bugün

söykü yazarlarının, yani uludağ sözlük içerisinde yer alan ve öykü yazan tüm yazarların, hep birlikte oluşturacağı ve yitik ülke yayınları tarafından yayınlanacak kitaptır.

hepimize hayırlı olsun.

***

öykü yollamak için son tarih: 01 haziran

***

uludağ sözlük yazarıysan, öykü yazıyorsan, sen de katılabilirsin. yapman gereken, içeriğinde en azından bir adet engelli karakter bulunan bir öykü yazmak, fakat neşeli bir öykü olmalı bu, engelli kişilerin hayata nasıl adapte olduğuna dair olmalı, engellerin onları nasıl engellemediğine dair olmalı, engelli insanları normalize etmeli çünkü gerçek bu, hangimizin çevresinde artık engelini görmediğiniz biri yok ki, unutmayın bu kitap bir umut olmalı, bu kitap yaşama sevinci dolmalı.

***

prosedürü basitçe anlatayım;

1- yukarıda verilen içerikte bir adet öykü yazıyorsunuz. bu öykü;
a) Word programında 11 font ile yazılacak,
b) uzunluğu 2 A4'ü geçmeyecek
c) öykü önceden hiç bir yerde yayınlanmış olmayacak, buna uludağ sözlük'te dahil.

2 - öykünüzü yazdıktan sonra, soykukitap@gmail.com adresine yollayacaksınız. (son tarih 01 haziran)öykünüzle birlikte aşağıda bulunan bilgileri de vermeniz gerekli.
a) adınız soyadınız (kitapta nick'leriniz geçecek, adınız hiç bir yerde paylaşılmayacak.)
b) sözlük nick'iniz (doğrulama mesajı atılacak.)


3 - tüm öyküler toplandıktan sonra, uygun bulunanlar, yayınevi editörleri tarafından redakte edilecek, ve tarafınıza imzalamanız gereken bir adet telif belgesi iletilecektir.

4 - tüm öyküler ve telif belgeleri toplandığında, kitabımız yayınlanacaktır.

***

muhtemel sorular ve cevapları:

1 - kitap özellikle öykü ve anlatı derlemeleriyle son zamanlarda dikkat çeken yitik ülke yayınları tarafından basılacaktır. (80'lerde çocuk olmak, 90 lar kitabı, ekşi öyküler, tuhaf alışkanlıklar kitabı, imza kızın*...vs.)

2 - kitapta yayınlanan öykülerin telif hakkı yayınevine ait olacaktır. öykülerinizi yolladıktan sonra bunu onaylayan bir belgeyi de imzalayıp iletmeniz gerekmektedir.

3 - kitabın geliri ile ismi yakın zamanda netleşecek bir derneğe (engelli sorunları ile ilgili bir dernek) bağış yapılacaktır.

4 - her ne kadar söykü dergisi diğer sözlüklerden öykü kabul etse de, bu proje sadece uludağ sözlük yazarlarına açıktır. kitabın üzerinde uludağ sözlük'e ait bir proje olduğu belirtilecektir. bu konuda zall'dan izin alınmıştır.

***

sen de bir öykü yaz, sen de sözlük başında geçirdiğin onca saate bir anlam kat, engelli arkadaşlarımıza hem maddi, hem de manevi destek sağlamayı amaçlayan bu projede tuzun bulunsun.

iyi yazmalar.
bir öykümüz bir destek sağlayacak; o destekle biri ihtiyacına karşılık bulacak; o karşılık buldukça umutlu olacak; o umutlu oldukça ailesi mutlu olacak; ailesi mutlu oldukça diğer insanlara yardım edecek; insanlar bu karşılıksız iyiliği gördükçe güç durumdaki başka insanlara yardım edecek... bu zincir bu şekilde devam ederek size bağlı birinin de sizi mutlu etmesine vesile olacaktır.
dünyada bütün insanlar birbirine nedenler zinciriyle öyle ya da böyle bağlıdır.
her anlamlı hareketin bir amacı vardır. yaratılışın bundan büyük manası olamaz... bir mana da bizlerden gelsin...
Edebiyatla ilgili ve kalemi kuvvetli arkadaşların alaka gösterip katkıda bulunması gayet güzel olan proje.
(bkz: çıkıyooor çıkıyooorr)

