bugün

Yanlış, zararlı ve kanunen aykırı davranışlar bütünü.
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık, şantajcılık, kaçakçılık, hakaret, katillik gibilerin içine girdiği dine, ahlaka, yasalara ve insanlığa aykırı davranış.
ışıkları söndürmektir ,
Kötü şeyler olmaya sebebiyet verircesine...
akpli olmayan bireyin yaptigi her eylem.
bir insan yemek yeme kadar tabi bir şekilde toplumsal normların dışındakini arzuluyorsa o halde bu suç mudur? sonuçta o nesneyi bünyeye algılatan ne varsa hiçbiri bir iradenin ürünü değilken nasıl irade suçlanabilir? hadi diyelim insan buna direnmek zorunda, o halde her gün karşılaştığın bu nesneye karşı koymak konusunda her daim dirençli olabilecek misin? hele hele her karşı duruşunda bu nesne sana daha cazip geliyorsa.
burada suçun biyolojik nedenlerine ışık tuttum. evet.
Devlete karşısı, kişiye karşısı olmayan şey. Suç suçtur.
Allahu teala Hz. Ademi ve Havvayı yaratıp onları cennete yerleştirmiştir. Onlara bir hukuk düzeni vermiştir. Bu düzene göre cennette istediklerini yapmaları serbesttir. Sadece yasak ağaca yaklaşmamaları emredilir. Düşman olarak iblis tanıtılır ve tuzaklarına karşı dikkatli olunması gerektiği öğütlenir. Eğer bu hukukun sınırları dışına çıkarlarsa çıplak kalacaklarını, acıkıp susayacaklarını, güneş altında yanacaklarını ve iaşelerini karşılamak için çalışmak zorunda kalacaklarını onlara Allah tarafından bildirilmiştir.

Bugünkü şeytanların moda, modernizm, sanat, çağdaşlık, bilimsellik gibi süslü fakat içi boş kavramlarla insanı kandırdığı gibi ibliste hz. Adem ve Havvayı melek olmakla ve ölümsüz olmakla teşvik ederek suça itmiş ve bunun sonunda hz. Adem ve Havva yaptıklarının farkına varıp tövbe etmiş fakat tövbeleri kabul edilse de dünyaya gönderilmek ile cezalandırılmışlardır.

Burada çıkarılması gereken en önemli ders şudur:"bilmek, suçun icra edilmesine engel değildir."

Suçu icra etmeme, yalnızca bilginin değil aynı zaman da iradenin de bir fonksiyonudur. iblis vaatleriyle düşmanlarının iradesini zayıflatmıştır. Bugün de suçu engellemenin en önemli yolu insanları suç işlemeye itecek ortamları ortadan kaldırmaktır.

insan iradesini zayıflatarak suç işlemeye eğilim meydana getiren bir sistem, suçun bizatihi kaynağıdır ve asıl suçludur.
içimizde birilerinin iyi olmaması demektir.
Üniversitedeyken kendimi polise ihbar etmiştim. Suç ve ceza ' daki o düşüncelerin beyne hücum etmesi durumunu yaşadım. Potansiyel bir sucluydum, hala öyleyim. Beynimi inceledikleri zaman anormal bir şey bulamadilar. Ama ben anormal bir insan olduguma inanıyorum. Ablamı neredeyse baltayla parcaliyordum. Bir kriz anında oldu bu tabii. Raskolnikov ' un ruhu bedenimdeydi sanki. Bazen bir suçu kafaya takıyorum. Binlerce defa bunu neden yaptığımı sorguluyorum. Enistemi neredeyse öldürüyordum. Şimdi mahkemelere gidip cinayet davalarını takip etmeyi düşünüyorum. Bırakın suçluları. Pişman degillerse bırakın istedikleri gibi kendi değer yargılariyla Yaşasınlar. Eğer pişman iseler kendi hükümlerini kendileri verecektir. Engel olmayın. Ya da dünya yok olur. Biliyor musunuz? Baskaldiran insan'i yani camus ' yu okumasaydim birinizin kafatası şarap kadehim olurdu. Ahahaha. Bir de nietzsche ' nin solgun suçluları çözümlemesi var. Der ki:

