaman.

+yaa of çok yoruldum bugün. çok yoğundu işim. (bana bugün buluşalım demez umarım.)
-hadi yaa aşkım benim kıyamam sana. (allah belanı versin lan bende bugün buluşalım dicektim.)

bana bunları yaşamıyorum demeyin hayatta inanmam. inananı varsa kendini aldatıyor zaten. bilmiyorum teorimde yanılıyormuyum ama bunu herkesin yaşadığını düşünüyorum. hemde her zaman.