bu kadar engelliden beklenmeyecek bir hamle paşalar. *

şaka maka merak ettim aceba nedir nedir. *
geleceğin senaristi olarak bir şeyler yapmak istediğim projedir.
sözlük üyelerine ve söykü dergisi yazarlarına hayırlı olmasını dilediğim proje.
sözlük yazarlarının maddi ve manevi desteğini esirgememesi gerekir diye düşünüyorum.
paranın engelli insanlara gidip gitmeyeceği tam bir muamma. neşe kat, yaşama umudu kat falan. millet didinecek kitapta yer almak adına, az daha popüler olurum diye, birileri de parayı cukkalayacak bundan faydalanıp.
organize eden yazarın da yazım kurallarından habersiz oluşu ile başlamadan biten kampanyadır zaten. gelin öğretiyim:

1- buna uludağ sözlük'te dahil. (-de bağlacı burada kesme işareti ile ayrılmaz.)
2- redakte edilecek, ve. (ve bağlacından sonra ya da önce virgül konmaz.)
3- öykü önceden hiç bir yerde. (hiçbir birleşik yazılır.)

daha da bulurdum da evden çıkıcam şimdi. demem odur ki önce yazmayı öğrenin, kendiniz kitap okuyarak türkçe kurallarını öğrenin. sonra kitap falan çıkartırsınız acelesi yok...
öykü yazmak istediğim projedir.
yazanlar ve yazmayanlar tarafından destek adına satın alınmalıdır.
bir adet öykü yazacağım etkinliktir.

edit : bir adet öykü gönderdiğim etkinlik olmuştur.
engelliyim ama çok mutluyum değil mi siz hayatınıza devam edin. bak ben de hayata uyum sağladım. gerçi hala kaldırımlardan inerken engelli geçiti yok. ışıkların altında görme engelliler için bir işaret yok.

ama yine de midemde kelebekler uçuşuyor. zaten sizin o güzel ve anlayışlı düşünceleriniz olmasa biz ne yapardık?

sadece ucuza huzur satın almak için yapılan proje.

engelli olmak kötüdür. hadi gerçekleri görmeden engelsizce bir öykü yazalım ayağımız azıcık ağrıdığında kıyamet koparanlar olarak.

ne anlarsınız ki?
(bkz: eşeğin kulağına su kaçırmak)

evet tam olarak böyle. ne güzel site site takılıyordunuz? ha birde yani kitaplaştırmanın anlamı ne? evet site güzel, elimizin altında ve asla sonu gelmeyecek.

rafıma en son girecekler listesinde bulunan bir kitap. ha bağış için sipariş ederim parasını yollar kitabı çöpe atarım. bağış konusu güzel bir şey.

edit: ha engelsiz kalplere, insanlara yardımım dokunacaksa hikaye bile yazarım. ama yazarken bile okumam.
bizzat yaşadıklarımı anlattığım günlüğümden hikayemi çıkartmak istediğim anda bunun olması çok sevindirdi. canım babamla geçen yıldan itibaren yaşadıklarımızda gerek komedi gerekse hüzünlü bir çok anımız vardır.

çok teşekkürler.
tema açısından faydalı bulduğum bi girişim. bunlara ihtiyacımız var, bu tür adımlara...
Ancak şunu belirtmek istiyorum ki, konuyu kısıtlayan standartların getirilmesini mantıklı bulmadım.
-içinde en az bir engelli karakter bulunan bir öykü.(1)
-neşeli bir öykü olmalı bu (2)
-engellileri normalize etmeye yönelik olmalı(3)

1 "içinde bir adet engelli karakter bulundurmak" neden? engelli karakter bulundurulmadan yapıcı ve yaratıcı bir biçimde bu konu irdelenemez mi?

2 "neşeli bir öykü olması" neden ? amaç yeni bir şey söylemek yeni bir şeyler katmaksa; bunlar, bu yaralar derinlemesine deşilmeden nasıl iyileştirilebilir? Dürüst bir şekilde mertçe anlatılan melankolik bir hikaye, içinde beyaz yalanlar barındıran yapmacık bir neşeli hikayeden çok daha etkili olabilir.