Kendi hükmünü kendi verdiği an onun en yüce anıydı. Bu yucelik aninin bayaliga dönmesine izin vermeyin.
suç, bir radyo tiyatrosu gibi tasarlanır. suçu birlikte işleyecek insanlar bile plan aşamasında gözlerinin önünde aynı görüntüyü oluşturamaz.

suç, çin filmlerindeki gibi işlenir. herşey gerçek hayatta olduğundan çok daha basit ama daha acımasızdır.

finaller ise fransız filmlerindeki gibi yaşanır. herkes tek başınadır ve geride kalanların vücutları, ölülerden önce soğur.

**** kutlukhan perker'in bir yazısından alıntıdır. ****
canfeza'nın kaleminden bir parçadır.

"...
Zerafetin; felaketim,
Erdin mi düşlerimi helak edip?
Seni sevmek; ne büyü, ne lanetim.
Seni sevmek; geçmişin emaneti.

Seni sevmek; senden sonrakileri,
Senden öncekileştiriyor zamanla.
Sevmek seni; senden sonraki yeri,
işgal ediyor beni tam anlamıyla.
"
suç diye bir şey yoktur ceza diye bir şey vardır. ceza neyse suçta o dur.
(bkz: Sevmek)
genel tanımı amacından sapmış olgu. suç kavramı onaylanmayan bir eylemdir. aynı zamanda da suç onu gerçekleştiren kişi veya kişilerce onaylanmayan bir duruma tepki olarak doğar. yani suç diğer yanıyla bir isyandır. kabul etmek gerekir ki ham bir isyandır. gelişmesi kitlelere bağlıdır.
budur.

https://www.facebook.com/...66&type=2&theater
bir düşüncesizlik sonucudur.
bir ceza avukatından gerçek hikayeler. almanyada 45 hafta bestseller listesinde kalmış, çeviri hakları 32 ülkeye satılmış, bazı hikayeleri film yapılmış falan bi kitap. okunuru var.
ceza avukatı ferdinand von schirach tarafından yazılmıs kitap serisidir. ntv yayınlarının eserleridir. ilk kitabı akıcı ve surukleyici olmakla birlikte ikinci kitabı umulan zevki tattıramamıstır. konsept olarak guzel bir kitaptır, arka kapagı okudugunuzda kitabı okumak istersiniz. f.von schirach'ın dili de gayet guzel ve samimidir. ozellikle ilk kitapta 'vay be' dedirtir bazı hikayeleri.

3.sunu bekliyoruz. ümidimiz ilk kitabın cıtasında olması.
bazen kimine göre sadece aşık olmak.
"Suç, ceza kanununun ihlali yönündeki, savunma veya mazeret olmaksızın yapılan ve devlet tarafından ağır veya hafif suç olarak cezalandırılan kasıtlı bir harekettir".
çok kastırmayan akıcı bir kitap.
galiba bu aralar avukatların yaşadıklarını kaleme alması moda.
sadece bu yazara mahsus değil başka yazarlar da dikkatimi çekti kitap çıkaranlar arasından.
bir tane suç dosyasında yaz saati kış saati uygulaması olayı galiba yazarın kurgusu.
o kadar polis savcı arasından bu ufak tuzağı kimsenin görmemesi biraz ilginç geldi bana.
2. serisi de 1. si gibidir. 1.severseniz 2.yi de alın.
alman ceza hukukçusu avukat Ferdinand von schirach tarafından yazılan ve gerçekleşmiş olan enteresan ceza davalarının anlatıldığı güzel bi kitap.ikincisi de çıkmıştır.
işlendiğinde cezasının çekilmesi gereken.
kazındığında herhalükarda altında insanın çıkacağı unsur.
" suç, toplum için bir ayıpken, bireysel anlamda kazanılmış bir zaferdir" demiş dostoyevski. tabi burda üstünde durulması gereken asıl nokta, suçtan kast edilenin nasıl bir nitelikte olduğudur.