3 başlığında "engelsiz" gibi klişe ve sınıflandırıcı bir tabir geçen bir uğraşıdan normalizasyon beklemek aşırıya kaçmış bir iyimserlikten öte bir şey değil gibime geliyor.

son olarak bu olaydan birlerinin maddi çıkar sağlayacağına filan inanmıyorum. ama söykü dergisinin reklamını yapmaktan başka bir misyona ulaşabileceğine de inanmıyorum aynı şekilde.

umarım yanılırım, ben yine de vicdani olarak bir öykü yazıp göndermeyi bir zorunluluk olarak görüyorum. yayınlanır yayınlanmaz orası ayrı mesele.
hayatta zorluk çeken insanların hissettiği gibi yazamayacağımız doğru ama karşımızdakilerin hislerini anlamak için güzel ve yararlı bir proje... bizim görevimiz acımak değil anlamak...
çok anlamlı ve yeteneksiz olduğum halde destek olmaya çalışacağım proje.
deneyeceğim projedir.
bir adet öyküyle katılacağım projedir. Aslında kendi öykülerimin oluşturduğu bir kitap için yazıp istiflemekteydim öykülerimi ancak böylesi güzel bir proje için öykülerimden birini formata uyarlayarak yetkili ellere ulaştıracağım. Umarım umduğumuz kadar güzel olur, umarım umduğumuz gibi bir gelir elde edilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır. Büyük olmak böyle bir şey işte, büyüklüğümüzü böyle güzel sosyal sorumluluk projeleriyle taçlandırmalıyız. Organize eden herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

2 adet bile olsa eksi oy sonrası gelen edit: Neden bu nefret? ben normalde eksi oy alan entrylerime ekleme yapmam. Ama bu kez gerçekten merak ediyorum. Nedir yani bu nefretinizin sebebi? Ben sağlam olduğum için anlayamaz mıyım bir engellinin halinden? Hiç birinizin aklına geldi mi benim de ailemde engelli herhangi birinin bulunabileceği? Siz kimsiniz ki kendinizde insanların düşüncelerini yargılama hakkını görüyorsunuz? Neden iyi niyetle yapılan her çabayı baltalamaya çalışırsınız? Yahu bu denli mi nefret ediyorsunuz hayattan, insanlardan? Yazık gerçekten acıyorum size, asıl engelli olan sizin düşüncelerinizden başka bir şey değil.
(bkz: söykü engelsiz öyküler hakkında istekler)
bu iyi niyetli organizasyona kesinlikle katılmam gerektiğini düşünüyorum; ancak buna bile 40 tane kulp takan insan var. onlara verilecek yüzlerce cevap var ama delik sürahiye su koyulmaz. öyle yada böyle birilerine faydası dokunacağından eminim. en başta bizler birer tane alsak kafi.

vesselam...
işte aranan kan.
(bkz: #18845237)

bu entry yeter.
öykü göndermezse ölecek hastalığına tutulmama neden olan olay.

(bkz: günbatımı turunculuğuna doğru)
madem öyle gerçekçi olsun hikaye:

her sabah olduğu gibi az biraz acıyla uyandım. etrafıma odama baktım annem ben uyuduktan sonra düzeltmiş sanırım. sever beni saolsun. bir müddet keyif yaptığımı hayal ederek uzanmaya devam ettim. e artık kalkma vaktiydi iş beni bekler. o sırada annem girdi odaya. zamanlaması her zamanki gibi harikaydı tabi. gülümsedi bana ve kalkman lazım iş vakti dedi. sanırım aklımı okuyordu, gülümsedim. geldi kollarımın altından kavradı beni ve oturur pozisyona getirdi. belinin ağrıdığını söylemesede hissediyordum. biraz kuvvetlice tutup tekerlekli sandalyemin üzerine koydu beni. nerdeyse düşüyordum ama önemsiz. acıyacak bir yeriniz kalmadığında önemi olmuyorda zaten. durumumuz pek elverişli olmadığı için babamın zamanında bize bıraktığı evde yaşıyoruz ve maalesef 2. katta. o yüzden zaten yarım saat erken kalkmam. annem gene zorlanarakta olsa işe yetişmemi sağlamak için merdivenlerden kapıcı ismet abinin yardımı ile indirdi. saolsun senelerdir üşenmeden yardım eder bana ismet abi. yalnız her sene belli vakitler köye gitmese dahada iyi olurdu ama adamda sonuçta akrabalarını özlüyor. birine muhtaç olmak zor... öyle günlerde üst katımızdaki necla teyze yardım eder bize. güçlü kadın 4 çocuk yetiştirmiş. hepside sapasağlam. benim gibi değil yani. ismet abiye teşekkür ettikten ve anneme el salladıktan sonra ufak ufak başladım yürümeye otobüs durağına. yürümek? ağız alışkanlığı işte, benim pırpırla devam ettim yani yoluma,yakın zaten durak nerdeyse evden görünecek kadar. gideceğim yerden geçmesine rağmen onlarca otobüse sadece bakmakla yetindim. çünkü hiçbirinde benim binmeme yardımcı olacak sistem yoktu. gerçi daha kaldırımlardan inerken bile zorlanıyorum. bazı yerlerde daha bizimde yaşadığımız düşünülmüyor... nihayet sarı otobüslerden birine denk geldim. orta kapı açıldı benim için ve bir yolcudan rica edip gerekli aparatı yere doğru açmasını sağladım. insanlarımız herşeye rağmen iyi niyetliler. gerçi sadece ben iletişime geçince karşılık alsamda bu bile yetiyor. tuhaf bakışlar arasında bitirdim hergün olduğu gibi yolculuğumu. komik şeyler okurum yolda ve gülerim bol bol. tabi alışık değil kimileri tuhaf geliyor gülmem. gene binbir rica utanmayla aldığım yardımla indim otobüsten. neyseki iş yerimin girişinde bir platform var merdivenlerden çıkmamı sağlayan. ordan asansöre geçişte kolay. danışma ve birkaç kişiyle selamlaşıp geçtim çalışma yerime. e tabi benim masa biraz geniş alanda. tekerlekli özel koltuğumdan olsa gerek. çoğunlukla iyi arkadaşlarım var. özellikle adı samet olan piç tabiatlı arkadaşım sayesinde günü daha iyi geçiriyorum. saolsun yalnız bırakmaz beni. hergün benimle alay eden bir lakap takar bana. kimi gün michael schumacher kimi gün kenan sofuoğlu olurum onun gözünde. benim diğerlerinden farklı olmadığı göstermek için yaptığından kızmam ona. bilirim iyi niyetini çünkü. sıkışık sayılabilecek bir ofisteyiz daha doğrusu geniş ama kalabalık bir ofiste. ve bugün maalesef tatsız bir olay yaşandı. ayrılmaz kankiler dediğimiz iki arkadaş kavga ettiler. bildiğin yumruk tekme yani. ve gene maalesef ki çok üzüldüklerine eminim kavga sırasında beni devirdiler. o sıra telaştan kaçamamışım işte ne bileyim. tek hatırladığım sametin çok ağır küfürler edip beni yerden kaldırdığı. bir nevi kavgayı ayırmıştım oturduğum yerden. buda güzel bişey tabi. bu olay yüzünden operasyon şefimizin bana izin vermesi sebebiyle bir ton acıyan gözün arasından geçip evime doğru yola çıktım. hiçbirşey değilde arzunun ki kendisine deli gibi aşığım, bana acıyan gözlerle bakması beni biraz üzdü. e malum bizde aşk kavramı maalesef geçerli değil. sevmek gibi bir hakkımız yok. hatta bir ara kuzenim olucak hayvan bana kız arkadaş ayarlamıştı hesapta . kızda tekerlekli sandalyede. ben tanıştıktan sonra anlaşamayınca davul bile dengi dengine neyini beğenmedin oda sakat demişti öküz. tabi biz ayrı bir ırk olarak görüldüğümüz için kendi ırkımız harici sevemiyoruz... aynı yorucu ama komik yolcuğumu çekip evime geldim. annem telaşlandı erken saatte görünce beni. ismet abi gene yardımcı oldu saolsun eve girdim. işten gelince daha doğrusu dışarı çıkma gibi bir lüksüm olmadığı için bütün boş zamanlarımda bilgisayar başında otururum. her zaman takıldığım sözlüğün bizim gibiler için bir kitap hazırladığını gördüm vede sevindim. hala bizi düşünen insanlar var diye. ha söylemedim sanırım daha, engelliyim ben. kiminize göre özürlü kiminize göre engelli kiminize göre acınacak sakat insanlardan biriyim. buna rağmen talimatlar çok açıktı ve bende bu olayın içinde biri olarak talimatlara uygun bir öyküyle katılmak istedim. sanırım yazmaya başlamalıyım artık:

bügün çok güzel bir gündü ve ben her zamanki gibi pozitif bir şekilde uyandım...
yazı yazmayı çok sevdiğim halde öykü konusunda başarısız olduğumu düşünsem de verilen zamana güvenerek bir şeyler yazmaya çalışacağım projedir. umarım amacına ulaşacak bir kitap olur.